#smrgSAHAF Kara Sevda -

Stok Kodu:
1199068289
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
269 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1994
Çeviren:
Çev. Yaşar Avunç
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199068289
454213
Kara Sevda -
Kara Sevda - #smrgSAHAF
0.00
Yeni Fransız romanının en önemli imzalarından biri olan Didier Decoin, 1945 yılında Paris'te doğdu; oyun yazarlığı, gazetecilik, sinema eleştirmenliği yaptı. Hemen hemen bütün yapıtları ödüllendirildi; ilk yapıtları 'Del Duca Bursu' (1966), 'Max-Barthou Ödülü' (1969) ve 'Quatre Jury Ödülü' (1971) ile değerlendirildikten sonra, Abrahanı de Brooklyn ile 1972 'Kitapçılar Ödülü'nü, Jolın l'Erıfer ile de 1977 'Goncourt Ödülü'nü aldı. Didier Decoin, Karasevda ile ilgili olarak "Yazmayı kesinlikle göze alamayacağım çok tuhaf bir aşk öyküsüydü. Ama anlatma tutkusu çekingenliğime baskın çıktı," diyor. Bir ödül kazandığı için Titanic transatlantiğinin ilk sefere çıkışında hazır bulunmak üzere Southampton'a gönderilen bir dok işçisi, transatlantiğin bir rastlantı sonucu tanıdığı çok genç ve çok güzel kamarotu Marie'ye tutuluyor; giderek 'karasevda'ya dönüşen bu tutku, dok işçisini de bir tür 'meddah'a dönüştürüyor ve yaşanmamış, gerçekleşmemiş aşk, sözün aracılığıyla bir başka boyutta gerçekleşiyor. Roman kahramanları arasında 'ancak ona kadar sayabilen' Türk kızı Ayşe de yer alıyor. Gerçek olduğu kadar düşsel, düşsel olduğu kadar gerçek, çarpıcı bir roman. (Arka kapaktan)
Yeni Fransız romanının en önemli imzalarından biri olan Didier Decoin, 1945 yılında Paris'te doğdu; oyun yazarlığı, gazetecilik, sinema eleştirmenliği yaptı. Hemen hemen bütün yapıtları ödüllendirildi; ilk yapıtları 'Del Duca Bursu' (1966), 'Max-Barthou Ödülü' (1969) ve 'Quatre Jury Ödülü' (1971) ile değerlendirildikten sonra, Abrahanı de Brooklyn ile 1972 'Kitapçılar Ödülü'nü, Jolın l'Erıfer ile de 1977 'Goncourt Ödülü'nü aldı. Didier Decoin, Karasevda ile ilgili olarak "Yazmayı kesinlikle göze alamayacağım çok tuhaf bir aşk öyküsüydü. Ama anlatma tutkusu çekingenliğime baskın çıktı," diyor. Bir ödül kazandığı için Titanic transatlantiğinin ilk sefere çıkışında hazır bulunmak üzere Southampton'a gönderilen bir dok işçisi, transatlantiğin bir rastlantı sonucu tanıdığı çok genç ve çok güzel kamarotu Marie'ye tutuluyor; giderek 'karasevda'ya dönüşen bu tutku, dok işçisini de bir tür 'meddah'a dönüştürüyor ve yaşanmamış, gerçekleşmemiş aşk, sözün aracılığıyla bir başka boyutta gerçekleşiyor. Roman kahramanları arasında 'ancak ona kadar sayabilen' Türk kızı Ayşe de yer alıyor. Gerçek olduğu kadar düşsel, düşsel olduğu kadar gerçek, çarpıcı bir roman. (Arka kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat