#smrgSAHAF Milli Kültür, Modernleşme ve İslam -

Stok Kodu:
1199125727
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
335 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
1996
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199125727
511427
Milli Kültür, Modernleşme ve İslam -
Milli Kültür, Modernleşme ve İslam - #smrgSAHAF
0.00
Bu araştırmanın ileri sürdüğü iki önemli tez vardır. Bunlardan biri Türk laiklik sisteminin Batılı norm ve değerlere uygun olarak gündeme gelmiş olmasıdır. Bu değişim sürecinde, iki kültür alanının karşılaşması nedeniyle, zihinsel bir yorum, analitik bir düşünce ve yaklaşım biçimi iltifat görmemiştir. Gözlendiği üzere, Türk Batılılaşma sistemi taklitçi bir mekanizmaya dönüşmüş, kendi kültürel değerleri ve inanç normları devreden çıkarılmış, yaratıcılığı yitirilmiş. Oysa, Batıyı Batı yapan ahlaki değerler, ekonomik zihniyet, hukuk ve mülkiyet gibi maddi ve maddi olmayan temel unsurlarda Hıristiyanlık önemli bir etkileşim kaynağı olmuştur. İkinci görüş de, Osmanlının Patrimonial modelinin bir sonucu olarak ortaya çıkan askeri-yönetici tabakanın yabancı soylulara tahsisi ve kendi insanını köylü ve halk kategorisine dönüştüren ikili (dual) yapılaşma biçimidir. Bu nedenle, Osmanlıda Batıda, özellikle İngiltere, Almanya ve Fransa'da gzölendiği üzere bir milli burjuvazi sınıfı yoktur, toplumun kaderi kozmopoit bir grubun elindedir. Kemalist sistem, bu ikili yapılaşmaya son vermek ve tüm elitist kadroyu Batıdaki modellere uygun olarak, "yerlilik (nativistic) kimliğini taşıyan kendi halkına emanet etmek için "ulus-devlet" veya günümüz sosyolojisinin deyimi ile "millet-inşasına" (nation-building) öncelik vermiştir.
Bu araştırmanın ileri sürdüğü iki önemli tez vardır. Bunlardan biri Türk laiklik sisteminin Batılı norm ve değerlere uygun olarak gündeme gelmiş olmasıdır. Bu değişim sürecinde, iki kültür alanının karşılaşması nedeniyle, zihinsel bir yorum, analitik bir düşünce ve yaklaşım biçimi iltifat görmemiştir. Gözlendiği üzere, Türk Batılılaşma sistemi taklitçi bir mekanizmaya dönüşmüş, kendi kültürel değerleri ve inanç normları devreden çıkarılmış, yaratıcılığı yitirilmiş. Oysa, Batıyı Batı yapan ahlaki değerler, ekonomik zihniyet, hukuk ve mülkiyet gibi maddi ve maddi olmayan temel unsurlarda Hıristiyanlık önemli bir etkileşim kaynağı olmuştur. İkinci görüş de, Osmanlının Patrimonial modelinin bir sonucu olarak ortaya çıkan askeri-yönetici tabakanın yabancı soylulara tahsisi ve kendi insanını köylü ve halk kategorisine dönüştüren ikili (dual) yapılaşma biçimidir. Bu nedenle, Osmanlıda Batıda, özellikle İngiltere, Almanya ve Fransa'da gzölendiği üzere bir milli burjuvazi sınıfı yoktur, toplumun kaderi kozmopoit bir grubun elindedir. Kemalist sistem, bu ikili yapılaşmaya son vermek ve tüm elitist kadroyu Batıdaki modellere uygun olarak, "yerlilik (nativistic) kimliğini taşıyan kendi halkına emanet etmek için "ulus-devlet" veya günümüz sosyolojisinin deyimi ile "millet-inşasına" (nation-building) öncelik vermiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat