#smrgSAHAF Zamanın Coğrafyası: Kültürlerin Zaman Algısı Üzerine -

Stok Kodu:
1199165767
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
288 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Çeviren:
Özgür Umut Hoşafçı
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199165767
551917
Zamanın Coğrafyası: Kültürlerin Zaman Algısı Üzerine -
Zamanın Coğrafyası: Kültürlerin Zaman Algısı Üzerine - #smrgSAHAF
0.00
Zamanın Coğrafyası'nda ünlü sosyal psikolog Robert Levine, gündelik eylemlerimizin sorgulamadan kabul ettiğimiz bir boyutu olan zaman algımızı keşfetmemizi istiyor. Kariyerini zaman ve yaşam hızı çalışmalarına adayan Levine, bizi dünyanın etrafında çağlar boyu süren büyüleyici bir zaman turuna çıkarıyor. Yazarla beraber, üç saatlik gecikmelerin normal sayıldığı Brezilya'yı ve Batı'da hiçbir şekilde bilinmeyen bir uzun vade algısının bulunduğu Japonya'yı geziyoruz. Amerika'da farklı toplulukları ziyaret ederek nüfus büyüklüğünün yaşam hızını ve hatta yürüme hızını nasıl etkilediğini görüyoruz. Antik Yunan'a giderek ilkel saatleri ve güneş saatlerini inceleyip buradan da Sanayi Devrimi'nde ortaya çıkan “saat zamanı”nın başlangıcına gidiyoruz. Levine soruyor: Zamanımızı nasıl kullanıyoruz? Saatlerimiz tarafından mı yönetiliyoruz? Bu durumun şehirlerimize etkisi nedir? Peki ya bedenlerimize? Yazar, insan kurgusu olan zamanın, kültürleri tanımlamaya ve sınırlandırmaya başladığına inanıyor. Böylece her birimizin kendi zamanımızın coğrafyasının haritasını çıkararak, “çoklu-zamansallığa” sahip bir toplum olarak yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini savunuyor.
Zamanın Coğrafyası'nda ünlü sosyal psikolog Robert Levine, gündelik eylemlerimizin sorgulamadan kabul ettiğimiz bir boyutu olan zaman algımızı keşfetmemizi istiyor. Kariyerini zaman ve yaşam hızı çalışmalarına adayan Levine, bizi dünyanın etrafında çağlar boyu süren büyüleyici bir zaman turuna çıkarıyor. Yazarla beraber, üç saatlik gecikmelerin normal sayıldığı Brezilya'yı ve Batı'da hiçbir şekilde bilinmeyen bir uzun vade algısının bulunduğu Japonya'yı geziyoruz. Amerika'da farklı toplulukları ziyaret ederek nüfus büyüklüğünün yaşam hızını ve hatta yürüme hızını nasıl etkilediğini görüyoruz. Antik Yunan'a giderek ilkel saatleri ve güneş saatlerini inceleyip buradan da Sanayi Devrimi'nde ortaya çıkan “saat zamanı”nın başlangıcına gidiyoruz. Levine soruyor: Zamanımızı nasıl kullanıyoruz? Saatlerimiz tarafından mı yönetiliyoruz? Bu durumun şehirlerimize etkisi nedir? Peki ya bedenlerimize? Yazar, insan kurgusu olan zamanın, kültürleri tanımlamaya ve sınırlandırmaya başladığına inanıyor. Böylece her birimizin kendi zamanımızın coğrafyasının haritasını çıkararak, “çoklu-zamansallığa” sahip bir toplum olarak yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini savunuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat