#smrgSAHAF Günün Adamı - 1953

Basıldığı Matbaa:
Basın ve Yayın Ltd.
Stok Kodu:
1199072805
Boyut:
12x16
Sayfa Sayısı:
126 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1953
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199072805
458706
Günün Adamı  -        1953
Günün Adamı - 1953 #smrgSAHAF
0.00
Bu piyesi dört yıl evvel, bir tatil ayında, sırf el alıştırmak için karaladım. İlk hikâyelerimi herkesten gizlemeği nasıl bir saygı borcu bildimse, tiyatro alanındaki bu ilk denememi de ele güne çıkaracak değerde bulmuyordum. Nitekim "Günün Adamı" üç koca yıl çekmecemde uyudu durdu. Sonra dostlar aklımı çeldiler. Piyes Şehir Tiyatrosuna sunuldu. Kabul edildi... Roller dağıtıldı. Tam oynanacakken, temsili zararlı görülerek repertuardan indiriliverdi. Yazan da böylece, herkesin gözünde töhmetli duruma düşürülmek istendi. Şimdi mesele Şehir Tiyatrosunu aşıp İstanbul Valisine, İstanbul Valisini de aşıp Sayın Devlet Reisine, oradan da başvekâlete intikal etmiş bulunuyor.

Şu halde; "Günün Adamı"nı bugün kitap halinde bastırışım, onu asla bir matah sanışımdan değil, kendimi müdafaa için, buna adeta zorlanmış oluşumdandır. Kaderin şu cilvesine bakın ki, onu temsilden menedenlerin bu hareketini bir derece düzeltmek, henüz bazı tiyatrolarımıza tamamen yerleşmedi ise bile, yurdumuzda yine de bir söz hürriyeti bulunduğunu ispat etmek ödevi böylece dönüp dolaşıp yine yazara düşmüş oldu. Bu piyesi bir bakıma bir tenis topuna benzetmek kabildir. Bıraksalar öbür toplar kadar, hatta belki onlardan az sıçrayacak bir tenis topu.

Ne var ki, ,bunu hızla yere çarptıklarından fazla ses çıkardı, tavana kadar sıçradı. Bundan ötürü şimdi naçiz eserimin basında ve halk efkârında uyandırdığı ilgi ve sevgiden kendime yersiz bir kuruntu payı çıkarmağa kalkışacak değilim. Bu çatışma bana şunu öğretti ki, bazan bir yazar topluma, eseriyle olduğundan çok, eserinin temsil ettirilmemesinin ortaya çıkardığı gerçeklerle daha da faydalı olabilirmiş. Bana bu ikincisi nasip oldu. Ne denebilir...

Bu piyesi dört yıl evvel, bir tatil ayında, sırf el alıştırmak için karaladım. İlk hikâyelerimi herkesten gizlemeği nasıl bir saygı borcu bildimse, tiyatro alanındaki bu ilk denememi de ele güne çıkaracak değerde bulmuyordum. Nitekim "Günün Adamı" üç koca yıl çekmecemde uyudu durdu. Sonra dostlar aklımı çeldiler. Piyes Şehir Tiyatrosuna sunuldu. Kabul edildi... Roller dağıtıldı. Tam oynanacakken, temsili zararlı görülerek repertuardan indiriliverdi. Yazan da böylece, herkesin gözünde töhmetli duruma düşürülmek istendi. Şimdi mesele Şehir Tiyatrosunu aşıp İstanbul Valisine, İstanbul Valisini de aşıp Sayın Devlet Reisine, oradan da başvekâlete intikal etmiş bulunuyor.

Şu halde; "Günün Adamı"nı bugün kitap halinde bastırışım, onu asla bir matah sanışımdan değil, kendimi müdafaa için, buna adeta zorlanmış oluşumdandır. Kaderin şu cilvesine bakın ki, onu temsilden menedenlerin bu hareketini bir derece düzeltmek, henüz bazı tiyatrolarımıza tamamen yerleşmedi ise bile, yurdumuzda yine de bir söz hürriyeti bulunduğunu ispat etmek ödevi böylece dönüp dolaşıp yine yazara düşmüş oldu. Bu piyesi bir bakıma bir tenis topuna benzetmek kabildir. Bıraksalar öbür toplar kadar, hatta belki onlardan az sıçrayacak bir tenis topu.

Ne var ki, ,bunu hızla yere çarptıklarından fazla ses çıkardı, tavana kadar sıçradı. Bundan ötürü şimdi naçiz eserimin basında ve halk efkârında uyandırdığı ilgi ve sevgiden kendime yersiz bir kuruntu payı çıkarmağa kalkışacak değilim. Bu çatışma bana şunu öğretti ki, bazan bir yazar topluma, eseriyle olduğundan çok, eserinin temsil ettirilmemesinin ortaya çıkardığı gerçeklerle daha da faydalı olabilirmiş. Bana bu ikincisi nasip oldu. Ne denebilir...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat