#smrgKİTABEVİ Metis Ajanda 2018: Fili Yuttu Bir Yılan -

Hazırlayan:
Müge Gürsoy Sökmen; Özde Duygu Gürkan, Eylem Can
Stok Kodu:
1199196575
Boyut:
11x15
Sayfa Sayısı:
222 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199196575
582575
Metis Ajanda 2018: Fili Yuttu Bir Yılan -
Metis Ajanda 2018: Fili Yuttu Bir Yılan - #smrgKİTABEVİ
0.00
Ezilenler her zaman tarihten medet umar. Kendilerine yapılan zulmün unutulmayacağına, tarihe adlı adınca geçeceğine, günü geldiğinde hesabının sorulacağına inanmak isterler. Çektikleri acılar ancak o zaman bir anlam taşıyacaktır.

Totaliter rejimler işte bu umudu yıkmaya oynar. Politika yapmanın koşullarını ortadan kaldırmak için önce hakikat alanını tarumar ederler. Nesnel olguların karşısına utanmazca “alternatif hakikat” diye adlandırdıkları yalanlar çıkarır; kamuoyunu duygular ve inançlarla şekillendirmeyi hedeflerler. Kendi meşreplerince yaşamakta ısrar edenlere, değerlerini korumaya çalışanlara yalan dünyanın iyice kaypaklaştığı, değerlerin geçersizleştiği, bugün ak olanın yarın kara olabileceği mesajını verirler. Boyun eğmeyen, biat etmeyen, kulağının üstüne yatmayan, yalanı ve talanı görmezden gelmeyen bundan böyle kendini tuhaf suçlamaların odağında bulacaktır.

Basından umudu kestikçe içine gömüldüğümüz sosyal medya da gözlerimizi miyoplaştırır; sadece kendimize benzerlerle iletişimde kalmamıza, görüşlerimizi destekleyenler dışındaki olgulara kulağımızı kapatmamıza yol açar. Bu arada çilek aromalı sakızlar gibi yaygınlaşan o “kime göre neye göre” atarlanması, dayak yiyen bir çocuğun, taciz edilen bir kadının, özgürlüğü iftiralarla elinden alınanın sesini bastırmak için son derece işlevseldir. Hakikat arayışından vazgeçmek bir açıdan özgürleştirir bizi: İki dakika fazladan düşünmek, kararlarımızın sorumluluğunu almak gibi sıkıntılardan kurtuluruz. Zulmün ortağı olmak gibi küçük bir bedelle tabii...

Birincil haber kaynağı olarak interneti kullananların doğru bilgiye ulaşmasını, eleştirel düşünme alışkanlığının korunmasını hedefleyen teyit. org sitesinin önerisiyle çattık bu yıl ajandamızı. “Hakikat sonrası” dünyamıza ve genelde hayatımızın döşeği olan yalanlarımıza baktık. Biraz şaştık, biraz korktuk, biraz güldük, sonunda “yalanımızı yutmazsanız hapı yutarsınız” diyenlere pabuç bırakmamalı dedik!

Ezilenler her zaman tarihten medet umar. Kendilerine yapılan zulmün unutulmayacağına, tarihe adlı adınca geçeceğine, günü geldiğinde hesabının sorulacağına inanmak isterler. Çektikleri acılar ancak o zaman bir anlam taşıyacaktır.

Totaliter rejimler işte bu umudu yıkmaya oynar. Politika yapmanın koşullarını ortadan kaldırmak için önce hakikat alanını tarumar ederler. Nesnel olguların karşısına utanmazca “alternatif hakikat” diye adlandırdıkları yalanlar çıkarır; kamuoyunu duygular ve inançlarla şekillendirmeyi hedeflerler. Kendi meşreplerince yaşamakta ısrar edenlere, değerlerini korumaya çalışanlara yalan dünyanın iyice kaypaklaştığı, değerlerin geçersizleştiği, bugün ak olanın yarın kara olabileceği mesajını verirler. Boyun eğmeyen, biat etmeyen, kulağının üstüne yatmayan, yalanı ve talanı görmezden gelmeyen bundan böyle kendini tuhaf suçlamaların odağında bulacaktır.

Basından umudu kestikçe içine gömüldüğümüz sosyal medya da gözlerimizi miyoplaştırır; sadece kendimize benzerlerle iletişimde kalmamıza, görüşlerimizi destekleyenler dışındaki olgulara kulağımızı kapatmamıza yol açar. Bu arada çilek aromalı sakızlar gibi yaygınlaşan o “kime göre neye göre” atarlanması, dayak yiyen bir çocuğun, taciz edilen bir kadının, özgürlüğü iftiralarla elinden alınanın sesini bastırmak için son derece işlevseldir. Hakikat arayışından vazgeçmek bir açıdan özgürleştirir bizi: İki dakika fazladan düşünmek, kararlarımızın sorumluluğunu almak gibi sıkıntılardan kurtuluruz. Zulmün ortağı olmak gibi küçük bir bedelle tabii...

Birincil haber kaynağı olarak interneti kullananların doğru bilgiye ulaşmasını, eleştirel düşünme alışkanlığının korunmasını hedefleyen teyit. org sitesinin önerisiyle çattık bu yıl ajandamızı. “Hakikat sonrası” dünyamıza ve genelde hayatımızın döşeği olan yalanlarımıza baktık. Biraz şaştık, biraz korktuk, biraz güldük, sonunda “yalanımızı yutmazsanız hapı yutarsınız” diyenlere pabuç bırakmamalı dedik!

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat