#smrgSAHAF Kant ve Scheler'de İnsan Problemi: Felsefi Antropoloji İçin Tenkidi Bir Hazırlık -

Stok Kodu:
1199047917
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
VIII + 229
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1949
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199047917
433913
Kant ve Scheler'de İnsan Problemi: Felsefi Antropoloji İçin Tenkidi Bir Hazırlık -
Kant ve Scheler'de İnsan Problemi: Felsefi Antropoloji İçin Tenkidi Bir Hazırlık - #smrgSAHAF
0.00
Felsefi antropoloji için tenkidi mahiyette bir hazırlık olan bu yazımız, dual bir görüşten hareket eden Kant ve Scheler'in insan telakkilerinin, bize insan fenomenlerine uygun bir tarzda tanıtamadıklarını, bazı dış motifler dolayısıyla suni konstrüksiyonlar yapmak mecburiyetinde kaldıklarını göstermeye çalışıyor ve aynı zamanda insanı fenomenlerine uygun olarak tanıtmak isteyen bir görüşün nasıl hareket etmesi lazımgeldiğine işaret ediyor.

Felsefi antropolojimizin dayanacağı bu görüşün, üzerinde çok durduğu nokta da, insanın parçalanmadan müşahhas bir “bütün” olarak ele alınması icabettiğini göstermektedir.

İmdi insanı bütünlüğü ile tetkik objesi yapmak isteyen felsefi bir antropolojinin, mücerret bir insan mefhumuna dayanan ve bundan dolayı aykırılıklara sürüklenen, suniliklere düşen ve maziden bize kadar gelen hiçbir insan telakkisine dayanmaması icabeder; bu sebepten dolayı insanı bize fenomenlerine uygun olarak tanıtabilecek bir antropolojinin, insanın müşahhas bütünlüğü üzerinde durması ve bunu hareket noktası olarak alması lazımdır. Bu yazımız, böyle bir tetkik tarzının ancak istikametini göstermektedir; onun gerçekleştirilmesi daha ziyade istikbale aittir. (Önsözden)

Felsefi antropoloji için tenkidi mahiyette bir hazırlık olan bu yazımız, dual bir görüşten hareket eden Kant ve Scheler'in insan telakkilerinin, bize insan fenomenlerine uygun bir tarzda tanıtamadıklarını, bazı dış motifler dolayısıyla suni konstrüksiyonlar yapmak mecburiyetinde kaldıklarını göstermeye çalışıyor ve aynı zamanda insanı fenomenlerine uygun olarak tanıtmak isteyen bir görüşün nasıl hareket etmesi lazımgeldiğine işaret ediyor.

Felsefi antropolojimizin dayanacağı bu görüşün, üzerinde çok durduğu nokta da, insanın parçalanmadan müşahhas bir “bütün” olarak ele alınması icabettiğini göstermektedir.

İmdi insanı bütünlüğü ile tetkik objesi yapmak isteyen felsefi bir antropolojinin, mücerret bir insan mefhumuna dayanan ve bundan dolayı aykırılıklara sürüklenen, suniliklere düşen ve maziden bize kadar gelen hiçbir insan telakkisine dayanmaması icabeder; bu sebepten dolayı insanı bize fenomenlerine uygun olarak tanıtabilecek bir antropolojinin, insanın müşahhas bütünlüğü üzerinde durması ve bunu hareket noktası olarak alması lazımdır. Bu yazımız, böyle bir tetkik tarzının ancak istikametini göstermektedir; onun gerçekleştirilmesi daha ziyade istikbale aittir. (Önsözden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat