^#smrgSAHAF Göçmenler -

Göçmenler oynadıkları rolün bilincinde değillerdi. Tarihi düşünmüyorlar ya da kendilerini tarihin bir parçası olarak görmüyorlardı. Gittikleri yeri bir masal ülkesi gibi kabulleniyor, hakkında pek az şey biliyorlardı. Perişanlık tüm benliklerini kaplamıştı. Bulantı, mide sancıları dayanılır gibi değildi. İki buçuğa iki buçuk büyüklüğündeki havasız, pis kokulu, karanlık, sallantılı kamarada dördü çocuk, dördü büyük sekiz kişiydiler. İçinde bulundukları perişanlığın tüm biçimleri sonsuza dek sürecekmiş gibi geliyordu onlara.

Üçüncü mevki yolcularına ayrılmış küçük, soğuk, rüzgârın ve dalgaların yıkadığı güvertede, kamaranın sıkışıklığından kurtulma olanağı vardı. Ama 1888 yılının aralık ayında, Kuzey Atlantik Okyanusu, güvertenin vereceği temiz havayı onlardan esirgemekteydi. Güverte rutubetli, buz gibi soğuktu; hava bozar bozmaz da dalgalardan su içinde kalıyordu. Ve d© hava yolculuk sırasında hiç iyi gitmedi. (Kitaptan)