#smrgSAHAF Batı Medyası ve Kaynaklarına Göre Avrupa Birliğinin Önlenemeyen Düşüşü: Türkiye'de Üstü Örtülmek İstenen Gerçekler -

Stok Kodu:
1199051216
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
253 s.
Basım Yeri:
İzmir
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199051216
437211
Batı Medyası ve Kaynaklarına Göre Avrupa Birliğinin Önlenemeyen Düşüşü: Türkiye'de Üstü Örtülmek İstenen Gerçekler -
Batı Medyası ve Kaynaklarına Göre Avrupa Birliğinin Önlenemeyen Düşüşü: Türkiye'de Üstü Örtülmek İstenen Gerçekler - #smrgSAHAF
0.00
NEDEN BİRLEŞTİLER? ABD ve SSCB blokları arasında sıkışmış kıta Avrupa'nın ulusları barışık, birleşik kollektif bir refah federasyonu planladılar. 1950 "Schuman Deklârasyonu" ile 1955'te 6 kardeş bir araya geldi (Relance Europeenne). Ortaklık nisbeten kolay yürüyordu. NE YAPTILAR? 1973"te kimi zengin Kuzeylilerin katılımıyla 9, 1981'den itibaren çoğu yoksul şen şakrak Akdenizlilerle beraber 15 kardeş(!) olduklarında, "en çok bana", "büyükler'', "küçükler", "oy birliği, "oy çokluğu" diye didişirlerken; Almanya, Fransa ve İngiltere'nin "de Jure" yerine piramidal "de facto" trilateralizmi ile işler giderek karıştı. 2004'lerde en yoksul Doğulu kardeşlerle{!) "sayımız 25'e çıktığında, halimiz ne olacak?" sendromu yaşanırken; single-market, single-cunnency, one-price gibi bölgesellikle yetinmeyip "rogue state" (haydut) ABD'ye rağmen, "Atlantik'ten Urallar'a ve Orta Doğu'ya kadar yayılacak post modem AB imparatorluğu' nu kurma hayalindeki önderleri, ABD'nin küresel hesaplaşma darbeleriyle sarsılmaya başladılar. "Euro" yükseklerde uçarken "şişirilmiş refah" patladı, "istikrar Paktı" çatladı, intikam koalisyonları ve akslar oluştu. Anlı şanlı(!) "Our one Europe"un fiyaskoluk anayasası başka bir bahara kaldı. Verilen sözlerden çark eden, yorgun ve kavgalı bu kardeşler birliği üzerinde artık kara bulutlar dolaşmakta.

NEDEN DÜŞÜYOR? Eurobarometer ve Stoxx endekslerine, S&P ve Moody's derecelendirmelerine bakılırsa, merkezî AB ülkelerinin ekonomileri ve halk topluluklarıyla ilgili tüm olumlu göstergeler aşağı, olumsuz göstergeler yukarı yönde. Bütçe zorda. Bu nedenle Batı medyası, supranatlonal ve "ulus sonrası çağ ütopyasına" hızlı, hırslı ve akılsızca sürüklenen Schröder, Blair, Chirac ve Berlusconi'ye yönelik ağır hakaret ve alaylarla dolu.

Hak, hukuk, uygarlık, temel şart, doruk kararlan derken; neo emperyalizmi sömürgeci küreselcilikle özdeşleştirilen bu oportünist liderler, yüksek iç maliyetler nedeniyle bölgesel yatırımları AB dışındaki çağdaş köle toplumlara yönlendirerek, önce üye ve aday ülkeleri, sonra da kozmopolit ve depolitize ettikleri kendi halklarını aldattılar. USA patentli "Hire and fire" (işe al ve at) modasıyla işsizlik, umutsuzluk ve yoksulluk kol gezerken, 400.000 bilim adamı AB'yi terk etti. Yeni yetme "New breed" elitleri, borsa vurguncuları, astronomik "Executive pay" alan CEO'lar, denetimsiz liberal çarpmacılar şimdi en gözde olanlar. Oysa sosyal devletçilik çöküyor. Tarım, eğitim, sosyal güvenlik ve yaşlılık fonları eriyor, Örgütlü suçlar giderek artıyor. Councll Europol ve OLAF ne yapıyor? Hiç. Yaşlı kıtada toplumsal patlamaları görmek için çok beklemeye gerek yok. Toplum örgütleri ve halk çok tepkili. Mitingler, grevler ve daha neler pusuda? Polonya Komünizmi yeniden tartışmaya başladı bile.

Ritüelleşmiş, romantik ulusçu-devletçi entelektüellik taslamaksızın soruyorum:

Yıllardır AB'yi tek kurtuluşumuz ve "diyâr-ı cennet" ilan ederek; laik Türkiye'nin onurunu, öz güvenini, ortak bilincini çökertmeye adamış yerli avrofil her kimseler düşünüyorlar mı? AB'nin "EU's Waanabes"i (Çaresizi) ve "Europe's Orphan'ı (Yetimi, Öksüzü) denilerek İtilip, kakılan, borçlu, bağımlı, çatışmalı etno-ulus haline getirilen; ABD'ye sticky polity ile yapışmış Türkiye'nin böylesine kaotik, eklektik, kavgalı AB fotoğrafındaki yeri ne olabilir? 40yıl sonra Türkiye'ye postaladıktan R. Prodi ve Schröder'in geliş nedeni de, geçmişteki savaşları ardından her çöktüklerinde yaptıkları gibi, yine sömürecek, tutunacak bir dal arayışı olmasın? (Arka kapaktan)

NEDEN BİRLEŞTİLER? ABD ve SSCB blokları arasında sıkışmış kıta Avrupa'nın ulusları barışık, birleşik kollektif bir refah federasyonu planladılar. 1950 "Schuman Deklârasyonu" ile 1955'te 6 kardeş bir araya geldi (Relance Europeenne). Ortaklık nisbeten kolay yürüyordu. NE YAPTILAR? 1973"te kimi zengin Kuzeylilerin katılımıyla 9, 1981'den itibaren çoğu yoksul şen şakrak Akdenizlilerle beraber 15 kardeş(!) olduklarında, "en çok bana", "büyükler'', "küçükler", "oy birliği, "oy çokluğu" diye didişirlerken; Almanya, Fransa ve İngiltere'nin "de Jure" yerine piramidal "de facto" trilateralizmi ile işler giderek karıştı. 2004'lerde en yoksul Doğulu kardeşlerle{!) "sayımız 25'e çıktığında, halimiz ne olacak?" sendromu yaşanırken; single-market, single-cunnency, one-price gibi bölgesellikle yetinmeyip "rogue state" (haydut) ABD'ye rağmen, "Atlantik'ten Urallar'a ve Orta Doğu'ya kadar yayılacak post modem AB imparatorluğu' nu kurma hayalindeki önderleri, ABD'nin küresel hesaplaşma darbeleriyle sarsılmaya başladılar. "Euro" yükseklerde uçarken "şişirilmiş refah" patladı, "istikrar Paktı" çatladı, intikam koalisyonları ve akslar oluştu. Anlı şanlı(!) "Our one Europe"un fiyaskoluk anayasası başka bir bahara kaldı. Verilen sözlerden çark eden, yorgun ve kavgalı bu kardeşler birliği üzerinde artık kara bulutlar dolaşmakta.

NEDEN DÜŞÜYOR? Eurobarometer ve Stoxx endekslerine, S&P ve Moody's derecelendirmelerine bakılırsa, merkezî AB ülkelerinin ekonomileri ve halk topluluklarıyla ilgili tüm olumlu göstergeler aşağı, olumsuz göstergeler yukarı yönde. Bütçe zorda. Bu nedenle Batı medyası, supranatlonal ve "ulus sonrası çağ ütopyasına" hızlı, hırslı ve akılsızca sürüklenen Schröder, Blair, Chirac ve Berlusconi'ye yönelik ağır hakaret ve alaylarla dolu.

Hak, hukuk, uygarlık, temel şart, doruk kararlan derken; neo emperyalizmi sömürgeci küreselcilikle özdeşleştirilen bu oportünist liderler, yüksek iç maliyetler nedeniyle bölgesel yatırımları AB dışındaki çağdaş köle toplumlara yönlendirerek, önce üye ve aday ülkeleri, sonra da kozmopolit ve depolitize ettikleri kendi halklarını aldattılar. USA patentli "Hire and fire" (işe al ve at) modasıyla işsizlik, umutsuzluk ve yoksulluk kol gezerken, 400.000 bilim adamı AB'yi terk etti. Yeni yetme "New breed" elitleri, borsa vurguncuları, astronomik "Executive pay" alan CEO'lar, denetimsiz liberal çarpmacılar şimdi en gözde olanlar. Oysa sosyal devletçilik çöküyor. Tarım, eğitim, sosyal güvenlik ve yaşlılık fonları eriyor, Örgütlü suçlar giderek artıyor. Councll Europol ve OLAF ne yapıyor? Hiç. Yaşlı kıtada toplumsal patlamaları görmek için çok beklemeye gerek yok. Toplum örgütleri ve halk çok tepkili. Mitingler, grevler ve daha neler pusuda? Polonya Komünizmi yeniden tartışmaya başladı bile.

Ritüelleşmiş, romantik ulusçu-devletçi entelektüellik taslamaksızın soruyorum:

Yıllardır AB'yi tek kurtuluşumuz ve "diyâr-ı cennet" ilan ederek; laik Türkiye'nin onurunu, öz güvenini, ortak bilincini çökertmeye adamış yerli avrofil her kimseler düşünüyorlar mı? AB'nin "EU's Waanabes"i (Çaresizi) ve "Europe's Orphan'ı (Yetimi, Öksüzü) denilerek İtilip, kakılan, borçlu, bağımlı, çatışmalı etno-ulus haline getirilen; ABD'ye sticky polity ile yapışmış Türkiye'nin böylesine kaotik, eklektik, kavgalı AB fotoğrafındaki yeri ne olabilir? 40yıl sonra Türkiye'ye postaladıktan R. Prodi ve Schröder'in geliş nedeni de, geçmişteki savaşları ardından her çöktüklerinde yaptıkları gibi, yine sömürecek, tutunacak bir dal arayışı olmasın? (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat