^#smrgSAHAF Hisler ve Fikirler Işığında Ra'if Necdet Kestelli -

Memlekette iktisadiyat düzelir, adalet daha esaslı ve seri bir surette temin edilir, memlekette iltimasa ve ihtirasata daha az mevki verilir, maarif teşkilatı ihtiyaca bî-hakkın cevap verecek bir şekil alır ve husûsiyle, küçük ve büyük bütün memuriyet mevkilerine vicdan ve irfan, kafa ve ihtisas itibarıyla hadd-i âzamide lâyık vatandaşlar getirilir, seciyesizlere, kendi hasis menfaatlerinden başka bir şey düşünmeyen, her devirde, zeytinyağı gibi üste çıkmak isteyen yüzsüzlere fazla yüz verilmezse emin olmalı ki bu memleket bu nurlu hamleler ve merhalelerle birkaç sene içinde hem satvet hem medeniyet cihetinden birinci sınıf bir Avrupa devleti seviyesine yükselir, yükselebilir. -Râ'if Necdet

1900'lü yıllar hem Dünya hem de Türk tarihi için önemli değişimlerin yaşandığı, gerek fikri alanda gerekse siyasi alanda çalkantıların ve çatışmaların yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu dönemde tüm dünyada yaşanan olumsuz değişiklikler, doğal bir biçimde Türk toplumunu da derinden etkilemiştir. Bir taraftan yıkılmakta olan bir imparatorluğu kurtarma çabaları, kaybedilen savaşlar ve ekonomik çöküş, toplumumuzun başındaki felaketler olarak tarihe geçer. Bu karışık dönemde aydınlarımız da bir yandan savaşlarda fiilen mücadele ederken, ayrıca fikirleriyle de insanımızı aydınlatmaya uğraşırlar. İşte bu mücadeleci insanlardan biri de aydın, asker ve öğretmen kimliklerini bir arada taşıyan Raif Necdet Kestelli'dir.

Cephede savaşan, fikirleriyle edebi çevrelerde polemikler yaratan sanatçı, edebiyat tarihimizde farklı bir ses olarak yerini alır. Diğer taraftan eserlerinin çokluğuna, ele aldığı konuların önemine rağmen bugüne kadar araştırmacıların ilgisini ne yazık ki yeterince çekememiştir. Buradan hareketle Raif Necdet'in, edebiyat ve fikir dünyası için olduğu kadar, toplumumuzun o dönemlerine ayna tutması bakımından da dikkate değer bulduğumuz Hisler ve Fikirler adlı eserini Latin harflerine aktardık.

Eserin içindeki yazılar, sanatçının oldukça geniş bir dünya görüşü olduğunu gösterdiği gibi, idealist ve hakiki bir vatanperver oluşuna da işarettir. Aradan geçen yüzyıllık bir zaman sonra da ele aldığı konuların güncelliğini kaybetmemiş olması ayrıca düşündürücü bir husustur.

Bu çalışmamızda yardım ve desteklerini gördüğümüz Arş. Gör. Kazım Çandır, Arş. Gör. Ayşe Yıldız ve Arş Gör. Fatih Sakallı'ya teşekkürü bir borç biliriz. Zevkle okunacağı ümidiyle...