#smrgKİTABEVİ Danaburnu - 2008

Kondisyon:
Yeni
ISBN-10:
9789750813849
Stok Kodu:
1199013630
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
208 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199013630
399791
Danaburnu -        2008
Danaburnu - 2008 #smrgKİTABEVİ
0.00
Oktay Rifat, 1980 yılında yayımlanan kitabı Danaburnu'yla 1981'de Madaralı Roman Ödülü'nü aldı. Özellikle kahramanlarının iç dünyalarını anlatırken tutturduğu etkileyici diliyle bir ozanın elinden çıktığı belli olan Danaburnu, çeşitli kesimlerden insan hayatlarına ayna tutarken bir döneme de tanıklık eder.

Gidenin boşluğunda bir öç alma duygusunun hızla boy attığını görüyordu. Hayır tutulmamıştı. Öç almak istiyordu sadece. Bunun acısını fitil fitil getirecekti burnundan. Emine'nin yüzü. Emine'nin aydınlığı. Emine'nin elleri. /.../ Uyuyordu, derin bir uykuya dalıyordu, uykunun denizine ya da toprağına. Denizse denizanaları, topraksa solucanlarla vıcık vıcıktı ve yapışkan. Erinç bir türlü oturmuyordu yuvasına, tekir kedi ya da Kayışdağ'dan esen rüzgâr gibi yalanıyor, pireleniyordu az ötede. Recep, Emine'nin ölüsüne takılıyordu uykunun en derin yerinde, tıpkı yüzen bir yosunun ağlarına takılır gibi. Dip sularında ölüyle birlikte sallanıyorlardı. Ölü, bir yakamozun fırıldağında çeviriyordu gözlerini, biri küçüldükçe öbürü büyüyordu. Mordu denizin altı ya da toprağın içi, yapışkan ve vıcık vıcık. Bütün ölülerin sessizliğiydi bu. (Arka Kapak)

Oktay Rifat, 1980 yılında yayımlanan kitabı Danaburnu'yla 1981'de Madaralı Roman Ödülü'nü aldı. Özellikle kahramanlarının iç dünyalarını anlatırken tutturduğu etkileyici diliyle bir ozanın elinden çıktığı belli olan Danaburnu, çeşitli kesimlerden insan hayatlarına ayna tutarken bir döneme de tanıklık eder.

Gidenin boşluğunda bir öç alma duygusunun hızla boy attığını görüyordu. Hayır tutulmamıştı. Öç almak istiyordu sadece. Bunun acısını fitil fitil getirecekti burnundan. Emine'nin yüzü. Emine'nin aydınlığı. Emine'nin elleri. /.../ Uyuyordu, derin bir uykuya dalıyordu, uykunun denizine ya da toprağına. Denizse denizanaları, topraksa solucanlarla vıcık vıcıktı ve yapışkan. Erinç bir türlü oturmuyordu yuvasına, tekir kedi ya da Kayışdağ'dan esen rüzgâr gibi yalanıyor, pireleniyordu az ötede. Recep, Emine'nin ölüsüne takılıyordu uykunun en derin yerinde, tıpkı yüzen bir yosunun ağlarına takılır gibi. Dip sularında ölüyle birlikte sallanıyorlardı. Ölü, bir yakamozun fırıldağında çeviriyordu gözlerini, biri küçüldükçe öbürü büyüyordu. Mordu denizin altı ya da toprağın içi, yapışkan ve vıcık vıcık. Bütün ölülerin sessizliğiydi bu. (Arka Kapak)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat