Liber Plus İki Aylık Liberal Kültür Dergisi - Dosya: Eğitim - Sayı: 11 Eylül - Ekim

Hazırlayan:
Yayın Yönetmeni: İlkan Dalkuç
Stok Kodu:
1199192808
Boyut:
21x28
Sayfa Sayısı:
72 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
0,00
1199192808
578839
Liber Plus İki Aylık Liberal Kültür Dergisi - Dosya: Eğitim - Sayı: 11      Eylül - Ekim
Liber Plus İki Aylık Liberal Kültür Dergisi - Dosya: Eğitim - Sayı: 11 Eylül - Ekim
0.00
Eğitim teknik, ideolojik dev bir tartışma alanı. Son darbe girişimiyle gördük ki uzun vadede iktidar eğitim sisteminin bir türevidir bile denebilir. Ölçme-değerlendirme, seçme, yönlendirme, planlama… Eğitimin her sahasında farklı paradigmalar mevcut. Toplumsal tabakalanma dahi ilk başta eğitimden doğuyor dersek de yanlış olmaz.

Liberal bakışlar eğitimde sahasında ülkemizde çok zayıf. Eğitim Devletin bir işi olarak kabullenilmiş durumda. Özel okullar bile bakılırsa müfredattan, fiziksel koşulara kadar sıkı bir denetim ve gözetim altında. Tam bu yüzden eğitim konusunda mikrofonumuzu öncelikle İbrahim Betil'e uzattık. Kendisi sivil toplumda, devletin gölgesinin ötesinde neler yapılabilir tartışan en önde gelen isimlerden. Farklı şeyler düşünüyor ve de yapıyor, uyguluyor. Eğitim konusunda farklı ve öncü fikirleriyle, özellikle tanınmasını istediğimiz Ivan ilich hakkındaki yazısıyla Okan Yunusoğlu, yine her zamanki yazarlarımız Burak Durgut ve Barış Tersaçı farklı perspektifler koymaya çalıştılar. Caner Gerek Kore'nin kalkınma hikâyesini özetlerken eğitimin rolüne de değindi. Feyyaz Yıldırım yine konuya orijinal bir katkı sunarken Görkem Saylam'ın yazısı tam da dergimizde görmek istediğimiz türdeydi. Reel sektöre de dokunan inovasyon, ar-ge tartışmalarını, teşvik sistemlerine dair önerileri, Endüstri 4.0'ı yazarlarımızın gözünden okumak istiyoruz.

Afrika'dan, Güney Amerika'ya uzak coğrafyalarda gezinen yazarlarımıza ise ufkumuzu acıktıkları için ayrıca teşekkür ediyoruz. Darbe tartışmalarının kısıtladığı bir ülkeyiz. Gerek Doğan Gürpınar gerek ben güncelin peşinde koşmaya devam ettik. Biz bu nafile çabayı sürdürsek de çevirilerle katkı yapan genç arkadaşların katkılarının zamanın sınavında daha başarılı olacakları da açık. Güncel felaketler ülkece temellerimizin nasıl da zayıf olduğunu hatırlatmalı. Bu temellerin atılacağı başlıca yerlerden birisi ise eğitim sahası. Devletin ordusuna sorgulamadan güvenilmemesi gerektiğini 240 can kaybıyla öğrendik. Peki, aynı devletin eğitim sistemine güvenilebilir mi? Eğitim kısaca devlete bırakılamayacak kadar önemli bir iştir.

Eğitim teknik, ideolojik dev bir tartışma alanı. Son darbe girişimiyle gördük ki uzun vadede iktidar eğitim sisteminin bir türevidir bile denebilir. Ölçme-değerlendirme, seçme, yönlendirme, planlama… Eğitimin her sahasında farklı paradigmalar mevcut. Toplumsal tabakalanma dahi ilk başta eğitimden doğuyor dersek de yanlış olmaz.

Liberal bakışlar eğitimde sahasında ülkemizde çok zayıf. Eğitim Devletin bir işi olarak kabullenilmiş durumda. Özel okullar bile bakılırsa müfredattan, fiziksel koşulara kadar sıkı bir denetim ve gözetim altında. Tam bu yüzden eğitim konusunda mikrofonumuzu öncelikle İbrahim Betil'e uzattık. Kendisi sivil toplumda, devletin gölgesinin ötesinde neler yapılabilir tartışan en önde gelen isimlerden. Farklı şeyler düşünüyor ve de yapıyor, uyguluyor. Eğitim konusunda farklı ve öncü fikirleriyle, özellikle tanınmasını istediğimiz Ivan ilich hakkındaki yazısıyla Okan Yunusoğlu, yine her zamanki yazarlarımız Burak Durgut ve Barış Tersaçı farklı perspektifler koymaya çalıştılar. Caner Gerek Kore'nin kalkınma hikâyesini özetlerken eğitimin rolüne de değindi. Feyyaz Yıldırım yine konuya orijinal bir katkı sunarken Görkem Saylam'ın yazısı tam da dergimizde görmek istediğimiz türdeydi. Reel sektöre de dokunan inovasyon, ar-ge tartışmalarını, teşvik sistemlerine dair önerileri, Endüstri 4.0'ı yazarlarımızın gözünden okumak istiyoruz.

Afrika'dan, Güney Amerika'ya uzak coğrafyalarda gezinen yazarlarımıza ise ufkumuzu acıktıkları için ayrıca teşekkür ediyoruz. Darbe tartışmalarının kısıtladığı bir ülkeyiz. Gerek Doğan Gürpınar gerek ben güncelin peşinde koşmaya devam ettik. Biz bu nafile çabayı sürdürsek de çevirilerle katkı yapan genç arkadaşların katkılarının zamanın sınavında daha başarılı olacakları da açık. Güncel felaketler ülkece temellerimizin nasıl da zayıf olduğunu hatırlatmalı. Bu temellerin atılacağı başlıca yerlerden birisi ise eğitim sahası. Devletin ordusuna sorgulamadan güvenilmemesi gerektiğini 240 can kaybıyla öğrendik. Peki, aynı devletin eğitim sistemine güvenilebilir mi? Eğitim kısaca devlete bırakılamayacak kadar önemli bir iştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat