Hacı Bayram Veli hazretleri, nefsinin kaya gibi, taş gibi sert yanlarını ezip, arıtıp, topraklaştırmış, toprak gibi mütevazı bir halde kendini topluma adamıştır. Toplumun ezasına, sıkıntısına, problemlerine katlanmış, bu amaçla, sosyal yardım sandıkları kurmuş; yoksullara, yetimlere, dullara, gariplere, yolda kalmışlara, ilim talebelerine yardım etmiştir. Dergâhında ahlâk eğitimi vermiş, medrese ve tekkesinde öğrenci yetiştirmiş, onlara tefsir, fıkıh, hadis, kelâm, tasavvuf öğretmiştir.
O, Ankara'nın Kara Medresesi'nin müderrisi (profesörü) Molla Numan Efendi ve adı meçhul, kendi kabuğunda sade biri iken, Ebû Hâmidüddin Aksarayî (Somuncu Baba) hazretlerinin manevî terbiyesi altına girdikten sonra, kendini her yönüyle topluma adamış, toplum için çırpınmış, halka hizmetin, Hakk'a hizmet olduğunun bilincine ulaşmış, farklı ama tamamen olgun bir insan haline gelmiştir. Bu bize, ilim ile tasavvufu birleştirmeye muvaffak olanların toplum içinde, daha çok yarar sağlayacağını gösteren çarpıcı bir örnektir. (Arka kapaktan)