Bir ulusun yaşam biçimini ve varlığını en iyi gözler önüne seren gösterge, o ulusun yaşam biçimidir.
Türk halk bilimi halkımızın yüzyıllara dayanan deneyimlerinden süzülerek kuşaktan kuşağa aktarılıp günümüze ulaşan değerler bütünüdür.
Toplumların varoluşunda çok Önemli rolü olan kültür değerleri elde olmayan nedenlerden dolayı eriyip yok olmaktadır.
Zengin bir kültür birikimine sahip olan ulusumuz, yüzyıllarca dilden dile, telden tele bu varlığını korumuş, günümüze kadar ulaştırabilmiştir.
Ne var ki; radyo, televizyon ve günümüzün değişen eğlence zevkleri mânilerimizi, ninnilerimizi, masal, efsane, halk hikâyesi gibi bize özgü ürünleri geri plana itmiş, unutulmuşluğun kucağına bırakmıştır. Artık elinde sazı ile halk hikâyesi anlatan âşığa, masal dinleten masal anasına, hatta ninni söyleyen anneye rastlamak zorlaşmıştır.
Halk ürünlerinin kaybolup yok olmasını bir ölçüde de olsa önlemek için yaptığım derleme çalışmalarına dayalı bazı yazılarla çeşitli sempozyum, seminer ve kongrelerde sunduğum bildirilerin bir bölümünü 1993'te Halkbilim ve Edebiyat Yazıları adı altında yayımlamıştım.
Bu kitapta ise, Halkbilim ve Edebiyat Yazılan'ndan seçtiğim bazı yazılarla yeni yazı ve bildirilere yer verdim.
Çeşitli dergilerde, sempozyum ve seminer bildirileri kitaplarında dağınık bir biçimde bulunan yazıları bir araya getirip topluca sunmanın yararlarına inanmaktayım.
Bu çalışmalarla Türk kültürüne bir parça katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana. -Yrd. Doç. Dr. Mehmet YARDIMCI (Önsözden)
Bir ulusun yaşam biçimini ve varlığını en iyi gözler önüne seren gösterge, o ulusun yaşam biçimidir.
Türk halk bilimi halkımızın yüzyıllara dayanan deneyimlerinden süzülerek kuşaktan kuşağa aktarılıp günümüze ulaşan değerler bütünüdür.
Toplumların varoluşunda çok Önemli rolü olan kültür değerleri elde olmayan nedenlerden dolayı eriyip yok olmaktadır.
Zengin bir kültür birikimine sahip olan ulusumuz, yüzyıllarca dilden dile, telden tele bu varlığını korumuş, günümüze kadar ulaştırabilmiştir.
Ne var ki; radyo, televizyon ve günümüzün değişen eğlence zevkleri mânilerimizi, ninnilerimizi, masal, efsane, halk hikâyesi gibi bize özgü ürünleri geri plana itmiş, unutulmuşluğun kucağına bırakmıştır. Artık elinde sazı ile halk hikâyesi anlatan âşığa, masal dinleten masal anasına, hatta ninni söyleyen anneye rastlamak zorlaşmıştır.
Halk ürünlerinin kaybolup yok olmasını bir ölçüde de olsa önlemek için yaptığım derleme çalışmalarına dayalı bazı yazılarla çeşitli sempozyum, seminer ve kongrelerde sunduğum bildirilerin bir bölümünü 1993'te Halkbilim ve Edebiyat Yazıları adı altında yayımlamıştım.
Bu kitapta ise, Halkbilim ve Edebiyat Yazılan'ndan seçtiğim bazı yazılarla yeni yazı ve bildirilere yer verdim.
Çeşitli dergilerde, sempozyum ve seminer bildirileri kitaplarında dağınık bir biçimde bulunan yazıları bir araya getirip topluca sunmanın yararlarına inanmaktayım.
Bu çalışmalarla Türk kültürüne bir parça katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana. -Yrd. Doç. Dr. Mehmet YARDIMCI (Önsözden)
-
Satıldı -
Satıldı
-
Satıldı
-
Satıldı
