#smrgKİTABEVİ Tophane-i Amire'den İmalat-ı Harbiye'ye Osmanlı Devleti'nde Harp Sanayii 1861 - 1923 -
Tüfeklerde yaşanan bu durum top, fişek, mermi ve barut üretiminde de farklı değildi. Fabrikalarda üretimi yapılabilenler 10-15 yıl önceki teknolojideydi. Tophane-i Amire/İmalat-ı Harbiye fabrikalarında yapılan yerli üretim hiçbir zaman Osmanlı Devleti'nin ihtiyaç duyduğu modern silahları sağlayamadığından yüz binlerce tüfek ve milyonlarca fişek yurtdışından sipariş edildi.
Buna rağmen yerli silah sanayisini oluşturma gayretlerini başarısızlığa uğramış bir politika olarak değerlendirmemek, bu politikayı önemsemek gerekmektedir. Nitekim ithal edilen teknolojiye tam anlamıyla sahip olma yolunun onu üretebilmekten geçtiğine inanan Osmanlılar bir asra yaklaşan silah üretimi deneyimine sahip oldular.
Bu deneyim Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş sürecinde kendini göstermiştir. Müttefik yardımının alınamadığı bir dönemde Çanakkale Savaşlarında kırılan topların tamir edilmeleri ve topçu cephanesi üretilerek düşmana karşılık verilebilmesi zaferin kazanılmasında önemliydi.
Ayrıca Türk Milleti'nin yok edilmek istendiği bir zamanda, Kurtuluş Savaşı'nı yürüten kadronun içindeki İmalat-ı Harbiye mensuplarının Anadolu'da kurdukları fabrikalarda silah tamiri yaparak ve cephane üreterek sunmuş oldukları hizmetler yerli silah sanayisinde belli bir seviyeye ulaşıldığını tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır. Sonuç olarak silah sanayisi, siyasal bağımsızlığın tamamlayıcı ve ayrılmaz bir unsuru olarak geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemini korumaya devam edecektir.
Tüfeklerde yaşanan bu durum top, fişek, mermi ve barut üretiminde de farklı değildi. Fabrikalarda üretimi yapılabilenler 10-15 yıl önceki teknolojideydi. Tophane-i Amire/İmalat-ı Harbiye fabrikalarında yapılan yerli üretim hiçbir zaman Osmanlı Devleti'nin ihtiyaç duyduğu modern silahları sağlayamadığından yüz binlerce tüfek ve milyonlarca fişek yurtdışından sipariş edildi.
Buna rağmen yerli silah sanayisini oluşturma gayretlerini başarısızlığa uğramış bir politika olarak değerlendirmemek, bu politikayı önemsemek gerekmektedir. Nitekim ithal edilen teknolojiye tam anlamıyla sahip olma yolunun onu üretebilmekten geçtiğine inanan Osmanlılar bir asra yaklaşan silah üretimi deneyimine sahip oldular.
Bu deneyim Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş sürecinde kendini göstermiştir. Müttefik yardımının alınamadığı bir dönemde Çanakkale Savaşlarında kırılan topların tamir edilmeleri ve topçu cephanesi üretilerek düşmana karşılık verilebilmesi zaferin kazanılmasında önemliydi.
Ayrıca Türk Milleti'nin yok edilmek istendiği bir zamanda, Kurtuluş Savaşı'nı yürüten kadronun içindeki İmalat-ı Harbiye mensuplarının Anadolu'da kurdukları fabrikalarda silah tamiri yaparak ve cephane üreterek sunmuş oldukları hizmetler yerli silah sanayisinde belli bir seviyeye ulaşıldığını tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır. Sonuç olarak silah sanayisi, siyasal bağımsızlığın tamamlayıcı ve ayrılmaz bir unsuru olarak geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemini korumaya devam edecektir.