Yerküremizde de topraklarımızda da insan "hak(sızlık)ları"ndan söz etmek; eğer müesses -kapitalist- "nizam"a ve "olağan" dediklerine bir itiraz, eleştiri, karşı çıkış, en çok da isyan değil ise kocaman bir yanılsama veya bir yalandır. Çünkü müesses -kapitalist- "nizamlar"ın insan "hak(sızlık)ları" babında "söylenecek yalanları kalmamıştır"! Kolay mı? Bush'un Irak'a "demokrasi" ve "insan hak(sızlık)ları" götürdüğünü haykırdığı bir dünyada ("küreselleşme" ve) burjuvazi açısından "hak(sızlık)" geneliyle bir saldırı, talan ve yağmadır!
Hayır; hiçbir şeyi abarttığımız yok; topyekûn bir yıkıcılığa tahvil olmuş olan sürdürülemez kapitalizm koşullarında "insanlık durumu" bir mahkûmiyete dönüşmüştür! Ama "öteki(leştirilen)ler"in omuz omuza yolunu açacağı, şovenist "linç iklimi"nin yerle yeksan edileceği günler de gelecek: Kapitalizmin "sıradan kötülükler"inden, "çürüme ve cinnet kareleri"nden, "çılgın milliyetçilik"inden mutlaka hesap sorulacak. Ancak yeri gelmişken şimdiden açıklamadan geçmeyelim: "Sorulacak olan hesap"ta kesinlikle insan hakları ihlâli olmayacaktır!
Dileriz ki bu kitap, özgürlük için dövüşenlerin yoldaşı olur. Ve umarız, bir daha kaleme alınmasını gerektirmeyecek koşulların biçimlenişine katkıda bulunur. (Kitaptan)