Şunu da eklemek gerekiyor: Metinde "Türk" sözcüğü pek az geçmektedir. Bunun yerine kullanılan sözcük, "Müslüman" dır. Ne acıdır ki, Osmanlı Devleti, genelde, "Türk"ü "Türk" olarak değil, ancak "Müslüman" olarak görmüştür.
Biliyoruz, elinizdeki kitabın sayfalarını çevirdikçe tüm benliğinizi bir başkaldırı duygusu saracak, yüreğiniz sızlayacak, yanacak. Ama bizlere karşı soykırım anıtları diken ve Avrupalılar'ın şımarık dostları olan Yunanlılar'ın gerçek yüzlerini bilmemiz gerekiyor. Bu arada, içimizden kimi "aydın" geçinenlerin neden bu canavarlıkları basit ve olağan savaş zayiatı gibi göstermeye kalkıştıklarını, buna karşılık biz Türkler'i soykırımcı olarak tanıtmaya çabaladıklarını da, ister istemez, sorgulayacaksınız. Onlar ki "Tarihimizle yüzleşmekten söz edenlerdir, işte yüzleşmeleri için kendilerine böylece bir fırsat da tanımış oluyoruz.
Bu kitapta belgelenen vahşet, bizi derinden yaralamış bulunuyor. Yayınlamış olmak acımızı daha da arttırmıştır. Keşke kitaba konu olan olaylar hiç yaşanmamış olsaydı ve biz de böyle bir yayın yapmak olanağını bulamasaydık! O nedenle bir görevi, ama ıstırap veren bir görevi yerine getirdiğimize inanıyoruz. -Prof. Dr. Çetin Yetkin (Önsözden)
Şunu da eklemek gerekiyor: Metinde "Türk" sözcüğü pek az geçmektedir. Bunun yerine kullanılan sözcük, "Müslüman" dır. Ne acıdır ki, Osmanlı Devleti, genelde, "Türk"ü "Türk" olarak değil, ancak "Müslüman" olarak görmüştür.
Biliyoruz, elinizdeki kitabın sayfalarını çevirdikçe tüm benliğinizi bir başkaldırı duygusu saracak, yüreğiniz sızlayacak, yanacak. Ama bizlere karşı soykırım anıtları diken ve Avrupalılar'ın şımarık dostları olan Yunanlılar'ın gerçek yüzlerini bilmemiz gerekiyor. Bu arada, içimizden kimi "aydın" geçinenlerin neden bu canavarlıkları basit ve olağan savaş zayiatı gibi göstermeye kalkıştıklarını, buna karşılık biz Türkler'i soykırımcı olarak tanıtmaya çabaladıklarını da, ister istemez, sorgulayacaksınız. Onlar ki "Tarihimizle yüzleşmekten söz edenlerdir, işte yüzleşmeleri için kendilerine böylece bir fırsat da tanımış oluyoruz.
Bu kitapta belgelenen vahşet, bizi derinden yaralamış bulunuyor. Yayınlamış olmak acımızı daha da arttırmıştır. Keşke kitaba konu olan olaylar hiç yaşanmamış olsaydı ve biz de böyle bir yayın yapmak olanağını bulamasaydık! O nedenle bir görevi, ama ıstırap veren bir görevi yerine getirdiğimize inanıyoruz. -Prof. Dr. Çetin Yetkin (Önsözden)