#smrgKİTABEVİ Mimari Teorinin Ölümü ve Diğer Kuruntular Üzerine -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Step Ajans Matbaacılık
ISBN-10:
6059486002
Stok Kodu:
1199194225
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
48 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Çeviren:
Gamze Yeşildağ
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199194225
580243
Mimari Teorinin Ölümü ve Diğer Kuruntular Üzerine -
Mimari Teorinin Ölümü ve Diğer Kuruntular Üzerine - #smrgKİTABEVİ
0.00
20. yüzyılın en ilham verici düşünürlerinin, Gilles Deleuze ve Michel Foucault'nun arasında geçen ve sık sık alıntılanan bir konuşmada -Intellectuals and Power- teori ve pratik arasındaki ilişki ele alınmıştır. Bu ilişki mimarlık disiplininin aklını karıştırmaya devam ediyor; özellikle de disiplinin pratik uygulamaları, biçimleri ve materyalleri, teknikleri ve teknolojileri, teorinin külfetli bir soyutlama olduğunu sıklıkla ileri sürüyorken. Konuşma şöyle ilerliyor: Bir defasında Deleuze, Foucault'ya pratiğin “teorinin bir uygulaması, bir sonuç” olarak görüldüğünü söyler, başka zamanlarda ise tam tersini, pratiğin teoriye ilham verdiğini öne sürer.

Her iki hikâye de birinin diğerine karşı üstünlüğünü var sayar, teorinin pratiğe ya da tam tersi. Birlikte, iki filozof da bu ilişkide bir şeylerin değiştiği zaman, teori ve pratik arasındaki eklemlenmenin oldukça “kısmi ve parçalı” olduğunda hemfikir olurlar. Bunun yerine, teorinin bir araçlar bütünü olarak düşünülünce daha faydalı bir şekilde ele alınabileceği ve teori ile pratik arasındaki röle birinden diğerine gidip geldikçe, bir etki biçimindeki blokajın diğeri tarafından ortadan kaldırıla bildiğinde anlaşırlar.

Teori de, pratik de çalıştırılabilir ve ikisi de sadece kendisi için işlememelidir; birinin etki biçimi bizi yüz üstü bırakırsa, duruma diğeri dâhil olabilir. Peki, teorinin ölümü ilan edildikten sonra ne olur? Mimari, teori ile yaşadığı güncel sorunlarda ya da teorinin –sözde- ölümündeki yas tutmada ve kutlamada yalnız değildir.

Ve bu açıklamada, Friedrich Nietzsche'den, Georg W. F. Hegel'e, Francis Fukuyama'ya kadar birbiri ardına yayılan; tanrının ölümü, insanın ölümü ve tarihin sonu'nun yarattığı titreşimlere kulak verilmelidir. Bir şeyin ölümünü ilan etmedeki güç kısmen; bir şeyin ölümünden yeni ve gençleşen bir şeyin doğması varsayımı ya da evrende bizi önceki, muhtemelen daha baskıcı bir sistemden kurtarıp yeni bir görünüme ve mantığa kavuşturan bir paradigma değişimidir. Tabii, öbür türlüsü anlamsız bir boşluğun sevimsizliği olurdu.

Bu metin, mimarinin teorik aksiyon ve pratik aksiyon arasında gidip gelen provokatif bağları daha fazla beslemeden kendi geleceği üzerinde yaratıcı bir biçimde kafa yormayı nasıl umduğunu sorguluyor. Ben mimari teorinin gözle görünür zayıflamasını irdeleyeceğim ve disiplinin, problemleri kuramsal araçlar ve ilham olmadan yapıcı ve yaratıcı bir biçimde nasıl şekillendireceğini sorgulayacağım.

20. yüzyılın en ilham verici düşünürlerinin, Gilles Deleuze ve Michel Foucault'nun arasında geçen ve sık sık alıntılanan bir konuşmada -Intellectuals and Power- teori ve pratik arasındaki ilişki ele alınmıştır. Bu ilişki mimarlık disiplininin aklını karıştırmaya devam ediyor; özellikle de disiplinin pratik uygulamaları, biçimleri ve materyalleri, teknikleri ve teknolojileri, teorinin külfetli bir soyutlama olduğunu sıklıkla ileri sürüyorken. Konuşma şöyle ilerliyor: Bir defasında Deleuze, Foucault'ya pratiğin “teorinin bir uygulaması, bir sonuç” olarak görüldüğünü söyler, başka zamanlarda ise tam tersini, pratiğin teoriye ilham verdiğini öne sürer.

Her iki hikâye de birinin diğerine karşı üstünlüğünü var sayar, teorinin pratiğe ya da tam tersi. Birlikte, iki filozof da bu ilişkide bir şeylerin değiştiği zaman, teori ve pratik arasındaki eklemlenmenin oldukça “kısmi ve parçalı” olduğunda hemfikir olurlar. Bunun yerine, teorinin bir araçlar bütünü olarak düşünülünce daha faydalı bir şekilde ele alınabileceği ve teori ile pratik arasındaki röle birinden diğerine gidip geldikçe, bir etki biçimindeki blokajın diğeri tarafından ortadan kaldırıla bildiğinde anlaşırlar.

Teori de, pratik de çalıştırılabilir ve ikisi de sadece kendisi için işlememelidir; birinin etki biçimi bizi yüz üstü bırakırsa, duruma diğeri dâhil olabilir. Peki, teorinin ölümü ilan edildikten sonra ne olur? Mimari, teori ile yaşadığı güncel sorunlarda ya da teorinin –sözde- ölümündeki yas tutmada ve kutlamada yalnız değildir.

Ve bu açıklamada, Friedrich Nietzsche'den, Georg W. F. Hegel'e, Francis Fukuyama'ya kadar birbiri ardına yayılan; tanrının ölümü, insanın ölümü ve tarihin sonu'nun yarattığı titreşimlere kulak verilmelidir. Bir şeyin ölümünü ilan etmedeki güç kısmen; bir şeyin ölümünden yeni ve gençleşen bir şeyin doğması varsayımı ya da evrende bizi önceki, muhtemelen daha baskıcı bir sistemden kurtarıp yeni bir görünüme ve mantığa kavuşturan bir paradigma değişimidir. Tabii, öbür türlüsü anlamsız bir boşluğun sevimsizliği olurdu.

Bu metin, mimarinin teorik aksiyon ve pratik aksiyon arasında gidip gelen provokatif bağları daha fazla beslemeden kendi geleceği üzerinde yaratıcı bir biçimde kafa yormayı nasıl umduğunu sorguluyor. Ben mimari teorinin gözle görünür zayıflamasını irdeleyeceğim ve disiplinin, problemleri kuramsal araçlar ve ilham olmadan yapıcı ve yaratıcı bir biçimde nasıl şekillendireceğini sorgulayacağım.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat