Keşkül Dergisi - Sufi Gelenek ve Hayat - Dosya: Rûmeli Diye Yazılır, Osmanlı Diye Okunur - Sayı: 37 Kış

Hazırlayan:
Yayın Yönetmeni : M. Fatih Çıtlak
Stok Kodu:
1199187408
Boyut:
24x32
Sayfa Sayısı:
128 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
0,00
1199187408
573452
Keşkül Dergisi - Sufi Gelenek ve Hayat - Dosya: Rûmeli Diye Yazılır, Osmanlı Diye Okunur - Sayı: 37      Kış
Keşkül Dergisi - Sufi Gelenek ve Hayat - Dosya: Rûmeli Diye Yazılır, Osmanlı Diye Okunur - Sayı: 37 Kış
0.00
Bir zamanlar hepimiz cihanşümul bir devletin çocuklarıydık. Anadolu'su, Rûmeli'si, Filistin'i, Suriye'si, Kırım'ı hepsi bir bütündü. O sebeptendir ki kimimizin bir tarafı Arap bir tarafı Boşnak'tır; kimimizinki Arnavut, kimimizinki Ahıska Türkü... Günün birinde dedemizin evlâd-ı Fâtihân'dan olduğunu öğreniriz de bir meraktır alır bizi götürür o topraklara. 93 Harbi'nde yollara düşüp göç etmiştir çoğu, buna 1990'lı yıllardaki göçleri ve hâlâ devam eden göç dalgasını da ekleyerek skalayı genişletebiliriz. Aslında vatanın âguşuna sığınmış birer Osmanlı evlâdıdır onlar.

Rûmeli ve Balkanlar ise ecdâdımız için her zaman ayrı bir hususiyete sahip olmuştur. Peki niçin Rûmeli ve Balkanlar mühimdir bizim için? Gâzi dervişler hangi sâikle son demlerinde bile o topraklara gidip çerağ uyandırmışlardır?

Keşkül dergisinin Rûmeli ve Balkanlar'a ayrılmış bu 37. sayısında; Prof. Dr. Mustafa Kara, Cem Sultan ve Saltuknâme hakkındaki yazısıyla Sarı Saltuk Hazretleri ve Saltuknâme'yi tanıtırken ufku olan devlet adamlarının ne tür hizmetlere vesile olacağının da altını çiziyor. Doç. Dr. Selami Şimşek, Manastır'daki tarîkatları anlatırken bir zamanlar mevcut oldukları bile unutulan tekkeleri gün yüzüne çıkarıyor. Prof. Dr. Cihan Okuyucu, Kosova'daki cevelânından kesitler sunuyor. Prof. Dr. Kazım Hacımeyliç, Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi ve buradaki üç nadir el yazmasına okuyucuyu şâhid eyliyor. Ayşe Sevim, Balkanlar ve Rûmeli'nin kaderini belirleyen Plevne Savunması'nı anlatıyor.

Keşkül dergisi, Balkanlar'a giderek orayı vatan toprağı eylemiş akıncılar, gâzi dervişler, onların âbâd ettiği beldelerde yetişip Payitaht'ı, Anadolu'yu ve cümle Osmanlı toprağını yeşerten büyük sûfiler ve birbirinden mühim pek çok yazı ve eşsiz görselin bulunduğu bir sayıyla daha huzurlarınızda.

Osmanlı'nın hazan devirlerinde bile yaşanan bu bütünlük ve bir oluş yeniden sağlanabilir mi, birlik ruhu yeniden kazanılabilir mi? Cevabı Keşkül Dergisi'nin 37. sayısında...

Bir zamanlar hepimiz cihanşümul bir devletin çocuklarıydık. Anadolu'su, Rûmeli'si, Filistin'i, Suriye'si, Kırım'ı hepsi bir bütündü. O sebeptendir ki kimimizin bir tarafı Arap bir tarafı Boşnak'tır; kimimizinki Arnavut, kimimizinki Ahıska Türkü... Günün birinde dedemizin evlâd-ı Fâtihân'dan olduğunu öğreniriz de bir meraktır alır bizi götürür o topraklara. 93 Harbi'nde yollara düşüp göç etmiştir çoğu, buna 1990'lı yıllardaki göçleri ve hâlâ devam eden göç dalgasını da ekleyerek skalayı genişletebiliriz. Aslında vatanın âguşuna sığınmış birer Osmanlı evlâdıdır onlar.

Rûmeli ve Balkanlar ise ecdâdımız için her zaman ayrı bir hususiyete sahip olmuştur. Peki niçin Rûmeli ve Balkanlar mühimdir bizim için? Gâzi dervişler hangi sâikle son demlerinde bile o topraklara gidip çerağ uyandırmışlardır?

Keşkül dergisinin Rûmeli ve Balkanlar'a ayrılmış bu 37. sayısında; Prof. Dr. Mustafa Kara, Cem Sultan ve Saltuknâme hakkındaki yazısıyla Sarı Saltuk Hazretleri ve Saltuknâme'yi tanıtırken ufku olan devlet adamlarının ne tür hizmetlere vesile olacağının da altını çiziyor. Doç. Dr. Selami Şimşek, Manastır'daki tarîkatları anlatırken bir zamanlar mevcut oldukları bile unutulan tekkeleri gün yüzüne çıkarıyor. Prof. Dr. Cihan Okuyucu, Kosova'daki cevelânından kesitler sunuyor. Prof. Dr. Kazım Hacımeyliç, Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi ve buradaki üç nadir el yazmasına okuyucuyu şâhid eyliyor. Ayşe Sevim, Balkanlar ve Rûmeli'nin kaderini belirleyen Plevne Savunması'nı anlatıyor.

Keşkül dergisi, Balkanlar'a giderek orayı vatan toprağı eylemiş akıncılar, gâzi dervişler, onların âbâd ettiği beldelerde yetişip Payitaht'ı, Anadolu'yu ve cümle Osmanlı toprağını yeşerten büyük sûfiler ve birbirinden mühim pek çok yazı ve eşsiz görselin bulunduğu bir sayıyla daha huzurlarınızda.

Osmanlı'nın hazan devirlerinde bile yaşanan bu bütünlük ve bir oluş yeniden sağlanabilir mi, birlik ruhu yeniden kazanılabilir mi? Cevabı Keşkül Dergisi'nin 37. sayısında...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat