Dahası Türkiye bununla da kalmıyor. Uygar dünyadan ödünç aldığı kavramları uygulamada önce yozlaştırıyor, sonra da onları savunmaya ve aldığı dünyaya benimsetmeye çalışıyor. Bir başka deyişle bilimi uygulamaya yansıtacak yerde, yoz uygulamayı bilimselleştirmeye çabalıyor. Boşuna bir çaba. Çünkü araba atın önündedir.
Artık bunlar bitmeli.
Yıllarca bilimin yaşama aktarılması için uğraştım durdum. Gerçekleri sergilemeyi, kişisel kaygılarla, ikbal beklentileriyle hiç ertelemedim. Bu bir ahlak sorunuydu, benim için. Ama 40 yıl geriye baktığımda kendimi, durmadan yuvarlanan kayayı tepeye çıkaran Sisyphos gibi hissediyorum. Kaya yuvarlanmaya devam ediyor. Bunun da örneğini bulacaksınız kitapta. Değişen pek bir şey yok.
Ve yuvarlanmayı ısrarla sürdüren kaya, tepeye taşınmak için yeni Sisyphos'ları bekliyor...” -Sami Selçuk (Arka kapaktan)
Dahası Türkiye bununla da kalmıyor. Uygar dünyadan ödünç aldığı kavramları uygulamada önce yozlaştırıyor, sonra da onları savunmaya ve aldığı dünyaya benimsetmeye çalışıyor. Bir başka deyişle bilimi uygulamaya yansıtacak yerde, yoz uygulamayı bilimselleştirmeye çabalıyor. Boşuna bir çaba. Çünkü araba atın önündedir.
Artık bunlar bitmeli.
Yıllarca bilimin yaşama aktarılması için uğraştım durdum. Gerçekleri sergilemeyi, kişisel kaygılarla, ikbal beklentileriyle hiç ertelemedim. Bu bir ahlak sorunuydu, benim için. Ama 40 yıl geriye baktığımda kendimi, durmadan yuvarlanan kayayı tepeye çıkaran Sisyphos gibi hissediyorum. Kaya yuvarlanmaya devam ediyor. Bunun da örneğini bulacaksınız kitapta. Değişen pek bir şey yok.
Ve yuvarlanmayı ısrarla sürdüren kaya, tepeye taşınmak için yeni Sisyphos'ları bekliyor...” -Sami Selçuk (Arka kapaktan)