#smrgSAHAF Milli Mücadelede Din Adamları 1 (Ahmet Hulusi - Mehmet Rifat - Hacı Tevfik ve Abdurrahman Kamil Efendiler) -

Basıldığı Matbaa:
TAKAV Matbaacılık Yayıncılık
Dizi Adı:
İlmi Eserler
Stok Kodu:
1199148006
Boyut:
16x20
Sayfa Sayısı:
288 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2007
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199148006
534168
Milli Mücadelede Din Adamları 1 (Ahmet Hulusi - Mehmet Rifat - Hacı Tevfik ve Abdurrahman Kamil Efendiler) -
Milli Mücadelede Din Adamları 1 (Ahmet Hulusi - Mehmet Rifat - Hacı Tevfik ve Abdurrahman Kamil Efendiler) - #smrgSAHAF
0.00
Milli Mücadele, Türk ulusunun varlığını ve bağımsızlığını korumak için maddi-manevi bütün olanaklarını seferber ettiği fevkalâde önemli bir dönemi içerir. Zira Avrupa, Anadolu'nun 1071'de Alparslan tarafından fethedilmesini, daha sonra da Türkleştirilmesini ve Müslümanlaştırılmasını bir türlü içine sindirememiştir. Bu yüzden Mondros Ateşkesi (mütarekesi) (30 Ekim 1918) sonrasında Batı, hemen faaliyete geçti. Başka bir ifadeyle, iç-dış ihanet odakları elele vererek, nihayet 9 asır süren bir mücadelenin sonunda anayurdumuz, Anadolumuz, İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların ve Yunanlıların işgaline uğramıştır.

Böyle bir anda milletin ruhunda ve benliğinde mevcut olan direnme gücünü ateşleyen hocalar, müftüler, din adamları Milli Mücadele fikrinin doğuşunda önemli bir faktör olmuşlardır. Ölüm-kalım mücadelesinin ilk günlerinde halk, Mustafa Kemal Paşa'nın da belirttiği gibi "hakiki vaziyeti anlamamışlardır. Fikirlerde karışıklık vardı. Dimağlar âdeta durgun bir haldeydi..." Pek çok din adamı yine Mustafa Kemal Paşa'nın ifadesiyle "hakikatı halka izah ettiler...doğru yolu gösteren vaaz ve nasihatlerden sonra herkes çalışmaya başladı."

Bu cümleden olarak, İzmir'in işgalinden sadece dört saat gibi kısa bir süre sonra düzenlediği mitingte; "işgal edilen memleket halkının silaha sarılması dinî bir görevdir" diyen Müftü Ahmet Hulusi Efendinin etrafında Denizli'liler hemen birleşmişlerdir. (Sunuştan)

Milli Mücadele, Türk ulusunun varlığını ve bağımsızlığını korumak için maddi-manevi bütün olanaklarını seferber ettiği fevkalâde önemli bir dönemi içerir. Zira Avrupa, Anadolu'nun 1071'de Alparslan tarafından fethedilmesini, daha sonra da Türkleştirilmesini ve Müslümanlaştırılmasını bir türlü içine sindirememiştir. Bu yüzden Mondros Ateşkesi (mütarekesi) (30 Ekim 1918) sonrasında Batı, hemen faaliyete geçti. Başka bir ifadeyle, iç-dış ihanet odakları elele vererek, nihayet 9 asır süren bir mücadelenin sonunda anayurdumuz, Anadolumuz, İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların ve Yunanlıların işgaline uğramıştır.

Böyle bir anda milletin ruhunda ve benliğinde mevcut olan direnme gücünü ateşleyen hocalar, müftüler, din adamları Milli Mücadele fikrinin doğuşunda önemli bir faktör olmuşlardır. Ölüm-kalım mücadelesinin ilk günlerinde halk, Mustafa Kemal Paşa'nın da belirttiği gibi "hakiki vaziyeti anlamamışlardır. Fikirlerde karışıklık vardı. Dimağlar âdeta durgun bir haldeydi..." Pek çok din adamı yine Mustafa Kemal Paşa'nın ifadesiyle "hakikatı halka izah ettiler...doğru yolu gösteren vaaz ve nasihatlerden sonra herkes çalışmaya başladı."

Bu cümleden olarak, İzmir'in işgalinden sadece dört saat gibi kısa bir süre sonra düzenlediği mitingte; "işgal edilen memleket halkının silaha sarılması dinî bir görevdir" diyen Müftü Ahmet Hulusi Efendinin etrafında Denizli'liler hemen birleşmişlerdir. (Sunuştan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat