#smrgKİTABEVİ Modern Türkiye'nin İnşası: Doğu Anadolu'da Ulus, Devlet ve Şiddet 1913 - 1950 -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Ayhan Matbaası
Dizi Adı:
Araştırma-İnceleme - 382
ISBN-10:
9789750519260
Stok Kodu:
1199189567
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
480 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Çeviren:
Ali İhsan Dalgıç
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
The Making of Modern Turkey. Nation and State in Eastern Anatolia, 1913-1950
Kategori:
0,00
1199189567
575602
Modern Türkiye'nin İnşası: Doğu Anadolu'da Ulus, Devlet ve Şiddet 1913 - 1950 -
Modern Türkiye'nin İnşası: Doğu Anadolu'da Ulus, Devlet ve Şiddet 1913 - 1950 - #smrgKİTABEVİ
0.00
“Bu süreçleri [nüfus politikaları] düzenleyen seçkinler, öngörülebilir varsayımlarla değil, toplumun, bireylerin şartlandırılması ve yönlendirilmesi yoluyla doldurulacak boş bir sayfa olduğu fikri etrafında gelişen gelişigüzel bir toplum modeli üzerinden hareket etmişlerdir. Ancak bir araştırmacının ileri sürdüğü gibi, “boş sayfanın karanlık bir yanı vardır. İnsan doğasında uyandırdığı boşluk totaliter rejimler tarafından hemen doldurulur ve boşluğun soykırımla doldurulmasının önüne geçilemez. Boşluk, eğitimi, çocuk yetiştirmeyi ve sanatı yolundan çıkaracak toplum mühendisliğiyle doldurulur... Bu, yaşam karşıtı ve insanlık karşıtı kuramsal bir soyutlamadır”. (…) Milliyetçi seçkinler ne kadar isteseler de, kültürel ve etnik anlamda tamamen tarafsız bir homojenlik söz konusu olamaz.”

Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu vilayetleri, Ermenilerin, Türklerin, Kürtlerin, Arapların birlikte yaşadığı bölgelerdi. İmparatorluğun dağılması ve ulusdevletin doğuşu, bu durumu şiddetli bir şekilde ve şiddet içeren süreçlerle değiştirdi.

Modern Türkiye'nin İnşası, 1913-1950 arasında İttihatçı ve Kemalist rejimlerin Türkiye'nin doğusunda, bölgeyi etnik açıdan homojenleştirme ve Türk ulusdevletine dahil etme amacıyla uyguladığı çeşitli milliyetçi nüfus politikalarını ele alıyor. Fiziksel yıkım, sürgün, zorla asimilasyon ve hafıza politikaları gibi, ulusdevlet içinde etnik ve kültürel homojenliği sağlamak adına rejimin kullandığı toplum mühendisliği araçlarını inceliyor.Yazarın kişisel görüşmelerle de pekiştirdiği, söz konusu bölgelerde daha evvel yapılmış sözlü tarih çalışmalarını, yazılı kaynakları ve belgeleri de kapsamlı bir şekilde ele alan bu araştırma, zengin bir tartışma perspektifi ortaya çıkarıyor. Uğur Ümit Üngör, farklı etnik kimliklerin yıllarca beraber yaşadığı bir sosyal hayatın merkezi olan doğu vilayetlerinin, milliyetçi seçkinlerce nasıl nüfus politikalarının odağı ve kitlesel şiddetin sahnesine dönüştürüldüğünü gösteriyor.

UĞUR ÜMİT ÜNGÖR Utrecht Üniversitesi Tarih Bölümü'nde öğretim görevlisi ve Amsterdam Institute for War and Genocide Studies'de (Savaş ve Soykırım Çalışmaları Enstitüsü) araştırmacıdır. Ağırlıklı olarak kitlesel şiddet ve milliyetçiliğin tarihsel sosyolojisi üzerine çalışmaktadır. 2012'de Royal Dutch Academy of Science (Hollanda Krallığı Bilim Akademisi) tarafından Tarih Alanında Genç Bilim İnsanı ödülü almıştır. Alexander Geokjian ile birlikte yazıp yönettiği “The Century of Our Grandparents” (Büyükbaba ve Büyükannelerimizin Yüzyılı) adında bir belgeselin yanı sıra, 2011'de yayımlanan Confiscation and Destruction: The Young Turk Seizure of Armenian Property (Müsadere ve Yıkım: Jön Türklerin Ermeni Mallarına El Koyması) isimli bir eseri bulunmaktadır.

“Bu süreçleri [nüfus politikaları] düzenleyen seçkinler, öngörülebilir varsayımlarla değil, toplumun, bireylerin şartlandırılması ve yönlendirilmesi yoluyla doldurulacak boş bir sayfa olduğu fikri etrafında gelişen gelişigüzel bir toplum modeli üzerinden hareket etmişlerdir. Ancak bir araştırmacının ileri sürdüğü gibi, “boş sayfanın karanlık bir yanı vardır. İnsan doğasında uyandırdığı boşluk totaliter rejimler tarafından hemen doldurulur ve boşluğun soykırımla doldurulmasının önüne geçilemez. Boşluk, eğitimi, çocuk yetiştirmeyi ve sanatı yolundan çıkaracak toplum mühendisliğiyle doldurulur... Bu, yaşam karşıtı ve insanlık karşıtı kuramsal bir soyutlamadır”. (…) Milliyetçi seçkinler ne kadar isteseler de, kültürel ve etnik anlamda tamamen tarafsız bir homojenlik söz konusu olamaz.”

Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu vilayetleri, Ermenilerin, Türklerin, Kürtlerin, Arapların birlikte yaşadığı bölgelerdi. İmparatorluğun dağılması ve ulusdevletin doğuşu, bu durumu şiddetli bir şekilde ve şiddet içeren süreçlerle değiştirdi.

Modern Türkiye'nin İnşası, 1913-1950 arasında İttihatçı ve Kemalist rejimlerin Türkiye'nin doğusunda, bölgeyi etnik açıdan homojenleştirme ve Türk ulusdevletine dahil etme amacıyla uyguladığı çeşitli milliyetçi nüfus politikalarını ele alıyor. Fiziksel yıkım, sürgün, zorla asimilasyon ve hafıza politikaları gibi, ulusdevlet içinde etnik ve kültürel homojenliği sağlamak adına rejimin kullandığı toplum mühendisliği araçlarını inceliyor.Yazarın kişisel görüşmelerle de pekiştirdiği, söz konusu bölgelerde daha evvel yapılmış sözlü tarih çalışmalarını, yazılı kaynakları ve belgeleri de kapsamlı bir şekilde ele alan bu araştırma, zengin bir tartışma perspektifi ortaya çıkarıyor. Uğur Ümit Üngör, farklı etnik kimliklerin yıllarca beraber yaşadığı bir sosyal hayatın merkezi olan doğu vilayetlerinin, milliyetçi seçkinlerce nasıl nüfus politikalarının odağı ve kitlesel şiddetin sahnesine dönüştürüldüğünü gösteriyor.

UĞUR ÜMİT ÜNGÖR Utrecht Üniversitesi Tarih Bölümü'nde öğretim görevlisi ve Amsterdam Institute for War and Genocide Studies'de (Savaş ve Soykırım Çalışmaları Enstitüsü) araştırmacıdır. Ağırlıklı olarak kitlesel şiddet ve milliyetçiliğin tarihsel sosyolojisi üzerine çalışmaktadır. 2012'de Royal Dutch Academy of Science (Hollanda Krallığı Bilim Akademisi) tarafından Tarih Alanında Genç Bilim İnsanı ödülü almıştır. Alexander Geokjian ile birlikte yazıp yönettiği “The Century of Our Grandparents” (Büyükbaba ve Büyükannelerimizin Yüzyılı) adında bir belgeselin yanı sıra, 2011'de yayımlanan Confiscation and Destruction: The Young Turk Seizure of Armenian Property (Müsadere ve Yıkım: Jön Türklerin Ermeni Mallarına El Koyması) isimli bir eseri bulunmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat