#smrgSAHAF Uluslar ve Ulusçuluk -

Stok Kodu:
1199096860
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
263 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2008
Çeviren:
Günay Göksu Özdoğan, Büşra Ersanlı
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199096860
482670
Uluslar ve Ulusçuluk -
Uluslar ve Ulusçuluk - #smrgSAHAF
0.00
Uluslar ve Ulusçuluk, 1990'lara kadar sosyal bilimler tarafından neredeyse hiç incelenmeyen milliyetçilik konusu hakkındaki ilk ciddi çalışmadır.

Ernest Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk'ta yaygın "öncesiz ve sonrasız" ulus anlayışını altüst eden bir kavramlaştırma sunuyor.Yazarın, felsefe, sosyoloji ve antropoloji alanlarındaki uzmanlığını derin tarih bilgisiyle birleştirerek kurduğu genel muhakeme, ulusçuluğun, modernleşmekte olan siyasal ve kültürel birimlere sanayi uygarlığı içinde örgütlenmek üzere elverişli bir ilke sağladığı savına dayanıyor.

Ulusçuluk ideolojisi, içerde işbirliği ve dışarıda rekabet için ergen kimliklerin yetişkin hale getirilmesi heyecanıydı, bugün böyle bir siyasal etik yok. Bugünkü siyasal faaliyet ya daha çok dünyaya hükmetme ulusçuluğundan besleniyor, ya da ülke içinde, ister "Doğu" da ister "Batı"da olsun, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı güderek göçmenleri, azınlıkları, farklı etno-kültürel grupları dışlamaya yönelmiş durumda. Temeli etik kurallardan uzak bir konumda ama gene de bu ideolojiden besleniyor. (Tanıtım yazısından)

Uluslar ve Ulusçuluk, 1990'lara kadar sosyal bilimler tarafından neredeyse hiç incelenmeyen milliyetçilik konusu hakkındaki ilk ciddi çalışmadır.

Ernest Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk'ta yaygın "öncesiz ve sonrasız" ulus anlayışını altüst eden bir kavramlaştırma sunuyor.Yazarın, felsefe, sosyoloji ve antropoloji alanlarındaki uzmanlığını derin tarih bilgisiyle birleştirerek kurduğu genel muhakeme, ulusçuluğun, modernleşmekte olan siyasal ve kültürel birimlere sanayi uygarlığı içinde örgütlenmek üzere elverişli bir ilke sağladığı savına dayanıyor.

Ulusçuluk ideolojisi, içerde işbirliği ve dışarıda rekabet için ergen kimliklerin yetişkin hale getirilmesi heyecanıydı, bugün böyle bir siyasal etik yok. Bugünkü siyasal faaliyet ya daha çok dünyaya hükmetme ulusçuluğundan besleniyor, ya da ülke içinde, ister "Doğu" da ister "Batı"da olsun, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı güderek göçmenleri, azınlıkları, farklı etno-kültürel grupları dışlamaya yönelmiş durumda. Temeli etik kurallardan uzak bir konumda ama gene de bu ideolojiden besleniyor. (Tanıtım yazısından)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat