#smrgSAHAF Ortak Belleğimizdir Doslar -

Stok Kodu:
1199187944
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
274 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199187944
573981
Ortak Belleğimizdir Doslar -
Ortak Belleğimizdir Doslar - #smrgSAHAF
0.00
Remzi İnanç'ın 'Ortak belleğimizdir dostlar' kitabı, yazarlık, yayıncılık yapmış, kitabevi işletmiş birinin anı/portreleri. Anı kitaplarının önemini her zaman vurgularım. Hele bu anı kitabında edebiyat, sanat, siyaset dünyasından önemli isimlerin yaşamından kesitler varsa.

İnanç'ın kitabında tanıdığınız, bildiğiniz birçok ünlü yazarın, şairin yaşamında özgürlük mücadelesinden sahneler, yaşamlarında çektikleri sıkıntılar, dostlukları, tartışmaları, birinci eden tanıklıkla bize aktarılıyor.

Bütün askeri darbelerin bedelini, yazarlar, aydınlar ödemiştir. İnanç bunu bir kez daha örneklerle, tarihlerle, hiç bilmediğiniz serüvenlerle aktarıyor. Ankara'da yaşayan edebiyatçılar, meyhanelerde buluştuklarında ne konuşurlardı? İnanç, günlük yaşamın müverrihi Muzaffer Buyrukçu'yu anıyor. Gerçekten onun için yazarın söylediği, ‘ilk sofra vakanüvisi' tanımını doğru buldum.

Ankara Meyhaneleri'ni okuduğunuzda birçok edebiyatçının içkiyle münasebetini ve bunun seviyesini öğreniriz. Yazar, bir kitaptan bu konu üzerine bazı saptamalar iletiyor: “Şair Erdal Alova'nın derlediği ‘Mey ve Meyhane Şiirleri'nin bu bakımdan önsözü sayılacak ‘İçki ve Türk Şiiri' başlıklı yazısını şöyle noktalamış Alova: Burada merak ettiğim bir şeyi sormaktan geçemeyeceğim. İçki içmeyi seven şairlerin acaba kaçı o güzel şiirlerini içkiliyken yazdılar? Kendi adıma ben hep ayıkken yazdım.”
Alova'nın görüşüne katılıyorum.

Remzi İnanç öğretmenlerini; lisedeki yıllarını da anlatıyor. Bunlar arasında birçok değerli ad var. Turan Erol gibi. Öldürülenler arasında Cavit Orhan Tütengil'i okudum. Cumhuriyet gazetesinin balkonunda çekilen fotoğrafta o da vardı.

Öğretmen arkadaşı Turan Erol, ölümünün ardından ne yazmıştı: “Sen bir bilim adamı, düşünür ve yazar kimliğinle kuşaklar boyu yaşayacaksın. Ne var ki biz ömrümüzü senin güven veren sevecen dostluğundan yoksun olarak tüketeceğiz.”

Cumhuriyet savcısı, şair Berin Taşan'ın portresini, başta bütün savcılar, yargıçlar okumalı, örnek bir davranıştır.

Şiiri, kişiliğini açıklıyor:
“Vatanın her köşesi aziz
Çamlıca, Erenköy, Maçka
Vatanın bu yanında biz.”

İzmir'de bir caddeye adı verildi. İnanç'a söyledikleri şöyle: “Yarına bir şiirim kalır mı bilmem ama haklarını korumak için gemici feneri ışığında çalıştığımı görenlerden bir tanık kalırsa benim için yeter.”

Son sayfalara fotoğraflar konulmuş. O kadar çok isim var ki hepsini saymam mümkün değil. Anıları çeşitli yönlerden değerlendirin, hem bir kuşağın yaşamı ve yapıtlarına düşülen notlar olarak, hem de aydın ve cumhuriyetçi kimliklerin nasıl oluştuğuna bakın. Okunacak, yararlanılacak bir anılar toplamı. - Doğan Hızlan, Hürriyet

Remzi İnanç'ın 'Ortak belleğimizdir dostlar' kitabı, yazarlık, yayıncılık yapmış, kitabevi işletmiş birinin anı/portreleri. Anı kitaplarının önemini her zaman vurgularım. Hele bu anı kitabında edebiyat, sanat, siyaset dünyasından önemli isimlerin yaşamından kesitler varsa.

İnanç'ın kitabında tanıdığınız, bildiğiniz birçok ünlü yazarın, şairin yaşamında özgürlük mücadelesinden sahneler, yaşamlarında çektikleri sıkıntılar, dostlukları, tartışmaları, birinci eden tanıklıkla bize aktarılıyor.

Bütün askeri darbelerin bedelini, yazarlar, aydınlar ödemiştir. İnanç bunu bir kez daha örneklerle, tarihlerle, hiç bilmediğiniz serüvenlerle aktarıyor. Ankara'da yaşayan edebiyatçılar, meyhanelerde buluştuklarında ne konuşurlardı? İnanç, günlük yaşamın müverrihi Muzaffer Buyrukçu'yu anıyor. Gerçekten onun için yazarın söylediği, ‘ilk sofra vakanüvisi' tanımını doğru buldum.

Ankara Meyhaneleri'ni okuduğunuzda birçok edebiyatçının içkiyle münasebetini ve bunun seviyesini öğreniriz. Yazar, bir kitaptan bu konu üzerine bazı saptamalar iletiyor: “Şair Erdal Alova'nın derlediği ‘Mey ve Meyhane Şiirleri'nin bu bakımdan önsözü sayılacak ‘İçki ve Türk Şiiri' başlıklı yazısını şöyle noktalamış Alova: Burada merak ettiğim bir şeyi sormaktan geçemeyeceğim. İçki içmeyi seven şairlerin acaba kaçı o güzel şiirlerini içkiliyken yazdılar? Kendi adıma ben hep ayıkken yazdım.”
Alova'nın görüşüne katılıyorum.

Remzi İnanç öğretmenlerini; lisedeki yıllarını da anlatıyor. Bunlar arasında birçok değerli ad var. Turan Erol gibi. Öldürülenler arasında Cavit Orhan Tütengil'i okudum. Cumhuriyet gazetesinin balkonunda çekilen fotoğrafta o da vardı.

Öğretmen arkadaşı Turan Erol, ölümünün ardından ne yazmıştı: “Sen bir bilim adamı, düşünür ve yazar kimliğinle kuşaklar boyu yaşayacaksın. Ne var ki biz ömrümüzü senin güven veren sevecen dostluğundan yoksun olarak tüketeceğiz.”

Cumhuriyet savcısı, şair Berin Taşan'ın portresini, başta bütün savcılar, yargıçlar okumalı, örnek bir davranıştır.

Şiiri, kişiliğini açıklıyor:
“Vatanın her köşesi aziz
Çamlıca, Erenköy, Maçka
Vatanın bu yanında biz.”

İzmir'de bir caddeye adı verildi. İnanç'a söyledikleri şöyle: “Yarına bir şiirim kalır mı bilmem ama haklarını korumak için gemici feneri ışığında çalıştığımı görenlerden bir tanık kalırsa benim için yeter.”

Son sayfalara fotoğraflar konulmuş. O kadar çok isim var ki hepsini saymam mümkün değil. Anıları çeşitli yönlerden değerlendirin, hem bir kuşağın yaşamı ve yapıtlarına düşülen notlar olarak, hem de aydın ve cumhuriyetçi kimliklerin nasıl oluştuğuna bakın. Okunacak, yararlanılacak bir anılar toplamı. - Doğan Hızlan, Hürriyet

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat