Necati Cumalı, birinci 'tablo'yu tanımlarken; "Küçük Gölköy istasyonunun arka cephesi" diyor. İstasyon parkı sağdaymış. Bir tahta kanepe, dutlar ve akasyalar, elektrik direkleri. Tren yolcularının Anadolu yönünde bugün de sıkça rastlayabilecekleri bir görünüm. Büyük şehirlerden, büyük şehirlerin dağdağalı yaşamasından o kadar uzak. Ama durgunluğunda çıldırtıcı bir tekdüzelik duyumsanıyor.
Gölköy ismini yazar takmış. 'Küçük bir Batı Anadolu istasyonu' ve çevresi için. Oyun başlarken iki jandarma eri hat boyunda devriye geziyor... (Selim İleri)
Necati Cumalı, birinci 'tablo'yu tanımlarken; "Küçük Gölköy istasyonunun arka cephesi" diyor. İstasyon parkı sağdaymış. Bir tahta kanepe, dutlar ve akasyalar, elektrik direkleri. Tren yolcularının Anadolu yönünde bugün de sıkça rastlayabilecekleri bir görünüm. Büyük şehirlerden, büyük şehirlerin dağdağalı yaşamasından o kadar uzak. Ama durgunluğunda çıldırtıcı bir tekdüzelik duyumsanıyor.
Gölköy ismini yazar takmış. 'Küçük bir Batı Anadolu istasyonu' ve çevresi için. Oyun başlarken iki jandarma eri hat boyunda devriye geziyor... (Selim İleri)