#smrgSAHAF Sahtekâr Havari -

Hazırlayan:
Ed. Işıl Ölmez
Stok Kodu:
1199083238
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
280 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007
Çeviren:
Çev. Tamar Bahar
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199083238
469096
Sahtekâr Havari -
Sahtekâr Havari - #smrgSAHAF
0.00
Medya Çağının Peygamberi

Bugün bir peygamber ortaya çıkacak olsa, kitlelere ulaşmak ve "yol"unu öğretmek için kullanacağı ilk araç, televizyon olurdu kuşkusuz. Ama safdil bir peygamber değilse, televizyonun da onu kullanmak isteyeceğini bilirdi. Yalnızca televizyon mu? Elbette hayır; çağdaş toplumun çok sayıdaki iktidar odağı, kitlelerin merakını uyandırmış, desteğini almış birini, peygamber olsun olmasın, kendi gündemleri doğrultusunda kullanmak için önceki çağlarda benzeri görülemeyecek bir yarışa girerdi herhalde.

Sahtekâr Havari, böyle bir dünyada Havari Yuhanna'nın sözleriyle konuşarak ekrana çıkan, ortaya çıktığı gibi de kaybolan bir peygamberin hikayesini anlatıyor. Fransa'da ilk görünüşünün ardından hem kilise, hem de "derin" devlet Bin Yusuf'un peşine düşüyor; onu bulabilmek için görünürdeki en büyük umutlarıysa, insanların gözlerinin içine bakıp ruhlarının derinliklerini okuyabilen Augustin.

Augustin başarısızlığı kabullenmek üzereyken Bin Yusuf ikinci kez okurun karşısına çıkıyor: bu kez New York'ta ve kabul edilmiş bir peygamber olarak. Dünyaya gerçek barışı getirmeye çalıştığı söyleniyor Bin Yusuf'un; "öl" dediğinde ölecek bir grup havarisi de var üstelik. Augustin, tüm uyarılara karşın bu havarilerden biri oluyor, ama Bin Yusuf'un gözlerine baktığında hiçbir şey göremediği gibi, havariler de birbiri ardına ölüyor ve işler içinden çıkılmaz bir hal almaya başlıyor.

Sahtekar Havari, günümüz dünyasında da mucizelerin, ancak inananlar varsa gerçekleşebileceğini gösteren, ibret verici bir mesel

Medya Çağının Peygamberi

Bugün bir peygamber ortaya çıkacak olsa, kitlelere ulaşmak ve "yol"unu öğretmek için kullanacağı ilk araç, televizyon olurdu kuşkusuz. Ama safdil bir peygamber değilse, televizyonun da onu kullanmak isteyeceğini bilirdi. Yalnızca televizyon mu? Elbette hayır; çağdaş toplumun çok sayıdaki iktidar odağı, kitlelerin merakını uyandırmış, desteğini almış birini, peygamber olsun olmasın, kendi gündemleri doğrultusunda kullanmak için önceki çağlarda benzeri görülemeyecek bir yarışa girerdi herhalde.

Sahtekâr Havari, böyle bir dünyada Havari Yuhanna'nın sözleriyle konuşarak ekrana çıkan, ortaya çıktığı gibi de kaybolan bir peygamberin hikayesini anlatıyor. Fransa'da ilk görünüşünün ardından hem kilise, hem de "derin" devlet Bin Yusuf'un peşine düşüyor; onu bulabilmek için görünürdeki en büyük umutlarıysa, insanların gözlerinin içine bakıp ruhlarının derinliklerini okuyabilen Augustin.

Augustin başarısızlığı kabullenmek üzereyken Bin Yusuf ikinci kez okurun karşısına çıkıyor: bu kez New York'ta ve kabul edilmiş bir peygamber olarak. Dünyaya gerçek barışı getirmeye çalıştığı söyleniyor Bin Yusuf'un; "öl" dediğinde ölecek bir grup havarisi de var üstelik. Augustin, tüm uyarılara karşın bu havarilerden biri oluyor, ama Bin Yusuf'un gözlerine baktığında hiçbir şey göremediği gibi, havariler de birbiri ardına ölüyor ve işler içinden çıkılmaz bir hal almaya başlıyor.

Sahtekar Havari, günümüz dünyasında da mucizelerin, ancak inananlar varsa gerçekleşebileceğini gösteren, ibret verici bir mesel

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat