#smrgSAHAF İşkenceler Zamanı: Mutlak Krallar Devrinde İtaat (15. - 18. Yüzyıllar) - 1998

Basıldığı Matbaa:
Melisa Matbaacılık
ISBN-10:
9757350613
Stok Kodu:
1199031091
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
348 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1998
Çeviren:
Ali Berktay
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199031091
417179
İşkenceler Zamanı: Mutlak Krallar Devrinde İtaat (15. - 18. Yüzyıllar) -        1998
İşkenceler Zamanı: Mutlak Krallar Devrinde İtaat (15. - 18. Yüzyıllar) - 1998 #smrgSAHAF
0.00
Soğuk savaşın sona ermesinden bu yana örtbas edilmiş olayların durmadan gün yüzüne çıkması, siyaset ortamını derinden etkiliyor. Sarsıntı, kendilerini fazla küçümseme eğilimi gösteren yeni bir tarihin alanına giren, güncel olaylarla da sınırlı kalmıyor. Yüzyıllardır saklanan şeyler de açılan çatlaktan fırlayarak her birimizi Avrupa'da iktidarın özü, itaatkâr uyruk ve toplumsal bilimler alanı gibi konular üzerinde düşünmeye çağırıyor.

Gerek Mutlakiyet Fransası, gerekse ona öykünen diğer monarşiler açısından, Michel Foucault'nun da düşündüğü gibi İşkenceler Zamanı'nın asıl işlevi: baş eğmeyi çoğunluğun düşüncelerinin sömürülmesi üzerine kurmasıydı. Bu açıdan bakıldığında, 18. yüzyıl filozoflarının işkenceye karşı yönelttikleri suçlamalar göründüğünden çok daha devlet karşıtı bir nitelik taşır.

Hem siyasal, hem simgesel alanlardaki iki ana evrim yolu arasında kesin bir tercih yapmak, yarının Avrupa'sının kuruluşu açısından da belirleyici önemde değil midir? (Arka kapaktan)

Soğuk savaşın sona ermesinden bu yana örtbas edilmiş olayların durmadan gün yüzüne çıkması, siyaset ortamını derinden etkiliyor. Sarsıntı, kendilerini fazla küçümseme eğilimi gösteren yeni bir tarihin alanına giren, güncel olaylarla da sınırlı kalmıyor. Yüzyıllardır saklanan şeyler de açılan çatlaktan fırlayarak her birimizi Avrupa'da iktidarın özü, itaatkâr uyruk ve toplumsal bilimler alanı gibi konular üzerinde düşünmeye çağırıyor.

Gerek Mutlakiyet Fransası, gerekse ona öykünen diğer monarşiler açısından, Michel Foucault'nun da düşündüğü gibi İşkenceler Zamanı'nın asıl işlevi: baş eğmeyi çoğunluğun düşüncelerinin sömürülmesi üzerine kurmasıydı. Bu açıdan bakıldığında, 18. yüzyıl filozoflarının işkenceye karşı yönelttikleri suçlamalar göründüğünden çok daha devlet karşıtı bir nitelik taşır.

Hem siyasal, hem simgesel alanlardaki iki ana evrim yolu arasında kesin bir tercih yapmak, yarının Avrupa'sının kuruluşu açısından da belirleyici önemde değil midir? (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat