#smrgKİTABEVİ İstanbulum 69: Kırk Adımda Fulya -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Ege Matbaası
Dizi Adı:
İstanbulum 69
ISBN-10:
9786054307555
Stok Kodu:
1199122600
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
141 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199122600
508301
İstanbulum 69: Kırk Adımda Fulya -
İstanbulum 69: Kırk Adımda Fulya - #smrgKİTABEVİ
0.00
Fulya adını çagrıştırdığı birçok imge içinde, parklar, bahçeler de vardır şüphesiz. Fulya, ayrık düzen olan binaların bulunduğu bölümlerde özellikle yoğun bir bitki, çiçek örtüsüne sahiptir. Hala ötede beride dutlara da rastlanır. Hatta bunlardan biri, Ortaklar Caddesi'nin hemen girişine yakın, 50 metre kadar içerde soldadır.

Her yıl dut mevsiminde, ciğerci kedileri gibi bakar bakar geçerim. Olgun dutları gördükçe, dönüşte, akşamüzeri birkaç tane ağzıma atsam mı diye düşünürüm. Sabah telaşında, herkes bir yerlere koştururken, durup dut yemek biraz "radikal" olmayı gerektiriyor. Biraz daha mahalleli olmak da denebilir buna. Bir de, işe giderken dut lekesinden sakınma kaygısı var elbet. Sabahki işi akşama bırakırız ya, akşam da başka bir telaş; yorgunluk, unutma... Yıllar var ki bir tane bile ağzıma atamadım. Şimdi yeni bir tasarı içindeyim. Bir iki tanesini yerden alıp -elbette ağzıma atmayacağım- eve getireceğim. Tohumunu çıkarıp, ekmeyi düşünüyorum. Fulya'nın son dut ağacı da kesildiğinde, ben balkonumda bir dizi fidanı yetiştirmiş olacağım.

Fulya adını çagrıştırdığı birçok imge içinde, parklar, bahçeler de vardır şüphesiz. Fulya, ayrık düzen olan binaların bulunduğu bölümlerde özellikle yoğun bir bitki, çiçek örtüsüne sahiptir. Hala ötede beride dutlara da rastlanır. Hatta bunlardan biri, Ortaklar Caddesi'nin hemen girişine yakın, 50 metre kadar içerde soldadır.

Her yıl dut mevsiminde, ciğerci kedileri gibi bakar bakar geçerim. Olgun dutları gördükçe, dönüşte, akşamüzeri birkaç tane ağzıma atsam mı diye düşünürüm. Sabah telaşında, herkes bir yerlere koştururken, durup dut yemek biraz "radikal" olmayı gerektiriyor. Biraz daha mahalleli olmak da denebilir buna. Bir de, işe giderken dut lekesinden sakınma kaygısı var elbet. Sabahki işi akşama bırakırız ya, akşam da başka bir telaş; yorgunluk, unutma... Yıllar var ki bir tane bile ağzıma atamadım. Şimdi yeni bir tasarı içindeyim. Bir iki tanesini yerden alıp -elbette ağzıma atmayacağım- eve getireceğim. Tohumunu çıkarıp, ekmeyi düşünüyorum. Fulya'nın son dut ağacı da kesildiğinde, ben balkonumda bir dizi fidanı yetiştirmiş olacağım.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat