Eserin Kilisli Rifat (Bilge) tarafından 1916 yılında yapılan ilk neşri, eser hakkında yapılan bir dizi çalışmayı da beraberinde getirmiştir. Bu konuda Fuad Köprülü, Abdülkadir İnan, Pertev Naili Boratav, Hüseyin Namık Orkun ve Ziya Gökalp'ın çalışmaları önemli bir yere sahiptir. Özellikle Ziya Gökalp'ın Dede Korkut anlatılarından bazılarını nazma çekerek yayımlaması bu anlatıların halka ulaşması hususunda kayda değer bir gelişmedir. Devam eden süreçte bir başvuru eseri hâline gelen Dede Korkut Kitabı birçok şair ve yazar tarafından kaleme alınmış veya yeni eserlere ilham kaynağı olmuştur. Yayımlanan eserlerden bazıları dil ve şekil yönünden orijinal metinlerden ayrılırlarken bazıları ise hem dil, hem şekil ve hem de içerik bakımından farklılıklar göstermektedirler. Bu farklılıklar, anlatıyı ele alan her şair veya yazarın kendi üslup ve düşünce sistemine göre yeni anlatılar meydana getirdiğine işaret etmektedir.
Eserin Kilisli Rifat (Bilge) tarafından 1916 yılında yapılan ilk neşri, eser hakkında yapılan bir dizi çalışmayı da beraberinde getirmiştir. Bu konuda Fuad Köprülü, Abdülkadir İnan, Pertev Naili Boratav, Hüseyin Namık Orkun ve Ziya Gökalp'ın çalışmaları önemli bir yere sahiptir. Özellikle Ziya Gökalp'ın Dede Korkut anlatılarından bazılarını nazma çekerek yayımlaması bu anlatıların halka ulaşması hususunda kayda değer bir gelişmedir. Devam eden süreçte bir başvuru eseri hâline gelen Dede Korkut Kitabı birçok şair ve yazar tarafından kaleme alınmış veya yeni eserlere ilham kaynağı olmuştur. Yayımlanan eserlerden bazıları dil ve şekil yönünden orijinal metinlerden ayrılırlarken bazıları ise hem dil, hem şekil ve hem de içerik bakımından farklılıklar göstermektedirler. Bu farklılıklar, anlatıyı ele alan her şair veya yazarın kendi üslup ve düşünce sistemine göre yeni anlatılar meydana getirdiğine işaret etmektedir.