#smrgSAHAF Nutuk'un Kayıp Parçaları Atatürk: Saklı Kitap - 2006

Basıldığı Matbaa:
Kilim Matbaacılık
ISBN-10:
9944420050
Hazırlayan:
Haz. Serkan Özburun
Stok Kodu:
1199079613
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
200 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199079613
465491
Nutuk'un Kayıp Parçaları Atatürk: Saklı Kitap  -        2006
Nutuk'un Kayıp Parçaları Atatürk: Saklı Kitap - 2006 #smrgSAHAF
0.00
Malum olduğu üzere Mustafa Kemal Atatürk "Büyük Nutuk" adlı söylevini 1927'de, 15 Ekim ile 20 Ekim tarihleri arasında, TBMM'de toplanan Cumhuriyet Halk Partisi II. Büyük Kurultayı'nda irad etmişti. Onda vatanın düşman çizmelerinden kurtuluşunu, yeniden yeni bir devlet olarak kuruluşunu ve çağdaşlaşma yolunda yapılan inkılapları ilk ağızdan tarihî bir vesika olarak dile getirmişti. Ama bu "Nutuk" Atatürk'ün 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basmasından sonraki olaylarla başlıyordu. Peki ama bu niçin böyleydi?

19 Mayıs öncesine M. K. Atatürk neden hiç değinmemişti?

Bunun elbette bir sebebi olmalıydı.

Oysa Mustafa Kemal, Atatürk soyadını almazdan önce de Amasya mülakatı masasına oturmuş, Anafartalar kahramanı olmuş, Yıldırım Orduları Başkumandanı ve Anadolu'nun yarısına sözü geçen bir Ordu Müfettişi sıfatını kazanmıştı.

Yani Mustafa Kemal, Samsun'a çıkarak kurtuluş mücadelesini başlatmamış, öncesinde padişahla yan yana durduğu, sadrazam ve vezirlerle çekiştiği, parlamentoyu etkilemeye çalıştığı, bu uğurda gazete çıkardığı, gizli örgütler kurduğu karmaşık ve dinamik bir dönem geçirmişti. Fakat bu dönem, maalesef toplumsal belleğimizde yer edinemedi, hafızalarımız bu hususta boş olarak kaldı.

Fakat Atatürk böyle bir boşluk bırakmamıştı. Bu dönemi 1926'larda, o zamanlar Ankara'da yayınlanan "Hakimiyet-i Milliye" ve İstanbul'da yayınlanan "Milliyet" gazetelerinde yayımladı. Ne var ki Almanya'nın, Mareşal Hindenburg ile yazılarından rahatsız olması üzerine bu yayın durduruldu. Bunlar daha sonra bazı kısımlar sansürlenerek 1950'li yıllarda yayımlanabildi. O dönem gazetelerinin ilk sayfalarında "inkılabın herkesçe meçhul köşelerini bu kıymetli eser tenvir edecektir" diye takdim edilen bu sahifeler, işte böylesi talihsizlikler yüzünden meçhul kaldı. Diğer bir talihsizlik de bunun Nutuk'un bir başlangıcı olduğunun ayırımına varılmaması ve böylesi bir sunumla okuyucuya ulaştırılmaması oldu.

Bizim inancımız odur ki, Atatürk'ün dilinden çıkmış bu nutuklar, vakit kaybedilmeksizin "Büyük Nutuk"a dahil edilmeli ve öylece yayımlanmalıdır, ki onun sesi herkese doğrudan ulaşabilsin…

İşte elinizdeki bu eser, Atatürk'ün kaleme aldığı bu yazıların tamamını ilk defa orijinaliyle birlikte içeriyor oluşu yönüyle tarihe karşı bir vazifesini ifa etmiş olmaktadır. (Tanıtımdan)

Malum olduğu üzere Mustafa Kemal Atatürk "Büyük Nutuk" adlı söylevini 1927'de, 15 Ekim ile 20 Ekim tarihleri arasında, TBMM'de toplanan Cumhuriyet Halk Partisi II. Büyük Kurultayı'nda irad etmişti. Onda vatanın düşman çizmelerinden kurtuluşunu, yeniden yeni bir devlet olarak kuruluşunu ve çağdaşlaşma yolunda yapılan inkılapları ilk ağızdan tarihî bir vesika olarak dile getirmişti. Ama bu "Nutuk" Atatürk'ün 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basmasından sonraki olaylarla başlıyordu. Peki ama bu niçin böyleydi?

19 Mayıs öncesine M. K. Atatürk neden hiç değinmemişti?

Bunun elbette bir sebebi olmalıydı.

Oysa Mustafa Kemal, Atatürk soyadını almazdan önce de Amasya mülakatı masasına oturmuş, Anafartalar kahramanı olmuş, Yıldırım Orduları Başkumandanı ve Anadolu'nun yarısına sözü geçen bir Ordu Müfettişi sıfatını kazanmıştı.

Yani Mustafa Kemal, Samsun'a çıkarak kurtuluş mücadelesini başlatmamış, öncesinde padişahla yan yana durduğu, sadrazam ve vezirlerle çekiştiği, parlamentoyu etkilemeye çalıştığı, bu uğurda gazete çıkardığı, gizli örgütler kurduğu karmaşık ve dinamik bir dönem geçirmişti. Fakat bu dönem, maalesef toplumsal belleğimizde yer edinemedi, hafızalarımız bu hususta boş olarak kaldı.

Fakat Atatürk böyle bir boşluk bırakmamıştı. Bu dönemi 1926'larda, o zamanlar Ankara'da yayınlanan "Hakimiyet-i Milliye" ve İstanbul'da yayınlanan "Milliyet" gazetelerinde yayımladı. Ne var ki Almanya'nın, Mareşal Hindenburg ile yazılarından rahatsız olması üzerine bu yayın durduruldu. Bunlar daha sonra bazı kısımlar sansürlenerek 1950'li yıllarda yayımlanabildi. O dönem gazetelerinin ilk sayfalarında "inkılabın herkesçe meçhul köşelerini bu kıymetli eser tenvir edecektir" diye takdim edilen bu sahifeler, işte böylesi talihsizlikler yüzünden meçhul kaldı. Diğer bir talihsizlik de bunun Nutuk'un bir başlangıcı olduğunun ayırımına varılmaması ve böylesi bir sunumla okuyucuya ulaştırılmaması oldu.

Bizim inancımız odur ki, Atatürk'ün dilinden çıkmış bu nutuklar, vakit kaybedilmeksizin "Büyük Nutuk"a dahil edilmeli ve öylece yayımlanmalıdır, ki onun sesi herkese doğrudan ulaşabilsin…

İşte elinizdeki bu eser, Atatürk'ün kaleme aldığı bu yazıların tamamını ilk defa orijinaliyle birlikte içeriyor oluşu yönüyle tarihe karşı bir vazifesini ifa etmiş olmaktadır. (Tanıtımdan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat