#smrgSAHAF Karnaval ve Türk Romanı -

Stok Kodu:
1199078882
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
438 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199078882
464760
Karnaval ve Türk Romanı -
Karnaval ve Türk Romanı - #smrgSAHAF
0.00
Kültürün kaynaklarına yönelmiş bir çalışma, dışarıdan, "iktidar egemenlikleri için" üretilmiş yapılara karşı "kendisi olan"ı ortaya koyma çabasıdır. Bu nedenle, günümüz dünyasındaki kültürel ayrılıkları "medeniyetler çatışması" kavramı ile sonsuzlaştırmak isteyen Batılı egemen düşüncenin ve onun oyununa gelmiş Doğu dogmatizminin karşısında, insanlığın "kültürel köken birliği" ve "barışçı gelecek" düşüncelerini savunmak, bir edebiyat çalışmasının araştırmacı tavrı dışında çok önemli insancıl bir içerik de taşımaktadır.

Batı romanına Sokrates'in Atina pazar meydanında yaptığı gibi "hakikat ebeliği" yapmış karnavalcı yaşam ve yazın türlerini, Türkçe yazında yaşam bulmuş özgün karnavalcı yaşam öğeleriyle, mevsimlik bayramlarla, yağmur törenleriyle, halk hikayeleriyle, iktidar yağdanlığı, "varıp sahibine haber vereyim" telaşındaki taklitçi, züppe Hacivat karşısında tüm iktidar söylemlerini tepetaklak etmeye can atan Karagöz dobralığıyla. Keloğlan, Nasreddin Hoca gülmecesiyle, Bektaşi kayıtsızlık ve hoşgörüsüyle, meddah geleneğiyle yan yana ve karşı karşıya irdelemeye alabilmek, Goethe'nin 150 yıl önce ortaya attığı Weltliteratur (Dünya Edebiyatı) kavramına ulaşmada en önemli olanakları da önümüze getirecektir... Roman türü, bu olanakların en çok sunulduğu, göze göründüğü alan olarak belirmektedir. Bu doğrultuda, Ernst Bloch'un "Erbe" (miras) sorunu diye adlandırıp üzerine gittiği geçmişteki kültürel birikimle geleceğin yapılanması arasında kurmak istediği ilişkinin ipuçları da Bahtin'in roman kuramında aydınlanmaktadır. Lukâcs'ın "büyük burjuva roman" tanımlaması ile çelişir gibi duran bu yol olmadan, bir dünya edebiyatı oluşturabilmek olanaklı görünmüyor. (Arka kapaktan)

Kültürün kaynaklarına yönelmiş bir çalışma, dışarıdan, "iktidar egemenlikleri için" üretilmiş yapılara karşı "kendisi olan"ı ortaya koyma çabasıdır. Bu nedenle, günümüz dünyasındaki kültürel ayrılıkları "medeniyetler çatışması" kavramı ile sonsuzlaştırmak isteyen Batılı egemen düşüncenin ve onun oyununa gelmiş Doğu dogmatizminin karşısında, insanlığın "kültürel köken birliği" ve "barışçı gelecek" düşüncelerini savunmak, bir edebiyat çalışmasının araştırmacı tavrı dışında çok önemli insancıl bir içerik de taşımaktadır.

Batı romanına Sokrates'in Atina pazar meydanında yaptığı gibi "hakikat ebeliği" yapmış karnavalcı yaşam ve yazın türlerini, Türkçe yazında yaşam bulmuş özgün karnavalcı yaşam öğeleriyle, mevsimlik bayramlarla, yağmur törenleriyle, halk hikayeleriyle, iktidar yağdanlığı, "varıp sahibine haber vereyim" telaşındaki taklitçi, züppe Hacivat karşısında tüm iktidar söylemlerini tepetaklak etmeye can atan Karagöz dobralığıyla. Keloğlan, Nasreddin Hoca gülmecesiyle, Bektaşi kayıtsızlık ve hoşgörüsüyle, meddah geleneğiyle yan yana ve karşı karşıya irdelemeye alabilmek, Goethe'nin 150 yıl önce ortaya attığı Weltliteratur (Dünya Edebiyatı) kavramına ulaşmada en önemli olanakları da önümüze getirecektir... Roman türü, bu olanakların en çok sunulduğu, göze göründüğü alan olarak belirmektedir. Bu doğrultuda, Ernst Bloch'un "Erbe" (miras) sorunu diye adlandırıp üzerine gittiği geçmişteki kültürel birikimle geleceğin yapılanması arasında kurmak istediği ilişkinin ipuçları da Bahtin'in roman kuramında aydınlanmaktadır. Lukâcs'ın "büyük burjuva roman" tanımlaması ile çelişir gibi duran bu yol olmadan, bir dünya edebiyatı oluşturabilmek olanaklı görünmüyor. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat