#smrgSAHAF Sır: Sufizm Üzerine Konuşmalar -

Stok Kodu:
1199097816
Boyut:
13x18
Sayfa Sayısı:
336 a.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Çeviren:
Deva Chandra
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199097816
483623
Sır: Sufizm Üzerine Konuşmalar -
Sır: Sufizm Üzerine Konuşmalar - #smrgSAHAF
0.00
Bu aslında bir kitap değil. Daha çok bir dans bu. Sıradan bir dans da değil. Kalpten esen bir Sufi kasırgası bu.

Nasıl ki dervişler ezelden beri aşk sarhoşluğu içinde dönüp durmuşlarsa, Usta'nın bu sözleri de çemberin dönmekte olan çapında yer alıyor. Zihninizin bilgi, kıssa ve fıkralardan oluşan bu engin bilgelik hazinesine dalmasına izin verdiğinizde, bu dans sizi de içine çekmiş oluyor.

Ama dönen bu sözcük bolluğunun ortasında, merkezin tam içinde sessizlik, saf boşluk -Sufilerin ışk dedikleri gerçek aşk, Usta'nın varlığı oturuyor…

Bu kitap bir şarkı bir anımsama, bir kucaklama, o gizli ana duyulan bir özlem, bir zikirdir."

Durgun göller buluşamaz, ancak nehirler buluşabilir. La ilahe ill Allah- Allah'tan başka Tanrı yoktur. Hedeften başka hedef yoktur. Tanrı gittiğimiz yön değildir; Tanrı geldiğimiz yöndür. Halbuki gözlerimiz uzaklardaki yıldızlara takılıp kalmış durumda. Hep ileriye bakıyoruz. Uzaklara odaklanmış durumdayız oysa yarattığımız tüm hedefler kendi zihnimizin yansıtmalarından ibaret. Asıl hedef nereden geldiğimizdir. O bizim doğamızın, varlığımızın ta kendisindedir, varoluşumuzun temelini oluşturur. Sufiler der ki, din başlı başına iki şeyden meydana gelir. Biri fakr yani hiç kimse, hiçbir şey, egosuzluk, tevazu kavramıdır. Fakr sözcüğü bunların tümünü kasteder. İkinci şey de zikr yani Tanrı'nın hatırlanmasıdır. Tanrı, ulaşılması, keşfedilmesi ya da icat edilmesi gereken bir şey değildir. Tanrı'nın sadece hatırlanması gerekir. Biz onu sadece unuttuk. Gereken tek şey bir uyanıştır. Buna zikr denir. İşte bu iki küçük kelime, fakr ve zikr, tasavvuf ruhunun ta kendisini oluşturur. (Arka kapaktan)

Bu aslında bir kitap değil. Daha çok bir dans bu. Sıradan bir dans da değil. Kalpten esen bir Sufi kasırgası bu.

Nasıl ki dervişler ezelden beri aşk sarhoşluğu içinde dönüp durmuşlarsa, Usta'nın bu sözleri de çemberin dönmekte olan çapında yer alıyor. Zihninizin bilgi, kıssa ve fıkralardan oluşan bu engin bilgelik hazinesine dalmasına izin verdiğinizde, bu dans sizi de içine çekmiş oluyor.

Ama dönen bu sözcük bolluğunun ortasında, merkezin tam içinde sessizlik, saf boşluk -Sufilerin ışk dedikleri gerçek aşk, Usta'nın varlığı oturuyor…

Bu kitap bir şarkı bir anımsama, bir kucaklama, o gizli ana duyulan bir özlem, bir zikirdir."

Durgun göller buluşamaz, ancak nehirler buluşabilir. La ilahe ill Allah- Allah'tan başka Tanrı yoktur. Hedeften başka hedef yoktur. Tanrı gittiğimiz yön değildir; Tanrı geldiğimiz yöndür. Halbuki gözlerimiz uzaklardaki yıldızlara takılıp kalmış durumda. Hep ileriye bakıyoruz. Uzaklara odaklanmış durumdayız oysa yarattığımız tüm hedefler kendi zihnimizin yansıtmalarından ibaret. Asıl hedef nereden geldiğimizdir. O bizim doğamızın, varlığımızın ta kendisindedir, varoluşumuzun temelini oluşturur. Sufiler der ki, din başlı başına iki şeyden meydana gelir. Biri fakr yani hiç kimse, hiçbir şey, egosuzluk, tevazu kavramıdır. Fakr sözcüğü bunların tümünü kasteder. İkinci şey de zikr yani Tanrı'nın hatırlanmasıdır. Tanrı, ulaşılması, keşfedilmesi ya da icat edilmesi gereken bir şey değildir. Tanrı'nın sadece hatırlanması gerekir. Biz onu sadece unuttuk. Gereken tek şey bir uyanıştır. Buna zikr denir. İşte bu iki küçük kelime, fakr ve zikr, tasavvuf ruhunun ta kendisini oluşturur. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat