"Bu mecaz, resmî bir inanca dönüşmüş ve coşkuyla İslâm dünyasına yayılmıştı. Mekkeliler bu öyküyü şehrin ziyaretçilerine -hacılar, bilginler, öğrenciler ve seyyahlar- anlatmaktan büyük gurur duyuyorlardı. Böylece tüm Müslümanlar için Mekke, artık ezelden beri var olan bir şehir, ölmeden önce cennetin tadının alınabileceği bir yer, her mü'minin ruhunu çeken bir mıknatıs hâline gelmişti."
Yazar, yayıncı ve kültür eleştirmeni olan Ziyaüddin Serdar, dünyanın önde gelen Müslüman aydınlarından birisidir. İslâm, bilim ve çağdaş kültür konularında elliden fazla kitabın yazarıdır. Hâlen çeşitli görevlerinin yanı sıra Londra İslâm Enstitüsü'nün başkanlığını yapmaktadır. Mukaddes Belde Mekke adlı eserinde Mekke'nin tarihini; sosyal, psikolojik, siyasi ve itikadi yönleriyle harmanlayarak bir medeniyet anlatısı sunuyor.
"Bu mecaz, resmî bir inanca dönüşmüş ve coşkuyla İslâm dünyasına yayılmıştı. Mekkeliler bu öyküyü şehrin ziyaretçilerine -hacılar, bilginler, öğrenciler ve seyyahlar- anlatmaktan büyük gurur duyuyorlardı. Böylece tüm Müslümanlar için Mekke, artık ezelden beri var olan bir şehir, ölmeden önce cennetin tadının alınabileceği bir yer, her mü'minin ruhunu çeken bir mıknatıs hâline gelmişti."
Yazar, yayıncı ve kültür eleştirmeni olan Ziyaüddin Serdar, dünyanın önde gelen Müslüman aydınlarından birisidir. İslâm, bilim ve çağdaş kültür konularında elliden fazla kitabın yazarıdır. Hâlen çeşitli görevlerinin yanı sıra Londra İslâm Enstitüsü'nün başkanlığını yapmaktadır. Mukaddes Belde Mekke adlı eserinde Mekke'nin tarihini; sosyal, psikolojik, siyasi ve itikadi yönleriyle harmanlayarak bir medeniyet anlatısı sunuyor.