Us Atölyesi, Aylık Felsefe Dergisi - Elis Şimşon - Sayı: 24 Şubat

Hazırlayan:
Editör: Aytaç Timur
Stok Kodu:
1199194593
Boyut:
14x22
Sayfa Sayısı:
96 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
0,00
1199194593
580611
Us Atölyesi, Aylık Felsefe Dergisi - Elis Şimşon - Sayı: 24      Şubat
Us Atölyesi, Aylık Felsefe Dergisi - Elis Şimşon - Sayı: 24 Şubat
0.00
Dünyanın gündemi her geçen gün felsefe üzerine düşünmeye, konuşmaya imkân vermeyen bir alana sürükleniyor. Yoğun bir şiddet, çok yakınımızda savaşlar, büyük patlamalar ve insanlık ayıpları yaşanıyor. Vicdanlar tatilde! Peki özellikle bu karmaşanın tam ortasında, felsefi düşünme şeklimize özen göstermemiz, bize yol gösterebilir mi?

Bu sayımızda içinde bulunduğumuz coğrafyayı büyük oranda ilgilendiren mültecilik ve göçmenlik üzerine bir söyleşi bulacaksınız. Bu insanlar genellikle savaştan kaçanlar. Yarın çok daha fazlası iklim mültecisi olarak bu kitleye katılacak. Çok boyutlu olan bu meseleyi düşünmeye, filozoflardan yardım istemeye devam edeceğiz.

Felsefesinin başına etiği koyan Kierkegaard da, bize fikirleriyle yol gösterici olabilecek ve Türkiye'de son yıllarda daha çok okunan bir filozof. Kapağa, Elis Şimşon ile yaptığımız söyleşiyle kendisini taşıdık ve felsefi söylemler hayatımızda hiç bir değişikliğe yaramıyorsa, bir şeylerin yanlış olup olmadığını sorguladık.

Şiddetin daha da arttığı 2016 senesini arkamızda bıraktık. Atölyede yoğunlukla tartıştığımız konulardan biri, bu şiddette evinde oturan insanların ne kadar pay sahibi olduğuydu. Hannah Arendt çalışmalarıyla önümüze verimli bir yol açtı. Çünkü şiddeti ele alırken, Arendt sayesinde, uzak doğudaki izbe atölyelerde üretilen ayakkabıları satın alarak da, bu şiddette pay sahibi olup olmadığımızı düşünme imkânı bulduk.

Grinin tonlarını kaybettiği, siyah ve beyazın egemen olduğu, eleştiri imkânının ortadan kalktığı bir kültür ortamında, derin düşünme ve düşünceyi ifade etme şansı da tükeniyor. Felsefe çalışması yapanların kendilerini bu tuzaktan sakınmaları ve eleştiri hakkına sonuna kadar sahip çıkmaları hayati öneme sahip. Üstelik bunu yaparken, genel düşünme izleklerine en ters gelen sözlere dahi kulak vermek, her farklı sesin aslında onca cılızlığına karşın içinde çok büyük bir değer taşıdığının hakkını vermek, felsefecilerin boynunun borcudur. Bunu savunmak, herhangi bir düşüncenin taraftarı olmak değil, en temel insan hakkıdır.

İçindekiler:
Editörden
Mithos Yoluyla Düşünmeye Heidegger'le Başlamak - Metin Bal
Estetik, Özen ve Özverinin Naif Elçisi: Ruskin - Alain De Botton
Moda Praksisi - Otto Von Bush
Elis Şimşon Söyleşisi - Aytaç Timur
Rahmi Öğdül Söyleşisi - Aytaç Timur, Yasemin Adıbelli
Kwane Anthony Appiah Söyleşisi - Robin Droemer, Krisha Kops
Benim! - Greta Lührs
Bir Kutlama Çağrısı - Ivan Illich
"Batı" Toplumunun İzlediği Yol - Manfred Max Neef, Philip Bartlett Smith
Yaşayanlar ve Meskûnlar - Ivan Illich
Belma Orhan - Aytaç Timur
Us Atölyesi 2016-17 Programı

Dünyanın gündemi her geçen gün felsefe üzerine düşünmeye, konuşmaya imkân vermeyen bir alana sürükleniyor. Yoğun bir şiddet, çok yakınımızda savaşlar, büyük patlamalar ve insanlık ayıpları yaşanıyor. Vicdanlar tatilde! Peki özellikle bu karmaşanın tam ortasında, felsefi düşünme şeklimize özen göstermemiz, bize yol gösterebilir mi?

Bu sayımızda içinde bulunduğumuz coğrafyayı büyük oranda ilgilendiren mültecilik ve göçmenlik üzerine bir söyleşi bulacaksınız. Bu insanlar genellikle savaştan kaçanlar. Yarın çok daha fazlası iklim mültecisi olarak bu kitleye katılacak. Çok boyutlu olan bu meseleyi düşünmeye, filozoflardan yardım istemeye devam edeceğiz.

Felsefesinin başına etiği koyan Kierkegaard da, bize fikirleriyle yol gösterici olabilecek ve Türkiye'de son yıllarda daha çok okunan bir filozof. Kapağa, Elis Şimşon ile yaptığımız söyleşiyle kendisini taşıdık ve felsefi söylemler hayatımızda hiç bir değişikliğe yaramıyorsa, bir şeylerin yanlış olup olmadığını sorguladık.

Şiddetin daha da arttığı 2016 senesini arkamızda bıraktık. Atölyede yoğunlukla tartıştığımız konulardan biri, bu şiddette evinde oturan insanların ne kadar pay sahibi olduğuydu. Hannah Arendt çalışmalarıyla önümüze verimli bir yol açtı. Çünkü şiddeti ele alırken, Arendt sayesinde, uzak doğudaki izbe atölyelerde üretilen ayakkabıları satın alarak da, bu şiddette pay sahibi olup olmadığımızı düşünme imkânı bulduk.

Grinin tonlarını kaybettiği, siyah ve beyazın egemen olduğu, eleştiri imkânının ortadan kalktığı bir kültür ortamında, derin düşünme ve düşünceyi ifade etme şansı da tükeniyor. Felsefe çalışması yapanların kendilerini bu tuzaktan sakınmaları ve eleştiri hakkına sonuna kadar sahip çıkmaları hayati öneme sahip. Üstelik bunu yaparken, genel düşünme izleklerine en ters gelen sözlere dahi kulak vermek, her farklı sesin aslında onca cılızlığına karşın içinde çok büyük bir değer taşıdığının hakkını vermek, felsefecilerin boynunun borcudur. Bunu savunmak, herhangi bir düşüncenin taraftarı olmak değil, en temel insan hakkıdır.

İçindekiler:
Editörden
Mithos Yoluyla Düşünmeye Heidegger'le Başlamak - Metin Bal
Estetik, Özen ve Özverinin Naif Elçisi: Ruskin - Alain De Botton
Moda Praksisi - Otto Von Bush
Elis Şimşon Söyleşisi - Aytaç Timur
Rahmi Öğdül Söyleşisi - Aytaç Timur, Yasemin Adıbelli
Kwane Anthony Appiah Söyleşisi - Robin Droemer, Krisha Kops
Benim! - Greta Lührs
Bir Kutlama Çağrısı - Ivan Illich
"Batı" Toplumunun İzlediği Yol - Manfred Max Neef, Philip Bartlett Smith
Yaşayanlar ve Meskûnlar - Ivan Illich
Belma Orhan - Aytaç Timur
Us Atölyesi 2016-17 Programı

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat