#smrgSAHAF Türkiye Selçukluları Üzerine Araştırmalar -

Basıldığı Matbaa:
Olgun Çelik
Dizi Adı:
Türkiye Tarihi Dizisi 1
ISBN-10:
9789756527085
Stok Kodu:
1199138370
Boyut:
16x23
Sayfa Sayısı:
240 s.
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199138370
524420
Türkiye Selçukluları Üzerine Araştırmalar -
Türkiye Selçukluları Üzerine Araştırmalar - #smrgSAHAF
0.00
Son yıllarda Türkiye Selçukluları dûnemi tarih, kültür ve medeniyeti alanında sürdürdüğüm çalışmalar sonunda Ahi Teşkilatı'nın baş mimarı sayılan Hace Nasirü'd-Din Mahmud ile fıkra ve latifeleri ile ünlenen Nasreddin Hoca'nın aynı kişi olduğunu tespit ettim. Bu hususu "Tarihin Işığında Nasreddin Hoca ve Ahi Evren" (İstanbul 2001) adını verdiğim eserimde ortaya koymuş bulunuyorum. Böylece Anadolu halkının büyük bir saygı ile yad ettiği ve sevgi duyduğu ve fakat tarihî şahsiyeti ve eserleriyle tarihin karanlıklarında unutulmuş olan Nasreddin Hoca'nın gerçek şahsiyetini su yüzüne çıkarmış bulunuyorum.

Bu güne kadar hiçbir araştırıcı, tarihçi ve sosyolog ortaya çıkardığım yeni kaynakları ve yeni bilgileri takip etmeye yönelmiş değildir. "Tarih ve Toplum'un değerli yazarlarından Dr. Turgut Akpınar "Selçuklu Tarihçilerimizde Siyasî ve İdeolojik Düşünceler" adlı yazısında (Sayı:109. Ocak 1993, s, 42] tarihimizin meselelerine karşı ilgisizliğimizden yakındıktan sonra bunun bir örneğinin de benim çalışmalarıma karşı duyulan ilgisizlik olduğunu belirtmekte ve şöyle demektedir: "Yeni bir örnek ise değerli bilim adamı Mikâil Bayram'ın Ahi Evren'in kim olduğu, eserleri hakkında yaptığı buluşlar ve Bacıyan-ı Rum Teşkilatı'nın mahiyeti hakkındaki iddialarının üzerinde kimsenin hiç durmamasıdır. Acaba bu büyük keşif mahiyetindeki önemli meseleler reddedilmek için de olsa neden hiç ele alınıp bilinmezlikten gelinir. Rakibi susarak Öldürmek galiba bize mahsus bir şark adeti olsa gerektir."

Kendisini sonradan tanıdığım Ömer Tuncer adlı bir yazar "Tarih ve Toplum" da yayınladığı bir yarısında {Sayıl 30, Aralık,1994) benim eserlerimi okuduktan sonra şöyle diyor: "Bu eserlerde bir şeyler var, bir şeyler oluyor; tarihçiler, sosyologlar, siyasî tarihçiler neredesiniz? Niçin bu çalışmalara karşı ilgi duymuyorsunuz?" İşte bu ilgiyi büyük tarihçi değerli hocam Prof. Dr. Halil İnalcık Bey gösterdi ve bunu çeşitli yazılarında ve konuşmalarında dile getirdi. Fakat son yıllarda talebelerim ve bir kısım okuyucularım çalışmalarımı adım adım takıp etmekteler. Bu durum bana büyük bir şevk ve heyecan vermekte ve azmimi kuvvetlendirmektedir. (Arka kapaktan)

Son yıllarda Türkiye Selçukluları dûnemi tarih, kültür ve medeniyeti alanında sürdürdüğüm çalışmalar sonunda Ahi Teşkilatı'nın baş mimarı sayılan Hace Nasirü'd-Din Mahmud ile fıkra ve latifeleri ile ünlenen Nasreddin Hoca'nın aynı kişi olduğunu tespit ettim. Bu hususu "Tarihin Işığında Nasreddin Hoca ve Ahi Evren" (İstanbul 2001) adını verdiğim eserimde ortaya koymuş bulunuyorum. Böylece Anadolu halkının büyük bir saygı ile yad ettiği ve sevgi duyduğu ve fakat tarihî şahsiyeti ve eserleriyle tarihin karanlıklarında unutulmuş olan Nasreddin Hoca'nın gerçek şahsiyetini su yüzüne çıkarmış bulunuyorum.

Bu güne kadar hiçbir araştırıcı, tarihçi ve sosyolog ortaya çıkardığım yeni kaynakları ve yeni bilgileri takip etmeye yönelmiş değildir. "Tarih ve Toplum'un değerli yazarlarından Dr. Turgut Akpınar "Selçuklu Tarihçilerimizde Siyasî ve İdeolojik Düşünceler" adlı yazısında (Sayı:109. Ocak 1993, s, 42] tarihimizin meselelerine karşı ilgisizliğimizden yakındıktan sonra bunun bir örneğinin de benim çalışmalarıma karşı duyulan ilgisizlik olduğunu belirtmekte ve şöyle demektedir: "Yeni bir örnek ise değerli bilim adamı Mikâil Bayram'ın Ahi Evren'in kim olduğu, eserleri hakkında yaptığı buluşlar ve Bacıyan-ı Rum Teşkilatı'nın mahiyeti hakkındaki iddialarının üzerinde kimsenin hiç durmamasıdır. Acaba bu büyük keşif mahiyetindeki önemli meseleler reddedilmek için de olsa neden hiç ele alınıp bilinmezlikten gelinir. Rakibi susarak Öldürmek galiba bize mahsus bir şark adeti olsa gerektir."

Kendisini sonradan tanıdığım Ömer Tuncer adlı bir yazar "Tarih ve Toplum" da yayınladığı bir yarısında {Sayıl 30, Aralık,1994) benim eserlerimi okuduktan sonra şöyle diyor: "Bu eserlerde bir şeyler var, bir şeyler oluyor; tarihçiler, sosyologlar, siyasî tarihçiler neredesiniz? Niçin bu çalışmalara karşı ilgi duymuyorsunuz?" İşte bu ilgiyi büyük tarihçi değerli hocam Prof. Dr. Halil İnalcık Bey gösterdi ve bunu çeşitli yazılarında ve konuşmalarında dile getirdi. Fakat son yıllarda talebelerim ve bir kısım okuyucularım çalışmalarımı adım adım takıp etmekteler. Bu durum bana büyük bir şevk ve heyecan vermekte ve azmimi kuvvetlendirmektedir. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat