#smrgSAHAF İslam Çağımıza Yanıt Verebilir mi? -

Stok Kodu:
1199002061
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
273 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1998
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199002061
388225
İslam Çağımıza Yanıt Verebilir mi? -
İslam Çağımıza Yanıt Verebilir mi? - #smrgSAHAF
0.00
Son yıllarda hemen hemen bütün Müslüman ülkeler, şeriatçı akımlarla çalkalanıyor. Kimi yerde iktidara da geçmiş bu akımların mesajında, din ve inanç özgürlüğü ile yetinmeyip, toplumu, devleti, giderek bireyi, İslama göre yeniden biçimlendirmek var; ve, işin gerçeği, İslam da malzeme veriyor onlara. Çağımızla ilgisi ne bu mesajın? Aklın ve bilimin öncülüğü, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü, başta emekçilerin ve kadınların olmak üzere temel insan hakları, kısacası uygarlığın ulaştığı vazgeçilmez değerler göz önünde tutulduğunda, neyi temsil ediyor bu akımlar? İslamın uyanışı mı gördüklerimiz? Yoksa, çağını yakalama yolunda XIX. yüzyıldan bu yana hayli mesafeler almış Müslüman dünyanın ilerleyişini durdurmakla kalmayıp, onu daha da gerilere savıp savuracak gericilik rüzgarları mı? Hangisi? Türkiye gibi "Aydınlanma" yolunda nice menzillere erişmiş; akılla bilimi tek yol gösterici olarak bellemiş ve, öyle olduğu için de, laik ilkeyi kabul etmiş bir ülke bakımından, daha da yakıcı sorular bunlar. Türkiye söz konusu olduğunda, demokrasi de gündeme geliyor: Onu, laik zeminden ayrı düşünebilir miyiz? Yoksa demokrasi ile laiklik, etle tırnak gibi birbirine bağlı süreçler mi? Okuyunuz göreceksiniz.
Son yıllarda hemen hemen bütün Müslüman ülkeler, şeriatçı akımlarla çalkalanıyor. Kimi yerde iktidara da geçmiş bu akımların mesajında, din ve inanç özgürlüğü ile yetinmeyip, toplumu, devleti, giderek bireyi, İslama göre yeniden biçimlendirmek var; ve, işin gerçeği, İslam da malzeme veriyor onlara. Çağımızla ilgisi ne bu mesajın? Aklın ve bilimin öncülüğü, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü, başta emekçilerin ve kadınların olmak üzere temel insan hakları, kısacası uygarlığın ulaştığı vazgeçilmez değerler göz önünde tutulduğunda, neyi temsil ediyor bu akımlar? İslamın uyanışı mı gördüklerimiz? Yoksa, çağını yakalama yolunda XIX. yüzyıldan bu yana hayli mesafeler almış Müslüman dünyanın ilerleyişini durdurmakla kalmayıp, onu daha da gerilere savıp savuracak gericilik rüzgarları mı? Hangisi? Türkiye gibi "Aydınlanma" yolunda nice menzillere erişmiş; akılla bilimi tek yol gösterici olarak bellemiş ve, öyle olduğu için de, laik ilkeyi kabul etmiş bir ülke bakımından, daha da yakıcı sorular bunlar. Türkiye söz konusu olduğunda, demokrasi de gündeme geliyor: Onu, laik zeminden ayrı düşünebilir miyiz? Yoksa demokrasi ile laiklik, etle tırnak gibi birbirine bağlı süreçler mi? Okuyunuz göreceksiniz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat