#smrgKİTABEVİ Kapalı Dünyadan Sonsuz Evrene -

Stok Kodu:
1199014261
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
243 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1998
Çeviren:
Aziz Yardımlı
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
From the Closed World to the Infinite Universe
Kategori:
0,00
1199014261
400408
Kapalı Dünyadan Sonsuz Evrene -
Kapalı Dünyadan Sonsuz Evrene - #smrgKİTABEVİ
0.00
Ne denli değerli, ne denli güzel olursa olsun, hiç bir düşünce çağın tinine karşı, halkın eğilimlerine karşı başarılı olamaz. Ne denli gerçek olursa olun, hiçbir bilimsel düşünce modern akademizmin irrasyonalizmini yerinden söküp atamaz. Gene de düşüncenin doğası özgürlüktür, ve irrasyonalizm ne denli yaygın ve güçlü ve zorlu olursa olsun, Us idealizmini terketmez, usdışını yenme amacından vazgeçmez. Üstün geleceğinden hiçbir kuşkusu yoktur.

Alexandre Koyre usdışı Batı akademizmine karşı, görgücü pozitivizme karşı usun kavgasını verdi. Gerçekte yabancı bir ekin adına, bir özgür ussallık ekini adına, kendi ekinine, modern Batı Uygarlığına karşı çıktı. Düşkırıklığı söz konusu bile değildi. Tersine, bir felsefeci olarak, irrasyo-nalizmin, nihilizmin, sadizmin Batı uygarlığının tüm dokularını, tüm kurumsallıklarını nasıl ele geçirdiğini çok iyi biliyordu.

Koyre sıradan bilincin pozitivist/popüler 'bilim' anlayışını ciddiye almadı. Ona göre—ve tüm felsefeye göre—bilim a priori üretilir. Tıpkı Ga-lileo'nun, Keplerin, Maxwell'in yaptıkları gibi. Evren ona ancak onda kendi kendisini bulmak için yaklaşan usa yanıt verir. Ancak onda bir kavramlar ve yasalar dizgesi, bir kozmoz, düzenli, ussal, bilinebilir bir yapı bulmak için yaklaşan bilimciye gizlerini açar. Bilimsel usun nesnesi—evren— kuramsız, mantıksız, usdışı bir olgular yığını, kavramsal belirlenimden soyutlanmış bir görüngü öbekleşmesi değildir. Tersine, olgu, görüngü kavram tarafından belirlenir, ve kurama uyar. Bu yüzdendir ki olgunun (deney ve gözlemin) kuramı doğrulaması yalnızca dışsaldır. Bu yüzdendir ki doğru kuramı, doğru mantığı onun tarafından belirlenen olgunun çürütmesi söz konusu değildir. Tersine, olguyu olgu yapan şey ondaki mantıksal belirlenimdir. Gözlem ve deney hiçbir kuram üretmez, evren yasaları gökyüzünde teleskopla okunmaz. Ancak herşey olup bittikten sonra kuramı kitaptan okuyan fizikçi bilimin de aynı a posteriori okuma yoluyla kazanıldığı, "duyusal" dediği gözlem ve deneyden türetiliverdiği yanılgısına düşer.

Alexandre Koyre bu çalışmasında modern kozmolojinin, bu en yalın doğa biliminin ilkin Katolik ve ardından Protestan korku ortamında nasıl acılı bir doğum yaşadığını, nasıl özürlü doğduğunu gösterir. Newtonculuk tarafından sakatlanışından sonra, pragmatik fizik bugün de Hıristiyan Batı uygarlığının usdışı bütününe ait eşit ölçüde usdışı bir bileşendir. Bilimsellik ve gerçeklik en son, ama en son kaygısıdır. Bir evrensel açgözlülük, evrensel türesizlik, evrensel sadizm düzeni ile uyum içinde, başlıca işlevi kapitalizmin ve militarizmin dürtüsel amaçlarına hizmet etmektir. Dolarların ve misillerin, bankaların ve uçak gemilerinin, denetlenen iletişimin ve sadistik eğlencenin terimlerinde varolan ve işleyen totaliter bir uygarlığın parçasıdır. Ve parça bütüne uymalıdır. Kendini böyle bir çarpıklığa uyarlayan bir fizik elbette kuramsal olarak da usdışının alanındadır. Modern pragmatik fiziğin uzay ve zaman ve özdek ve kuvvetin doğası konusunda anlayabildiği şey henüz yuvarlak bir sıfırdır. Bütün bir yüzyılı aldatan en son iki kuram (görecilik kuramı ve belirlenimsizci nice kuramı) mitolojik değerden bile yoksundurlar. Bir mitin bile mantığı vardır. O iki modern kuramda ise 'kuram' kavramının kendisi, Logosun kendisi çiğnenir. Ve böyle usdışı 'kuramlar' aracılığıyla bundan sonra da özsel olarak ussal olan evren üzerine hiçbirşey bilinemeyecektir. Bilinemezcilik tutarlılığını bilgisizliği ile perçinlemeyi sürdürecektir.

Hiç kuşkusuz, en ince görgül yöntem bile sonludur, ve görgül bilgi bireysel olanın, sonlunun bilgisidir. Oysa bilim evrenselin bilgisidir, ve bilimsel düşüncenin konusu olan kavramların tümü de eytişimsel doğaları gereği sonsuzdur. Ne uzay ve zaman, ne de atom ve kuvvet duyusal-görgül yöntemlere boyun eğecek denli aptal değildirler. Sonsuz büyüklük ve sonsuz küçüklük insan duyularının, insan gözleminin, mikroskopların, izgeöl-çerlerin, teleskopların vb. Ötesindedir. Sonsuzluk yalnızca ve yalnızca eytişimsel düşüncenin kavrayışına açıktır.

Ama modern fizik Atomun 'fotoğrafları'nı çeker, bir Kavramın dııyusal tasarımını sergilemeyi başarır. Modern fizik atomun sonsuza bölünmesini durdurur, uzayın ve zamanın sınırlarını saptar, sonsuzu her iki yönününde de çitlerle sınırlayıp başından atmayı başarır. Modern fizik parodi ile, komedi ile, ve bir parça da gizemcilik ile işler. Parçacık ivmelendiriciler biraz da Tao'dan yardım alırlar.

Alexandre Koyre modern Batı bilimciliğini teslim alan bu irrasyonalizmin köklerinin Newton'un pozitivizminden, "matematiksel felsefe" sinden beslendiğini gösterir. Newton'a göre evrensel yerçekimi diye birşey yoktur. Ay Yeryüzü tarafından çekilmez, gezegenler Güneş tarafından çekilmez, hiçbir cisim hiçbir cismi çekmez ve itmez. Yerçekimi kuvveti özdeğin özü, özdeğin kendindesi değildir. Yerçekimi Newton'un Hermetik Yerçekimi Tanrısının boş uzayda işleyen istencidir. Evren yasal olarak belirli bir kozmoz değil, ama usdışı, belirlenimsiz bir kaostur, ve görünürdeki düzen ancak bir Yerçekimi Tanrısının keyfi dilekleriyle sürebilir. Bu Newton'un nedensellikten yoksun evren 'dizgesi'dir.

Ve böyle bir evren tablosu elbette büyücülük tarafından, elbette gizemcilik tarafından, elbette bilinemezcilik tarafından desteklenir. Ve elbette tam olarak irrasyonalist pozitivizmin sezgilerine doyum vericidir. -Aziz Yardımlı

Ne denli değerli, ne denli güzel olursa olsun, hiç bir düşünce çağın tinine karşı, halkın eğilimlerine karşı başarılı olamaz. Ne denli gerçek olursa olun, hiçbir bilimsel düşünce modern akademizmin irrasyonalizmini yerinden söküp atamaz. Gene de düşüncenin doğası özgürlüktür, ve irrasyonalizm ne denli yaygın ve güçlü ve zorlu olursa olsun, Us idealizmini terketmez, usdışını yenme amacından vazgeçmez. Üstün geleceğinden hiçbir kuşkusu yoktur.

Alexandre Koyre usdışı Batı akademizmine karşı, görgücü pozitivizme karşı usun kavgasını verdi. Gerçekte yabancı bir ekin adına, bir özgür ussallık ekini adına, kendi ekinine, modern Batı Uygarlığına karşı çıktı. Düşkırıklığı söz konusu bile değildi. Tersine, bir felsefeci olarak, irrasyo-nalizmin, nihilizmin, sadizmin Batı uygarlığının tüm dokularını, tüm kurumsallıklarını nasıl ele geçirdiğini çok iyi biliyordu.

Koyre sıradan bilincin pozitivist/popüler 'bilim' anlayışını ciddiye almadı. Ona göre—ve tüm felsefeye göre—bilim a priori üretilir. Tıpkı Ga-lileo'nun, Keplerin, Maxwell'in yaptıkları gibi. Evren ona ancak onda kendi kendisini bulmak için yaklaşan usa yanıt verir. Ancak onda bir kavramlar ve yasalar dizgesi, bir kozmoz, düzenli, ussal, bilinebilir bir yapı bulmak için yaklaşan bilimciye gizlerini açar. Bilimsel usun nesnesi—evren— kuramsız, mantıksız, usdışı bir olgular yığını, kavramsal belirlenimden soyutlanmış bir görüngü öbekleşmesi değildir. Tersine, olgu, görüngü kavram tarafından belirlenir, ve kurama uyar. Bu yüzdendir ki olgunun (deney ve gözlemin) kuramı doğrulaması yalnızca dışsaldır. Bu yüzdendir ki doğru kuramı, doğru mantığı onun tarafından belirlenen olgunun çürütmesi söz konusu değildir. Tersine, olguyu olgu yapan şey ondaki mantıksal belirlenimdir. Gözlem ve deney hiçbir kuram üretmez, evren yasaları gökyüzünde teleskopla okunmaz. Ancak herşey olup bittikten sonra kuramı kitaptan okuyan fizikçi bilimin de aynı a posteriori okuma yoluyla kazanıldığı, "duyusal" dediği gözlem ve deneyden türetiliverdiği yanılgısına düşer.

Alexandre Koyre bu çalışmasında modern kozmolojinin, bu en yalın doğa biliminin ilkin Katolik ve ardından Protestan korku ortamında nasıl acılı bir doğum yaşadığını, nasıl özürlü doğduğunu gösterir. Newtonculuk tarafından sakatlanışından sonra, pragmatik fizik bugün de Hıristiyan Batı uygarlığının usdışı bütününe ait eşit ölçüde usdışı bir bileşendir. Bilimsellik ve gerçeklik en son, ama en son kaygısıdır. Bir evrensel açgözlülük, evrensel türesizlik, evrensel sadizm düzeni ile uyum içinde, başlıca işlevi kapitalizmin ve militarizmin dürtüsel amaçlarına hizmet etmektir. Dolarların ve misillerin, bankaların ve uçak gemilerinin, denetlenen iletişimin ve sadistik eğlencenin terimlerinde varolan ve işleyen totaliter bir uygarlığın parçasıdır. Ve parça bütüne uymalıdır. Kendini böyle bir çarpıklığa uyarlayan bir fizik elbette kuramsal olarak da usdışının alanındadır. Modern pragmatik fiziğin uzay ve zaman ve özdek ve kuvvetin doğası konusunda anlayabildiği şey henüz yuvarlak bir sıfırdır. Bütün bir yüzyılı aldatan en son iki kuram (görecilik kuramı ve belirlenimsizci nice kuramı) mitolojik değerden bile yoksundurlar. Bir mitin bile mantığı vardır. O iki modern kuramda ise 'kuram' kavramının kendisi, Logosun kendisi çiğnenir. Ve böyle usdışı 'kuramlar' aracılığıyla bundan sonra da özsel olarak ussal olan evren üzerine hiçbirşey bilinemeyecektir. Bilinemezcilik tutarlılığını bilgisizliği ile perçinlemeyi sürdürecektir.

Hiç kuşkusuz, en ince görgül yöntem bile sonludur, ve görgül bilgi bireysel olanın, sonlunun bilgisidir. Oysa bilim evrenselin bilgisidir, ve bilimsel düşüncenin konusu olan kavramların tümü de eytişimsel doğaları gereği sonsuzdur. Ne uzay ve zaman, ne de atom ve kuvvet duyusal-görgül yöntemlere boyun eğecek denli aptal değildirler. Sonsuz büyüklük ve sonsuz küçüklük insan duyularının, insan gözleminin, mikroskopların, izgeöl-çerlerin, teleskopların vb. Ötesindedir. Sonsuzluk yalnızca ve yalnızca eytişimsel düşüncenin kavrayışına açıktır.

Ama modern fizik Atomun 'fotoğrafları'nı çeker, bir Kavramın dııyusal tasarımını sergilemeyi başarır. Modern fizik atomun sonsuza bölünmesini durdurur, uzayın ve zamanın sınırlarını saptar, sonsuzu her iki yönününde de çitlerle sınırlayıp başından atmayı başarır. Modern fizik parodi ile, komedi ile, ve bir parça da gizemcilik ile işler. Parçacık ivmelendiriciler biraz da Tao'dan yardım alırlar.

Alexandre Koyre modern Batı bilimciliğini teslim alan bu irrasyonalizmin köklerinin Newton'un pozitivizminden, "matematiksel felsefe" sinden beslendiğini gösterir. Newton'a göre evrensel yerçekimi diye birşey yoktur. Ay Yeryüzü tarafından çekilmez, gezegenler Güneş tarafından çekilmez, hiçbir cisim hiçbir cismi çekmez ve itmez. Yerçekimi kuvveti özdeğin özü, özdeğin kendindesi değildir. Yerçekimi Newton'un Hermetik Yerçekimi Tanrısının boş uzayda işleyen istencidir. Evren yasal olarak belirli bir kozmoz değil, ama usdışı, belirlenimsiz bir kaostur, ve görünürdeki düzen ancak bir Yerçekimi Tanrısının keyfi dilekleriyle sürebilir. Bu Newton'un nedensellikten yoksun evren 'dizgesi'dir.

Ve böyle bir evren tablosu elbette büyücülük tarafından, elbette gizemcilik tarafından, elbette bilinemezcilik tarafından desteklenir. Ve elbette tam olarak irrasyonalist pozitivizmin sezgilerine doyum vericidir. -Aziz Yardımlı

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat