#smrgSAHAF Türkiye Nasıl Doğdu? -

ISBN-10:
9789758911868
Stok Kodu:
1199167868
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
176 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2011
Çeviren:
Ömer Rıza Doğrul, Yüksel Kanar
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199167868
553997
Türkiye Nasıl Doğdu? -
Türkiye Nasıl Doğdu? - #smrgSAHAF
0.00
Mütareke yılları İstanbul'unu daha yakından tanımak isteyenler için önemli bilgiler içeren bu kitap, 1915 yılında Kûtül-Amâre'de Türklere esir düşerek Bağdat, Musul, Halep, Mersin, Ankara yolunu izleyerek Kastamonu'ya, oradan da İstanbul'a getirilip, Anadolu'da esirler karargâhı olan Afyonkarahisar'a nakledilen, bütün bu dolaştığı yerlerde halkı tanımaya çalışan Harold Armstrong adlı bir İngiliz subayının anılarından oluşuyor. Yazar daha sonra Mütareke yıllarında, işgalci güçler içindeki İngiliz Askerî Ataşesi olarak İstanbul'a, bu kez esir olarak değil, esaret altındaki bir şehrin güvenliğini sağlamak üzere geliyor. İstanbul'da İngiltere Olağanüstü Komiserliği yardımcılığında ve Askerî Ataşeliğinde, Müttefikler Başkumandanlığı Erkân-ı Harbiyesi'nde, Jandarma Müfettişliği'nde bulunuyor.

Bütün bu görevleri sırasında, İstanbul'dan ayrıldığı 1923 yılına kadar gözlemlerini ortaya koyduğu kitabında yazar, zaman zaman Türkleri gerçek yüzüyle görerek, onların büyük bir imparatorluğun kurucusu ve yöneticisi, asil bir millet olarak üstünlüğünü teslim ediyor; ama çoğu zaman da Avrupa'da geçerli olan tarihsel yanılgılardan kendini kurtaramayarak onları zavallı, kendini yönetmekten aciz kimseler olarak görüyor.

Mütareke yılları İstanbul'unu daha yakından tanımak isteyenler için önemli bilgiler içeren bu kitap, 1915 yılında Kûtül-Amâre'de Türklere esir düşerek Bağdat, Musul, Halep, Mersin, Ankara yolunu izleyerek Kastamonu'ya, oradan da İstanbul'a getirilip, Anadolu'da esirler karargâhı olan Afyonkarahisar'a nakledilen, bütün bu dolaştığı yerlerde halkı tanımaya çalışan Harold Armstrong adlı bir İngiliz subayının anılarından oluşuyor. Yazar daha sonra Mütareke yıllarında, işgalci güçler içindeki İngiliz Askerî Ataşesi olarak İstanbul'a, bu kez esir olarak değil, esaret altındaki bir şehrin güvenliğini sağlamak üzere geliyor. İstanbul'da İngiltere Olağanüstü Komiserliği yardımcılığında ve Askerî Ataşeliğinde, Müttefikler Başkumandanlığı Erkân-ı Harbiyesi'nde, Jandarma Müfettişliği'nde bulunuyor.

Bütün bu görevleri sırasında, İstanbul'dan ayrıldığı 1923 yılına kadar gözlemlerini ortaya koyduğu kitabında yazar, zaman zaman Türkleri gerçek yüzüyle görerek, onların büyük bir imparatorluğun kurucusu ve yöneticisi, asil bir millet olarak üstünlüğünü teslim ediyor; ama çoğu zaman da Avrupa'da geçerli olan tarihsel yanılgılardan kendini kurtaramayarak onları zavallı, kendini yönetmekten aciz kimseler olarak görüyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat