#smrgKİTABEVİ Şarabın Aşk Sözlüğü -

Stok Kodu:
1199107357
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
408 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Çeviren:
Bahadır Gülmez
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Dictionnaire Amoureux du Vin
Kategori:
0,00
1199107357
493104
Şarabın Aşk Sözlüğü -
Şarabın Aşk Sözlüğü - #smrgKİTABEVİ
0.00
Bu kitapta şarap adına her şey var: Antikçağ (Dionysos ya da Bacchus), sanatçılar (Warhol ya da Chagall'in ünlü şişe etiket desenleri), üzümü mayalandırma (cenderelerden şelale gibi akan, bazen narçiçeği kırmızısı bazen yakut rengindeki üzüm suyu), mahzen (iki üç derece farkla yıllarca yaz ve kış mevsimini yaşayan, tarihin dalgalanmalarını bilen kav halkı).

Şarap ve aşk (zelzeleler yaratabilir), şarap ustalarının portreleri (kimyasal ilaçlamaya karşı, toprağın altındaki biyolojik hayata saygılı ustalar), şarap yöreleri, şatolar, bir müze oluşturmaya layık tirbuşonlar, bir ressam gözüne, bir botanikçi burnuna ve bir tarihçi hafızasına sahip olan degüstatörler, aromalar (ıhlamur, kuru şakayık filizi, tütün, kızarmış ekmek aromaları).

Şarabı keşfeden ilk insan aynı zamanda onun ilk kurbanıdır: Dünya şarap terminolojisi insanlık mirasıdır: Ayyaş, zurna, küfelik, bulut, hayalet, mazotu yerinde, kandil, biberoncu, dizginsiz rahvan, evliya, imbikçi, kaldırım güzeli(…) Ama şarap kültür demektir ve şarap kültürü aynı zamanda ruh kültürüdür: “Şerefe! Sağlığınıza!”

“Şarap dilin üzerinde konuşur”, bukesinden şiir yaratır. Fransız şarapları, renk paleti ve tat haritasıyla, bir bayırlar ve tepeler ilahisidir: Gamay kırmızısı, Tokay'ın baharatsı kokuları, Maury'deki çikolata izleri, Gewürztraminer'de egzotik meyve aromaları… Bordeaux bölgesinin göz alıcı zenginliği ve Cabernet-Sauvignon. İnsanda içini ısırma arzusu uyandıran yeşil yansılı, lâl kırmızısı Burgonya şarapları. Hüzünlü Kasımda çıkarak neşe saçan kırmızı yanaklı, ilkbahar dudaklı Yeni Beaujolais. Ve bir de elbette hafifliğiyle yavaşça insana sokulan ve bir din adamının buluşu olan şampanya.

Ve ünlüler: “Bu benim kanımdır” diyen İsa Peygamber; Acem şairi örgülü saçlı Ebu Nüvas; “Üzüm asmalarının o ölçülmesi olanaksız sonsuzluğunda boğulup kalmak” isteyen bilim adamı ve bağcı Claude Bernard; Lamartine bağlarına o kadar tutkuyla bağlıdır ki, ömür boyu borçlanır; düşlerde, hissiz ışıklarda önüne geçilemeyen şair Baudelaire. İçme zevkinden çok satıştan kazancı seven Montesquieu; Yazmak için şarabı yakıt olarak kullanan Charles Bukowski; Beceriksiz şarap şairi Robespierre; kavdan şarap çalan Jean Jacqués Rousseau ve “bu zavallı hastaya acıyınız” diyecek kadar tutkun Voltaire (…)

Bu kitapta şarap adına her şey var: Antikçağ (Dionysos ya da Bacchus), sanatçılar (Warhol ya da Chagall'in ünlü şişe etiket desenleri), üzümü mayalandırma (cenderelerden şelale gibi akan, bazen narçiçeği kırmızısı bazen yakut rengindeki üzüm suyu), mahzen (iki üç derece farkla yıllarca yaz ve kış mevsimini yaşayan, tarihin dalgalanmalarını bilen kav halkı).

Şarap ve aşk (zelzeleler yaratabilir), şarap ustalarının portreleri (kimyasal ilaçlamaya karşı, toprağın altındaki biyolojik hayata saygılı ustalar), şarap yöreleri, şatolar, bir müze oluşturmaya layık tirbuşonlar, bir ressam gözüne, bir botanikçi burnuna ve bir tarihçi hafızasına sahip olan degüstatörler, aromalar (ıhlamur, kuru şakayık filizi, tütün, kızarmış ekmek aromaları).

Şarabı keşfeden ilk insan aynı zamanda onun ilk kurbanıdır: Dünya şarap terminolojisi insanlık mirasıdır: Ayyaş, zurna, küfelik, bulut, hayalet, mazotu yerinde, kandil, biberoncu, dizginsiz rahvan, evliya, imbikçi, kaldırım güzeli(…) Ama şarap kültür demektir ve şarap kültürü aynı zamanda ruh kültürüdür: “Şerefe! Sağlığınıza!”

“Şarap dilin üzerinde konuşur”, bukesinden şiir yaratır. Fransız şarapları, renk paleti ve tat haritasıyla, bir bayırlar ve tepeler ilahisidir: Gamay kırmızısı, Tokay'ın baharatsı kokuları, Maury'deki çikolata izleri, Gewürztraminer'de egzotik meyve aromaları… Bordeaux bölgesinin göz alıcı zenginliği ve Cabernet-Sauvignon. İnsanda içini ısırma arzusu uyandıran yeşil yansılı, lâl kırmızısı Burgonya şarapları. Hüzünlü Kasımda çıkarak neşe saçan kırmızı yanaklı, ilkbahar dudaklı Yeni Beaujolais. Ve bir de elbette hafifliğiyle yavaşça insana sokulan ve bir din adamının buluşu olan şampanya.

Ve ünlüler: “Bu benim kanımdır” diyen İsa Peygamber; Acem şairi örgülü saçlı Ebu Nüvas; “Üzüm asmalarının o ölçülmesi olanaksız sonsuzluğunda boğulup kalmak” isteyen bilim adamı ve bağcı Claude Bernard; Lamartine bağlarına o kadar tutkuyla bağlıdır ki, ömür boyu borçlanır; düşlerde, hissiz ışıklarda önüne geçilemeyen şair Baudelaire. İçme zevkinden çok satıştan kazancı seven Montesquieu; Yazmak için şarabı yakıt olarak kullanan Charles Bukowski; Beceriksiz şarap şairi Robespierre; kavdan şarap çalan Jean Jacqués Rousseau ve “bu zavallı hastaya acıyınız” diyecek kadar tutkun Voltaire (…)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat