#smrgSAHAF Söke 1930 -

Stok Kodu:
1199167956
Boyut:
22x30
Sayfa Sayısı:
128 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199167956
554085
Söke 1930 -
Söke 1930 - #smrgSAHAF
0.00
“Dedem, ‘Suat Cuma günü saat onu on geçe doğdu, sene 1343.' diye yazmış. Miladi tarihle 1927. Evimiz İstasyon Caddesi'nde ve caddenin iki tarafında, toplamı yaklaşık 10 dönüm civarında çok büyük bir bahçenin içinde 4 odalı kerpiç bir binaydı .

Ne doğduğum ev, ne oynadığım bahçeler, ne okuduğum Kocagöz İlkokulu'nun eski binası, eski hükumet binası, Tiyatro ve Sinema Binası ve daha niceleri artık yok. Ben çocuklarıma, işte ben bu evde doğdum, bu okulda okudum diye bir şey gösteremiyorum, kimse gösteremez. Plansız programsız yapılaşmanın verdiği çarpıklık da bu işin tuzu, biberi. Zamanında kendine özgü mimarisi ile bir ana cadde görünümündeki İstasyon Caddesi, bugün iki tarafında dikilen 8-10 katlı apartmanlar ile adeta boğulmuş gibi…

Kaybolanları artık geri getirmenin olanağı yok, ama hayallerimde hep varlardı. Onlar da yok olmadan resimlerle de olsa belgelemek benim için çok zevkli bir görev oldu.”

Prof. M. Suat Çakmak, doğduğu büyüdüğü Söke'nin 1930'lu yıllardaki insanlarını ve sokaklarını kendi çizdiği resimlerle görsel bir şölen katarak anlatıyor...

“Dedem, ‘Suat Cuma günü saat onu on geçe doğdu, sene 1343.' diye yazmış. Miladi tarihle 1927. Evimiz İstasyon Caddesi'nde ve caddenin iki tarafında, toplamı yaklaşık 10 dönüm civarında çok büyük bir bahçenin içinde 4 odalı kerpiç bir binaydı .

Ne doğduğum ev, ne oynadığım bahçeler, ne okuduğum Kocagöz İlkokulu'nun eski binası, eski hükumet binası, Tiyatro ve Sinema Binası ve daha niceleri artık yok. Ben çocuklarıma, işte ben bu evde doğdum, bu okulda okudum diye bir şey gösteremiyorum, kimse gösteremez. Plansız programsız yapılaşmanın verdiği çarpıklık da bu işin tuzu, biberi. Zamanında kendine özgü mimarisi ile bir ana cadde görünümündeki İstasyon Caddesi, bugün iki tarafında dikilen 8-10 katlı apartmanlar ile adeta boğulmuş gibi…

Kaybolanları artık geri getirmenin olanağı yok, ama hayallerimde hep varlardı. Onlar da yok olmadan resimlerle de olsa belgelemek benim için çok zevkli bir görev oldu.”

Prof. M. Suat Çakmak, doğduğu büyüdüğü Söke'nin 1930'lu yıllardaki insanlarını ve sokaklarını kendi çizdiği resimlerle görsel bir şölen katarak anlatıyor...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat