#smrgKİTABEVİ Gölgeler ve Hayaller Şehrinde - 2014

Kondisyon:
Yeni
ISBN-10:
9789750721564
Stok Kodu:
1199163017
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
304 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199163017
549170
Gölgeler ve Hayaller Şehrinde -        2014
Gölgeler ve Hayaller Şehrinde - 2014 #smrgKİTABEVİ
0.00
Murat Gülsoy'un kendine has kalemiyle bugüne kadar yarattıklarının tamamından sıyrılan, eşine az rastlanır bir hikaye!

Buraya ait olamamaktan yoruldum. Ama gidemiyorum da... Paris'e de ait değilim çünkü. Charles, Marcel, Evelyn, Margaret, hepsi başka bir yere ait olmanın güveniyle istedikleri yere gidebiliyorlar. Gittikleri yerde de durmayacaklar belli ki. Ben onlara benzesem de onlardan biri değilim. Acı bir tecrübe. Hayaletlerin niçin kimi binalarda hapis kaldığını şimdi anladım. Ben ve benim gibiler bu şehrin hayaletleri. Melez mahlûklar. Onlarsa seyyah. Çoktan bitmiş bir hikâyeyi tekrar yaşamak isteyen eğlence düşkünleri. Onlara boşuna kızdım Alex. Ateşe verdim her yeri. Öfkem kendimeydi, biliyorum. Hiçbir yer yok benim için. Onları kıskanıyorum. Kendinden emin insanları. Herkesin bir evi, bir toprağı var. Ben gökyüzünde uçan kimsesiz bir tohumum. Bütün rahimler ölü benim için.

Meşrutiyetin ilanından sonra bir Fransız gazetesi Türkiye'de olup bitenleri ilk kaynaktan öğrenmek için İstanbul'a muhabir göndermeye karar verir. Türk asıllı bir Fransız gazeteci bu işe talip olur ve köklerinin bulunduğu şehre, İstanbul'a doğru yola çıkar.

Gölgeler ve Hayaller Şehrinde, Osmanlı'nın bu çalkantılı dönemindeki toplumsal histerinin romanı. Yabancı kaldığı ülkesinde olan biteni yabancılara rapor eden bir Türk'ün, bir yandan Osmanlı toplumunun akıl tutulmasını gözlemlerken bir yandan da kendi geçmişiyle yüzleşmesinin hikâyesi.

"Onları kıskanıyorum. Kendinden emin insanları.
Herkesin bir evi, bir toprağı var.
Ben gökyüzünde uçan kimsesiz bir tohumum.
Bütün rahimler ölü benim için."

…Tüm hikâye 1968 yılında başlar. Yeni mezun avukat, sabahtan akşama adliye koridorlarını arşınladıktan sonra nefes almak için Sahaflar Çarşısı'na varır. Sınırları mutlak suretle çizilmiş hayatından kaçmak için yapılan en kusursuz ve en kısa yolculuğudur bu. Heyecanla rafların arasında yeni dünyasını ararken sahaf avukata yaklaşır ve elinde tuttuğu muazzam, deri kaplı defteri uzatarak hangi dilde yazılmış olduğunu sorar. Tabii ki kıymetli fakat keşfedilemeden hemen önce yok olmuş bir yazardan kalan elyazması olduğunu umarak, merakla gelecek cevabı beklemektedir. Kısaca göz gezdiren avukat, Fransızca yazılı defterin mektuplardan ibaret olduğunu söyler. Ama içeriğinin ne olduğundan bahsetmez. Böylece sahafın umutlarını tüketen nokta, avukata yeni bir dünya bağışlamıştır çoktan…

MURAT GÜLSOY, 1992-2002 yılları arasında arkadaşlarıyla Hayalet Gemi dergisini çıkardı. Bu Kitabı Çalın adlı kitabıyla 2001 yılı Sait Faik Hikâye Armağanı'nı ve Bu Filmin Kötü Adamı Benim adlı romanıyla 2004 yılı Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Bu Kitabı Çalın, Almanya'da Stehlen Sie dieses Buch adıyla yayımlandı. İstanbul'da Bir Merhamet Haftası birçok dile (Çince, Makedonca, Rumence, Bulgarca, Arapça) çevrildi. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi, mühendislik ve yaratıcı yazarlık dersleri veriyor; sadece yazmayı değil yazmak üzerine düşünmeyi de seviyor.

Murat Gülsoy'un Can Yayınları'ndaki diğer kitapları:
Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul, 1999
Bu Kitabı Çalın, 2000
Âlemlerin Sürekliliği, 2002
Binbir Gece Mektupları, 2003
Bu Filmin Kötü Adamı Benim, 2004
Büyübozumu, 2004
Sevgilinin Geciken Ölümü, 2005
İstanbul'da Bır Merhamet Haftası, 2007
602. Gece, 2009
Karanlığın Aynasında, 2010
Tanrı Beni Görüyor mu? 2010
Baba, Oğul ve Kutsal Roman, 2012
Nisyan, 2013

Murat Gülsoy'un kendine has kalemiyle bugüne kadar yarattıklarının tamamından sıyrılan, eşine az rastlanır bir hikaye!

Buraya ait olamamaktan yoruldum. Ama gidemiyorum da... Paris'e de ait değilim çünkü. Charles, Marcel, Evelyn, Margaret, hepsi başka bir yere ait olmanın güveniyle istedikleri yere gidebiliyorlar. Gittikleri yerde de durmayacaklar belli ki. Ben onlara benzesem de onlardan biri değilim. Acı bir tecrübe. Hayaletlerin niçin kimi binalarda hapis kaldığını şimdi anladım. Ben ve benim gibiler bu şehrin hayaletleri. Melez mahlûklar. Onlarsa seyyah. Çoktan bitmiş bir hikâyeyi tekrar yaşamak isteyen eğlence düşkünleri. Onlara boşuna kızdım Alex. Ateşe verdim her yeri. Öfkem kendimeydi, biliyorum. Hiçbir yer yok benim için. Onları kıskanıyorum. Kendinden emin insanları. Herkesin bir evi, bir toprağı var. Ben gökyüzünde uçan kimsesiz bir tohumum. Bütün rahimler ölü benim için.

Meşrutiyetin ilanından sonra bir Fransız gazetesi Türkiye'de olup bitenleri ilk kaynaktan öğrenmek için İstanbul'a muhabir göndermeye karar verir. Türk asıllı bir Fransız gazeteci bu işe talip olur ve köklerinin bulunduğu şehre, İstanbul'a doğru yola çıkar.

Gölgeler ve Hayaller Şehrinde, Osmanlı'nın bu çalkantılı dönemindeki toplumsal histerinin romanı. Yabancı kaldığı ülkesinde olan biteni yabancılara rapor eden bir Türk'ün, bir yandan Osmanlı toplumunun akıl tutulmasını gözlemlerken bir yandan da kendi geçmişiyle yüzleşmesinin hikâyesi.

"Onları kıskanıyorum. Kendinden emin insanları.
Herkesin bir evi, bir toprağı var.
Ben gökyüzünde uçan kimsesiz bir tohumum.
Bütün rahimler ölü benim için."

…Tüm hikâye 1968 yılında başlar. Yeni mezun avukat, sabahtan akşama adliye koridorlarını arşınladıktan sonra nefes almak için Sahaflar Çarşısı'na varır. Sınırları mutlak suretle çizilmiş hayatından kaçmak için yapılan en kusursuz ve en kısa yolculuğudur bu. Heyecanla rafların arasında yeni dünyasını ararken sahaf avukata yaklaşır ve elinde tuttuğu muazzam, deri kaplı defteri uzatarak hangi dilde yazılmış olduğunu sorar. Tabii ki kıymetli fakat keşfedilemeden hemen önce yok olmuş bir yazardan kalan elyazması olduğunu umarak, merakla gelecek cevabı beklemektedir. Kısaca göz gezdiren avukat, Fransızca yazılı defterin mektuplardan ibaret olduğunu söyler. Ama içeriğinin ne olduğundan bahsetmez. Böylece sahafın umutlarını tüketen nokta, avukata yeni bir dünya bağışlamıştır çoktan…

MURAT GÜLSOY, 1992-2002 yılları arasında arkadaşlarıyla Hayalet Gemi dergisini çıkardı. Bu Kitabı Çalın adlı kitabıyla 2001 yılı Sait Faik Hikâye Armağanı'nı ve Bu Filmin Kötü Adamı Benim adlı romanıyla 2004 yılı Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Bu Kitabı Çalın, Almanya'da Stehlen Sie dieses Buch adıyla yayımlandı. İstanbul'da Bir Merhamet Haftası birçok dile (Çince, Makedonca, Rumence, Bulgarca, Arapça) çevrildi. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi, mühendislik ve yaratıcı yazarlık dersleri veriyor; sadece yazmayı değil yazmak üzerine düşünmeyi de seviyor.

Murat Gülsoy'un Can Yayınları'ndaki diğer kitapları:
Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul, 1999
Bu Kitabı Çalın, 2000
Âlemlerin Sürekliliği, 2002
Binbir Gece Mektupları, 2003
Bu Filmin Kötü Adamı Benim, 2004
Büyübozumu, 2004
Sevgilinin Geciken Ölümü, 2005
İstanbul'da Bır Merhamet Haftası, 2007
602. Gece, 2009
Karanlığın Aynasında, 2010
Tanrı Beni Görüyor mu? 2010
Baba, Oğul ve Kutsal Roman, 2012
Nisyan, 2013

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat