#smrgSAHAF Van Kısa Lodos Hikayeleri -

Stok Kodu:
1199041541
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
206 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1991
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199041541
427562
Van Kısa Lodos Hikayeleri -
Van Kısa Lodos Hikayeleri - #smrgSAHAF
0.00
Senle benim yandığımız senfonide, çardaklar, kuzgun turnalar, tekerlekler, ölü kuşlar, idare lambaları, donmuş gözbebekleri, fırlayıp gökyüzüyle tuzla buz oluyordu. Tayfunun sarı güneşi kanımızı dondurdu. Çilemizin şarkıları gırtlağa düğümlenen haykırışlardı. Hatırla ama! Kıvranışlar, yalvarmalar, kan lekeleri, çocukların gözyaşları, cerahatlar, destelerle gönül yarası. Düğünlerde, bayramlarda çalınan bandoların yalnızlığı. Göz dibine düşen yabancı renkleri, bilinmeyen ülkelerin...

Şizofreni'nin (1964), Van'ın (1966), Kısa Lodos Hikâyeleri'nin (1968) yazarı, doktor, serseriye bakmasını ve tahlil etmesini bilen adam. Sait Faik'in yakın arkadaşı ve doktoru. Deniz Yolları'nda ruh hekimi. Tarabya plajında kurtardığı hayat... Kurtarmadığı kendi hayatı. Ressam, meczup, korkak, şair, çevirmen (yayımlanmamış bir Nerval çevirisi, Ateş Kızları, eski yazı). Dansör: hangi karede? Resimlerinden birinin altında, şöyle bir yazı: Yalnızlığı yaşayan ev. Ne Şizofreni'yi, ne Van'ı ne de Kısa Lodos Hikâyeleri'ni bulabildim sahaf1arda. Birkaç yıl önce, Milli Kütüphane'de buldum. Yoktur diyordum... Kitaplar dışarı çıkarılamadığı için orada, o anda, okuma salonunda okudum. Fotokopilerini çektim. Naif, korkutucu hikâyelerdi. Zoraki içine daldığımız gündelik hayatı deşiyor, rüyaları, kâbuslarıyla bizim olan hayatı, basit ilişkilerinden fantastik anlarına kadar, en bildik ama en dokunulmadık, görmezden gelinen yanlarıyla seriyordu gözler önüne. Tanımadım. Bilmiyorum, ama bana öyle geliyor ki, Doktor Ürgüp, kalabalıklar içinde, bir tarafı hep yalnız olanlardandı. Tenlerine yalnızlık işlemiş insanlardan. Evrakını gözden geçirirken farkına vardım: Hayat onu cezbetmişti. Öyle cezbetmişti ki, ucuna kadar gitmiş, yitmişti. Hayatın cazibeli hayali, onu da içine çekmişti. Elde kalanlara bakılırsa, Fikret Ürgüp, 1969'dan sonra yazıyla ciddi bir biçimde hiç uğraşmamış. O dönemden kalan, hezeyan içinde çiziktirilmiş satırlar, mısralar, yazıya benzer parçacıklar var: Çöküntü farkediliyor. Eskiden kalma ustalık kırıntıları arada sırada sırıtıyor. Yeditepe dergisinin 1952 yılında yayınlanan 12. sayısında Fikret Ürgüp, Portakal Kış Meyvesidir başlıklı bir yazı yayımlıyor. Okuyalım: "Camillo Jose Cela, Portakal Kış Meyvesidir adı..."

Senle benim yandığımız senfonide, çardaklar, kuzgun turnalar, tekerlekler, ölü kuşlar, idare lambaları, donmuş gözbebekleri, fırlayıp gökyüzüyle tuzla buz oluyordu. Tayfunun sarı güneşi kanımızı dondurdu. Çilemizin şarkıları gırtlağa düğümlenen haykırışlardı. Hatırla ama! Kıvranışlar, yalvarmalar, kan lekeleri, çocukların gözyaşları, cerahatlar, destelerle gönül yarası. Düğünlerde, bayramlarda çalınan bandoların yalnızlığı. Göz dibine düşen yabancı renkleri, bilinmeyen ülkelerin...

Şizofreni'nin (1964), Van'ın (1966), Kısa Lodos Hikâyeleri'nin (1968) yazarı, doktor, serseriye bakmasını ve tahlil etmesini bilen adam. Sait Faik'in yakın arkadaşı ve doktoru. Deniz Yolları'nda ruh hekimi. Tarabya plajında kurtardığı hayat... Kurtarmadığı kendi hayatı. Ressam, meczup, korkak, şair, çevirmen (yayımlanmamış bir Nerval çevirisi, Ateş Kızları, eski yazı). Dansör: hangi karede? Resimlerinden birinin altında, şöyle bir yazı: Yalnızlığı yaşayan ev. Ne Şizofreni'yi, ne Van'ı ne de Kısa Lodos Hikâyeleri'ni bulabildim sahaf1arda. Birkaç yıl önce, Milli Kütüphane'de buldum. Yoktur diyordum... Kitaplar dışarı çıkarılamadığı için orada, o anda, okuma salonunda okudum. Fotokopilerini çektim. Naif, korkutucu hikâyelerdi. Zoraki içine daldığımız gündelik hayatı deşiyor, rüyaları, kâbuslarıyla bizim olan hayatı, basit ilişkilerinden fantastik anlarına kadar, en bildik ama en dokunulmadık, görmezden gelinen yanlarıyla seriyordu gözler önüne. Tanımadım. Bilmiyorum, ama bana öyle geliyor ki, Doktor Ürgüp, kalabalıklar içinde, bir tarafı hep yalnız olanlardandı. Tenlerine yalnızlık işlemiş insanlardan. Evrakını gözden geçirirken farkına vardım: Hayat onu cezbetmişti. Öyle cezbetmişti ki, ucuna kadar gitmiş, yitmişti. Hayatın cazibeli hayali, onu da içine çekmişti. Elde kalanlara bakılırsa, Fikret Ürgüp, 1969'dan sonra yazıyla ciddi bir biçimde hiç uğraşmamış. O dönemden kalan, hezeyan içinde çiziktirilmiş satırlar, mısralar, yazıya benzer parçacıklar var: Çöküntü farkediliyor. Eskiden kalma ustalık kırıntıları arada sırada sırıtıyor. Yeditepe dergisinin 1952 yılında yayınlanan 12. sayısında Fikret Ürgüp, Portakal Kış Meyvesidir başlıklı bir yazı yayımlıyor. Okuyalım: "Camillo Jose Cela, Portakal Kış Meyvesidir adı..."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat