#smrgDERGİ Doğu Batı: Üç Aylık Düşünce Dergisi, Türk Liberalizminin Eleştirisi - Sayı: 57 Yıl: 14 Mayıs, Haziran, Temmuz

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Cantekin Matbaacılık
Hazırlayan:
Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni: Taşkın Takış
Stok Kodu:
1199135933
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
252 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
indirimli
120,00
Taksitli fiyat: 9 x 14,67
Stoktan teslim
1199135933
521770
Doğu Batı: Üç Aylık Düşünce Dergisi, Türk Liberalizminin Eleştirisi - Sayı: 57    Yıl: 14  Mayıs, Haziran,  Temmuz
Doğu Batı: Üç Aylık Düşünce Dergisi, Türk Liberalizminin Eleştirisi - Sayı: 57 Yıl: 14 Mayıs, Haziran, Temmuz #smrgDERGİ
120.00
İÇİNDEKİLER “TÜRKİYE'NİN RUHUNU ARAMAK” TAŞKIN TAKIŞ Yerlilikten Yurtsuzluğa : Zürcher, Bizim Kitap Kurdunu Okudu mu? Kurtuluş Kayalı Üzerine Bir Portre Denemesi “Uzun dönem Türk düşüncesi üzerinde yaptığı “aykırı” çalışmalarla tanınan Kurtuluş Kayalı üzerine bir portre denemesi...Makale, Stefan Zweig'ın “Kitapkurdu” öyküsüyle başlar. Zweig'ın bu ilginç öyküsü kendi yaşamının trajik bir parçasıdır aslında. Yazarlar ve yazdıkları arasında ne tür bir ilişki kurulabileceği gösterilmeye çalışılır. Entelektüeller için “yaşam tarzı” kavramı ele alınır. Ve buradan hareketle Kurtuluş Kayalı'nın tezleri etrafında Türk aydınına temel sorular yöneltilir.” SİVİL ‘DEĞER'İN PEŞİNDE ÖZGÜR TABUROĞLU Türkiye'de Toplumsal ve Siyasal Boşlukların Kurucu İşlevleri: Tanpınar, Küçükömer ve Mardin'in Düşünceleri “Şerif Mardin, İdris Küçükömer ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ı aynı başlık altında değerlendirmek zor görünebilir. Ancak bu düşünürlerin kendi çalışma alanları içerisinde, Türkiye'ye ilişkin siyasal, toplumsal ya da kültürel anlamda yapılaşmamış olanın kurucu değerini gözlemlemeleri bu metindeki okumanın temelini oluşturmaktadır. Yapılaşmamışlık, bir tür toplumsal, kültürel ya da siyasal boşluk gibi yüzeye çıkar. Mardin, sivil toplumun Türkiye'de ortaya çıkmayışını, Küçükömer, siyasal değil de simgesel bir egemenlik kurmuş bir bürokrasiyi ve devleti, Tanpınar'sa kamuoyunun, onun deyişiyle efkarıumumiyenin Tanzimat yıllarından başlayarak ortaya çıkamayışını bu boşlukların temel nedenleri gibi ortaya koyarlar. Ancak bu boşlukların Türkiye için yapıcı, türlü olanaklar barındıran boşluklar olduğunu da onları değerlendirirken anlayabiliriz.” ÊDÎ BES E & BES NÎNE UĞUR KÖMEÇOĞLU Kürt Sorunu ve Çatışma Sonrası Toplum: Ulusal Güçlerle Yerel Güçler Arasındaki Gerilim, Diyalogcu Kamusal Alan ve Demokratikleşme “Kürt sorununu tartışabilmenin en büyük zorluğu yeterince zengin bir kavramsal dilimizin olmaması. Ya çok güçlü ve baskın bir mağduriyet ve ezilmişlik söylemi ya da terörizm adlandırmasıyla gelişen bir dil belirleyici oluyor. Kürt sorununun analizi çoğu zaman milliyetçi ve karşı-milliyetçi terminolojiye hapsoluyor. Ayrılma ve kaynaşmaya dayalı sembolik dile esir oluyoruz. Halbuki entelektüel dilimizi kısırlıktan kurtarmak, farklı ve alternatif kavramları dolaşıma sokmak gerekiyor. Entelektüellerin kavramlara ilişkin uzmanlıklarını Kürt sorununa uygulamakta tereddüt etmelerinin ve bu konuyu çalışmaktan imtina etmelerinin nedeni sanırım ölme ve öldürme fiillerinin meydana getirdiği insan-dışılık hali, bir başka deyişle bir soğuma hali var ve bu durum Kürt sorununun kan ve şiddet olgusuyla içi çe geçmiş olmasından kaynaklanıyor. Ancak bu vahim şiddetin sona ermesi adına artık çok daha fazla sayıda entelektüelin kendi zengin kavramsal dilini bu konuya uygulamasının son derece gerekli olduğu bir dönemeçe girmiş bulunuyoruz. Kömeçoğlu'nun makalesi bu anlamda analitik bir mesafeyi koruyarak, toplumsal hareket, kendini sınırlayabilme, kamusal alan, topluluklararası kamusal alan, sosyal katılım, yönetişim, ortam ve mesaj, çatışma yönetimi, diyalogcu kamusal alan, kimlik ve özcülük, homo ethnicus, çatışmayı aşma, çatışma sonrası toplum gibi bir çok kavramı tartışmanın içine çekerek hapsolduğumuz dilin dışına çıkmayı deniyor.” TÜRK LİBERALİZMİNİN ELEŞTİRİSİ SİMTEN COŞAR Kamusuzluğu Tahayyül Edebilmek: Türkiye'de Liberal Düşünce “Bu yazıda, Türkiye'deki liberal düşünsel kurguların, güncel siyaset pratiğiyle bağıntıları kaybedilmeden, tarihsel-eleştirel bir analizi yapılmaktadır. Bu analiz yapılırken, liberal düşüncenin, genelde ve farklı coğrafi ve tarihsel bağlamlarda, yumuşak karnını oluşturagelen “kamu(sallık)” tahayyülü merkeze oturtulmaktadır. Yazıdaki temel argüman, liberal düşünceyi, bireysel haklar ve özgürlükler söyleminde serbest piyasaya mahkûm eden açığın kamuyla/kamusallıkla halleşmekte yaşadığı sıkıntılar olduğudur. Benzer şekilde, aynı kamusuzluk hâlinin besle(n)diği patriarkal düşünce yapısı da yazıda ayrıca dikkat çekilen liberal sıkıntılar arasındadır.” HİLMİ OZAN ÖZAVCI Düşünce Tarihi Merceğinden: Türkiye'de Liberalizm “Türk liberalleri orijinal fikirlere sahip, özgün düşünürler mi? Eğer öylelerse, onların liberalizmlerini özgün kılan ne? Eğer değillerse, Türk liberalizmi diye birşeyden söz etmemiz mümkün mü? Acaba liberalizmi kavramsallaştırırken ideolojilerin iç çeşitliliğini göz önünde bulunduruyor muyuz? Türkiye'de de liberalizmin birden fazla alt-geleneği var ise, bu alt-geleneklerin birbirleriyle olan ilişkileri nasıl? Temsilcilerinin savundukları ilkeler neler? Bu sorulara düşünce tarihi merceğinden yaklaşmak, son yüzelli yılda yazılan ve bugün Türk liberalizminin örnekleri diye değerlendirdiğimiz eserleri, sadece kendi tarihsel şartları bağlamında irdelememize değil, onların genetiklerini sorgulamamıza da imkân verecek ve Türkiye'de ideolojilerin tarihyazımının yöntemsel özelliklerine yeni yaklaşımlar kazandıracaktır. Bu makale, Le Play'den Renan ve Durkheim'a uzanan yelpazede, Türk liberalizminin düşünsel kaynaklarına inerek, Türk liberallerinin düşünsel gelişimlerine ve Türkiye'de liberalizmin tarihyazımının sorunlarına ışık tutmayı amaçlamaktadır.” ÖZLEM DENLİ Liberal Düşünce Topluluğu veya Bir Paradoks Olarak Siyaset Arayışı “Türkiye'de 2000'lerden itibaren geniş anlamıyla liberal olarak adlandırabileceğimiz bir konsensüsün doğuşuna tanık oluyoruz. Bu eğilim, siyasal eleştiri ve alternatif toplumsal ilişkilerin inşâsı taleplerine kadar uzanan bir yelpazede liberal dilin yaygın ve şekillendirici gücü olarak ifade buluyor. Söz konusu konsensüsün şekillenmesinde etkin faktörlerden birisi de tarihimizde ilk defa müstakil bir liberal teorik ve siyasî programın taşıyıcısı olma iddiasındaki Liberal Düşünce Topluluğu'dur. Bu makale Liberal Düşünce Topluluğu tarafından ortaya konan kavramsal ve güncel-siyasal çerçeveyi ‘siyaset' ve ‘siyasal alan' kavramları ekseninde incelemekte; son yıllarda kararlı bir ittifak arayışı şeklinde formüle etmeye giriştikleri liberal-muhafazakâr yakınlaşmasının dinamiklerini eleştirel biçimde ele almaktadır. ” BOĞAÇ EROZAN Ahmet Ağaoğlu ve “Nizamlı Hürriyet”: Bir Cumhuriyetçi Yorum Denemesi “Bu yazıda Ahmet Ağaoğlu'nun Akın gazetesinde 5 Haziran 1933 tarihinde yayımlanan “Nizamlı Hürriyet” yazısından yola çıkılarak, Ağaoğlu hakkındaki hakim liberal algının isabeti gözden geçirilmektedir. Yazı, Ağaoğlu'nun özgürlük-düzen, birey-vatandaş, bireysel haklar-toplumsal ödevler gibi meselelerdeki yaklaşımının liberal gelenekten ziyade, cumhuriyetçi geleneğe eklemlendiğini savunmaktadır. Cumhuriyetçi geleneğin Fransız kanadının (özellikle Montesquieu, Durkheim, Duguit) etkileri, Ağaoğlu metinlerinde takip edilip örneklendirilerek bu tez temellendirilmektedir.” AHMET AĞAOĞLU Nizamlı Hürriyet “Bu yazıda Ahmet Ağaoğlu, Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Sekreteri Recep Peker'in Ülkü dergisinde çıkmış olan “Disiplinli Hürriyet” yazısına yorumlar yapar. Hürriyetin mutlak olarak anlaşılamayacağını, kanunlar çerçevesinde hürriyet olarak anlaşılması gerektiğini; bu şekilde bir anlayışın ise ancak özgür bir muhitte ve özgürlüğe alışmış insanların yaşadığı bir cemiyette gelişebileceğini söyler. ” CEMİL OKTAY Liberal Siyasî Düzenler Hakkında Notlar “Bu makalede, toplumların ve siyasi düzenlerin modernleşme sürecini geçirirken, bunu geniş ölçüde liberalizmden kaynaklanan tartışmalar çerçevesinde yaşadığı anlatılmaya çalışılıyor. Türkiye'nin deneyimi de temelde bu tespiti doğrulayıcı yöndedir. Liberal bir toplum, en geniş anlamda geleneklerin dayattığı katı kalıpların dışına çıkan, bunu birey merkezli bir anlayışla yapan bir toplum olarak tanımlanabilir.” OĞUZ ADANIR Zihniyet, Ulusal Burjuvazi, Aydınlanma “Sonuç olarak bugün de tanık olunduğu gibi hiçbir parti ve politikalarının Resmî İdeolojiden daha demokrat, daha insancıl, daha çağdaş ve modern olması söz konusu değildir! Bunun çözümü Resmî İdeolojiyi değiştirmek yerine kendini değiştirmeyi becerebilmekten geçmektedir. Bir başka deyişle yalnızca belli kesimleri hedefleyen politikalar üretmek yerine bütünü kapsayabilecek düzeyde politikalar üretebilmek yani radikal bir perspektif değişikliğine gidebilmekten geçmektedir! Peki böyle bir radikal perspektif değişikliği mevcut politik partilerin anti-demokratik yapılarıyla gerçekleştirilebilir mi? Hiç sanmıyorum! O halde sorunun çözümü bir kesimin bu yükümlülük altına girmesinden geçmektedir! Bu kesimin yakın coğrafya ve tarihteki tek örneği Burjuvazi olmuştur. Aydınlanmanın ilk öznesi ve nesnesi olan Avrupa Burjuvazisi radikal bir zihniyet dönüşümüne uğradıktan sonra içinden çıkmış olduğu toplumların değişip, dönüşmesi ve gelişmesinde lokomotif görevi yapabilmiştir.”
İÇİNDEKİLER “TÜRKİYE'NİN RUHUNU ARAMAK” TAŞKIN TAKIŞ Yerlilikten Yurtsuzluğa : Zürcher, Bizim Kitap Kurdunu Okudu mu? Kurtuluş Kayalı Üzerine Bir Portre Denemesi “Uzun dönem Türk düşüncesi üzerinde yaptığı “aykırı” çalışmalarla tanınan Kurtuluş Kayalı üzerine bir portre denemesi...Makale, Stefan Zweig'ın “Kitapkurdu” öyküsüyle başlar. Zweig'ın bu ilginç öyküsü kendi yaşamının trajik bir parçasıdır aslında. Yazarlar ve yazdıkları arasında ne tür bir ilişki kurulabileceği gösterilmeye çalışılır. Entelektüeller için “yaşam tarzı” kavramı ele alınır. Ve buradan hareketle Kurtuluş Kayalı'nın tezleri etrafında Türk aydınına temel sorular yöneltilir.” SİVİL ‘DEĞER'İN PEŞİNDE ÖZGÜR TABUROĞLU Türkiye'de Toplumsal ve Siyasal Boşlukların Kurucu İşlevleri: Tanpınar, Küçükömer ve Mardin'in Düşünceleri “Şerif Mardin, İdris Küçükömer ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ı aynı başlık altında değerlendirmek zor görünebilir. Ancak bu düşünürlerin kendi çalışma alanları içerisinde, Türkiye'ye ilişkin siyasal, toplumsal ya da kültürel anlamda yapılaşmamış olanın kurucu değerini gözlemlemeleri bu metindeki okumanın temelini oluşturmaktadır. Yapılaşmamışlık, bir tür toplumsal, kültürel ya da siyasal boşluk gibi yüzeye çıkar. Mardin, sivil toplumun Türkiye'de ortaya çıkmayışını, Küçükömer, siyasal değil de simgesel bir egemenlik kurmuş bir bürokrasiyi ve devleti, Tanpınar'sa kamuoyunun, onun deyişiyle efkarıumumiyenin Tanzimat yıllarından başlayarak ortaya çıkamayışını bu boşlukların temel nedenleri gibi ortaya koyarlar. Ancak bu boşlukların Türkiye için yapıcı, türlü olanaklar barındıran boşluklar olduğunu da onları değerlendirirken anlayabiliriz.” ÊDÎ BES E & BES NÎNE UĞUR KÖMEÇOĞLU Kürt Sorunu ve Çatışma Sonrası Toplum: Ulusal Güçlerle Yerel Güçler Arasındaki Gerilim, Diyalogcu Kamusal Alan ve Demokratikleşme “Kürt sorununu tartışabilmenin en büyük zorluğu yeterince zengin bir kavramsal dilimizin olmaması. Ya çok güçlü ve baskın bir mağduriyet ve ezilmişlik söylemi ya da terörizm adlandırmasıyla gelişen bir dil belirleyici oluyor. Kürt sorununun analizi çoğu zaman milliyetçi ve karşı-milliyetçi terminolojiye hapsoluyor. Ayrılma ve kaynaşmaya dayalı sembolik dile esir oluyoruz. Halbuki entelektüel dilimizi kısırlıktan kurtarmak, farklı ve alternatif kavramları dolaşıma sokmak gerekiyor. Entelektüellerin kavramlara ilişkin uzmanlıklarını Kürt sorununa uygulamakta tereddüt etmelerinin ve bu konuyu çalışmaktan imtina etmelerinin nedeni sanırım ölme ve öldürme fiillerinin meydana getirdiği insan-dışılık hali, bir başka deyişle bir soğuma hali var ve bu durum Kürt sorununun kan ve şiddet olgusuyla içi çe geçmiş olmasından kaynaklanıyor. Ancak bu vahim şiddetin sona ermesi adına artık çok daha fazla sayıda entelektüelin kendi zengin kavramsal dilini bu konuya uygulamasının son derece gerekli olduğu bir dönemeçe girmiş bulunuyoruz. Kömeçoğlu'nun makalesi bu anlamda analitik bir mesafeyi koruyarak, toplumsal hareket, kendini sınırlayabilme, kamusal alan, topluluklararası kamusal alan, sosyal katılım, yönetişim, ortam ve mesaj, çatışma yönetimi, diyalogcu kamusal alan, kimlik ve özcülük, homo ethnicus, çatışmayı aşma, çatışma sonrası toplum gibi bir çok kavramı tartışmanın içine çekerek hapsolduğumuz dilin dışına çıkmayı deniyor.” TÜRK LİBERALİZMİNİN ELEŞTİRİSİ SİMTEN COŞAR Kamusuzluğu Tahayyül Edebilmek: Türkiye'de Liberal Düşünce “Bu yazıda, Türkiye'deki liberal düşünsel kurguların, güncel siyaset pratiğiyle bağıntıları kaybedilmeden, tarihsel-eleştirel bir analizi yapılmaktadır. Bu analiz yapılırken, liberal düşüncenin, genelde ve farklı coğrafi ve tarihsel bağlamlarda, yumuşak karnını oluşturagelen “kamu(sallık)” tahayyülü merkeze oturtulmaktadır. Yazıdaki temel argüman, liberal düşünceyi, bireysel haklar ve özgürlükler söyleminde serbest piyasaya mahkûm eden açığın kamuyla/kamusallıkla halleşmekte yaşadığı sıkıntılar olduğudur. Benzer şekilde, aynı kamusuzluk hâlinin besle(n)diği patriarkal düşünce yapısı da yazıda ayrıca dikkat çekilen liberal sıkıntılar arasındadır.” HİLMİ OZAN ÖZAVCI Düşünce Tarihi Merceğinden: Türkiye'de Liberalizm “Türk liberalleri orijinal fikirlere sahip, özgün düşünürler mi? Eğer öylelerse, onların liberalizmlerini özgün kılan ne? Eğer değillerse, Türk liberalizmi diye birşeyden söz etmemiz mümkün mü? Acaba liberalizmi kavramsallaştırırken ideolojilerin iç çeşitliliğini göz önünde bulunduruyor muyuz? Türkiye'de de liberalizmin birden fazla alt-geleneği var ise, bu alt-geleneklerin birbirleriyle olan ilişkileri nasıl? Temsilcilerinin savundukları ilkeler neler? Bu sorulara düşünce tarihi merceğinden yaklaşmak, son yüzelli yılda yazılan ve bugün Türk liberalizminin örnekleri diye değerlendirdiğimiz eserleri, sadece kendi tarihsel şartları bağlamında irdelememize değil, onların genetiklerini sorgulamamıza da imkân verecek ve Türkiye'de ideolojilerin tarihyazımının yöntemsel özelliklerine yeni yaklaşımlar kazandıracaktır. Bu makale, Le Play'den Renan ve Durkheim'a uzanan yelpazede, Türk liberalizminin düşünsel kaynaklarına inerek, Türk liberallerinin düşünsel gelişimlerine ve Türkiye'de liberalizmin tarihyazımının sorunlarına ışık tutmayı amaçlamaktadır.” ÖZLEM DENLİ Liberal Düşünce Topluluğu veya Bir Paradoks Olarak Siyaset Arayışı “Türkiye'de 2000'lerden itibaren geniş anlamıyla liberal olarak adlandırabileceğimiz bir konsensüsün doğuşuna tanık oluyoruz. Bu eğilim, siyasal eleştiri ve alternatif toplumsal ilişkilerin inşâsı taleplerine kadar uzanan bir yelpazede liberal dilin yaygın ve şekillendirici gücü olarak ifade buluyor. Söz konusu konsensüsün şekillenmesinde etkin faktörlerden birisi de tarihimizde ilk defa müstakil bir liberal teorik ve siyasî programın taşıyıcısı olma iddiasındaki Liberal Düşünce Topluluğu'dur. Bu makale Liberal Düşünce Topluluğu tarafından ortaya konan kavramsal ve güncel-siyasal çerçeveyi ‘siyaset' ve ‘siyasal alan' kavramları ekseninde incelemekte; son yıllarda kararlı bir ittifak arayışı şeklinde formüle etmeye giriştikleri liberal-muhafazakâr yakınlaşmasının dinamiklerini eleştirel biçimde ele almaktadır. ” BOĞAÇ EROZAN Ahmet Ağaoğlu ve “Nizamlı Hürriyet”: Bir Cumhuriyetçi Yorum Denemesi “Bu yazıda Ahmet Ağaoğlu'nun Akın gazetesinde 5 Haziran 1933 tarihinde yayımlanan “Nizamlı Hürriyet” yazısından yola çıkılarak, Ağaoğlu hakkındaki hakim liberal algının isabeti gözden geçirilmektedir. Yazı, Ağaoğlu'nun özgürlük-düzen, birey-vatandaş, bireysel haklar-toplumsal ödevler gibi meselelerdeki yaklaşımının liberal gelenekten ziyade, cumhuriyetçi geleneğe eklemlendiğini savunmaktadır. Cumhuriyetçi geleneğin Fransız kanadının (özellikle Montesquieu, Durkheim, Duguit) etkileri, Ağaoğlu metinlerinde takip edilip örneklendirilerek bu tez temellendirilmektedir.” AHMET AĞAOĞLU Nizamlı Hürriyet “Bu yazıda Ahmet Ağaoğlu, Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Sekreteri Recep Peker'in Ülkü dergisinde çıkmış olan “Disiplinli Hürriyet” yazısına yorumlar yapar. Hürriyetin mutlak olarak anlaşılamayacağını, kanunlar çerçevesinde hürriyet olarak anlaşılması gerektiğini; bu şekilde bir anlayışın ise ancak özgür bir muhitte ve özgürlüğe alışmış insanların yaşadığı bir cemiyette gelişebileceğini söyler. ” CEMİL OKTAY Liberal Siyasî Düzenler Hakkında Notlar “Bu makalede, toplumların ve siyasi düzenlerin modernleşme sürecini geçirirken, bunu geniş ölçüde liberalizmden kaynaklanan tartışmalar çerçevesinde yaşadığı anlatılmaya çalışılıyor. Türkiye'nin deneyimi de temelde bu tespiti doğrulayıcı yöndedir. Liberal bir toplum, en geniş anlamda geleneklerin dayattığı katı kalıpların dışına çıkan, bunu birey merkezli bir anlayışla yapan bir toplum olarak tanımlanabilir.” OĞUZ ADANIR Zihniyet, Ulusal Burjuvazi, Aydınlanma “Sonuç olarak bugün de tanık olunduğu gibi hiçbir parti ve politikalarının Resmî İdeolojiden daha demokrat, daha insancıl, daha çağdaş ve modern olması söz konusu değildir! Bunun çözümü Resmî İdeolojiyi değiştirmek yerine kendini değiştirmeyi becerebilmekten geçmektedir. Bir başka deyişle yalnızca belli kesimleri hedefleyen politikalar üretmek yerine bütünü kapsayabilecek düzeyde politikalar üretebilmek yani radikal bir perspektif değişikliğine gidebilmekten geçmektedir! Peki böyle bir radikal perspektif değişikliği mevcut politik partilerin anti-demokratik yapılarıyla gerçekleştirilebilir mi? Hiç sanmıyorum! O halde sorunun çözümü bir kesimin bu yükümlülük altına girmesinden geçmektedir! Bu kesimin yakın coğrafya ve tarihteki tek örneği Burjuvazi olmuştur. Aydınlanmanın ilk öznesi ve nesnesi olan Avrupa Burjuvazisi radikal bir zihniyet dönüşümüne uğradıktan sonra içinden çıkmış olduğu toplumların değişip, dönüşmesi ve gelişmesinde lokomotif görevi yapabilmiştir.”
Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 120,00    120,00   
2 62,40    124,80   
3 42,40    127,20   
6 21,60    129,60   
9 14,67    132,00   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 120,00    120,00   
2 62,40    124,80   
3 42,40    127,20   
6 21,60    129,60   
9 14,67    132,00   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 120,00    120,00   
2 62,40    124,80   
3 42,40    127,20   
6 21,60    129,60   
9 14,67    132,00   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 120,00    120,00   
2 62,40    124,80   
3 42,40    127,20   
6 21,60    129,60   
9 14,67    132,00   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 120,00    120,00   
2 62,40    124,80   
3 42,40    127,20   
6 21,60    129,60   
9 14,67    132,00   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 120,00    120,00   
2 62,40    124,80   
3 42,40    127,20   
6 21,60    129,60   
9 14,67    132,00   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 120,00    120,00   
2 -    -   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat