#smrgSAHAF Sessizliğin İlk Sesi -

Stok Kodu:
1199149658
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
186 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199149658
535820
Sessizliğin İlk Sesi -
Sessizliğin İlk Sesi - #smrgSAHAF
0.00
Edebiyatın kendisi başlı başına bir risktir hiç kuşkusuz ama heralde hikâye, edebî türler arasında risk almayı daha çok gerektiren bir niteliğe sahiptir. Siz bakmayın öyle önüne gelenin "öykü" yazıp "öykücü" sıfatıyla ortalıkta gezinmesine, hikâye farklıdır. Elinizde tuttuğunuz kitap, hem aldığı risklerle, hem de giderek klasikleşen yapısıyla apayrı bir yerde duruyor bu nedenle ve yine bu nedenle, hikâyelerin ne olduğunu da, ne olması gerektiğini de apaçık gösteriyor. Satır aralarına sinen Hüzzam Mavisi, biraz da bundandır belki. Sessizliğin İlk Sesi, sesi hemen hiç duymayanların sesini duyuruyor olanca çıplaklık ve çarpıcılığıyla. Ne yazık ki, nicedir sağır kesildiğimiz bir dünyada yaşayan bu insanları görmüyoruz artık, gördüğümüz yerde başımızı çeviriyoruz çoğu kez. Hatta, işin kolayına kaçıp elimizdeki aynayı kendi yüzümüze yakın tutarak kendimizden söz ediyoruz hep. Görünmesin "onlar," görmeyelim "onları," kitaplarımızdan, gazetelerimizden, televizyonlarımızdan içeri girmesinler. Vaktiyle, sınıflardan söz edilenlerin sınıflardan içeri sokulmadığı bir ülkede yaşıyoruz biz...
Edebiyatın kendisi başlı başına bir risktir hiç kuşkusuz ama heralde hikâye, edebî türler arasında risk almayı daha çok gerektiren bir niteliğe sahiptir. Siz bakmayın öyle önüne gelenin "öykü" yazıp "öykücü" sıfatıyla ortalıkta gezinmesine, hikâye farklıdır. Elinizde tuttuğunuz kitap, hem aldığı risklerle, hem de giderek klasikleşen yapısıyla apayrı bir yerde duruyor bu nedenle ve yine bu nedenle, hikâyelerin ne olduğunu da, ne olması gerektiğini de apaçık gösteriyor. Satır aralarına sinen Hüzzam Mavisi, biraz da bundandır belki. Sessizliğin İlk Sesi, sesi hemen hiç duymayanların sesini duyuruyor olanca çıplaklık ve çarpıcılığıyla. Ne yazık ki, nicedir sağır kesildiğimiz bir dünyada yaşayan bu insanları görmüyoruz artık, gördüğümüz yerde başımızı çeviriyoruz çoğu kez. Hatta, işin kolayına kaçıp elimizdeki aynayı kendi yüzümüze yakın tutarak kendimizden söz ediyoruz hep. Görünmesin "onlar," görmeyelim "onları," kitaplarımızdan, gazetelerimizden, televizyonlarımızdan içeri girmesinler. Vaktiyle, sınıflardan söz edilenlerin sınıflardan içeri sokulmadığı bir ülkede yaşıyoruz biz...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat