#smrgSAHAF Germinal - 2010

Basıldığı Matbaa:
Oğlak Baskı Hizmetleri
Dizi Adı:
Oğlak Klasikleri
ISBN-10:
9753294271
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199048257
Boyut:
11x18
Sayfa Sayısı:
682 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Çeviren:
İsmail Yerguz
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199048257
434253
Germinal -        2010
Germinal - 2010 #smrgSAHAF
0.00
Yüzyıl sonunda, kan rengine bulaşmış bir akşam vaktinde, kesinlikle hepsini peşlerinden sürükleyecek bir isyanın kıpkırmızı görünümüydü bu. Evet, bir akşam vakti, dizginlerini koparan, gemi azıya alan halk, böyle dört nala koşacaktı yollarda. Burjuvaların kanını akıtacaktı dereler gibi, kesik başları gezdirecek, kırılan kasalardan dökülen altınları her tarafa saçacaktı. Kadınlar uluyacak, erkekler de ısırmak için kurt çenesini andıran çenelerini açacaklardı. Evet, gene paramparça giysileri, gene saboların yankılanan tıkırtıları, pislik içindeki bedenleri, kötü kokan nefesleri, dizginlenemeyen barbar taşkınlığıyla o öfkeli, dehşet verici kalabalık alt üst edecekti ortalığı. Her tarafta yangınlar çıkacak, taş üstünde taş kalmayacak, yoksulların bir gecede kadınlara saldırıp, varlıklı kimselere ait şarap mahzenlerini boşalatacağı o müthiş şehvet ve yeme sefahatinden sonra ilkel insanlar gibi ormanlara dönülecekti. Belki de yeni bir dünyanın geleceği güne kadar hiçbir şey kalmayacaktı. Ne para ne şöhret. Evet, doğanın bir gücü gibi bunlar geçiyordu yoldan işte ve içerdekiler de yüzlerinde bunların korkunç rüzgarını hissediyorlardı. Başka bir çığlık, ‘Marseillaise'i bastırdı: ‘ Ekmek! Ekmek! Ekmek!' Emile Zola'nın, Sosyalizm'in ayak seslerini büyük bir ustalıkla aktardığı ama edebiyatın ideolojieye asla kurban etmediği büyük klasiği Germinal de (daha önceki kitabı Rahip Mouret'nin Günahı gibi) hak ettiği yerde... Elbette "Oğlak Klasikleri" arasında
Yüzyıl sonunda, kan rengine bulaşmış bir akşam vaktinde, kesinlikle hepsini peşlerinden sürükleyecek bir isyanın kıpkırmızı görünümüydü bu. Evet, bir akşam vakti, dizginlerini koparan, gemi azıya alan halk, böyle dört nala koşacaktı yollarda. Burjuvaların kanını akıtacaktı dereler gibi, kesik başları gezdirecek, kırılan kasalardan dökülen altınları her tarafa saçacaktı. Kadınlar uluyacak, erkekler de ısırmak için kurt çenesini andıran çenelerini açacaklardı. Evet, gene paramparça giysileri, gene saboların yankılanan tıkırtıları, pislik içindeki bedenleri, kötü kokan nefesleri, dizginlenemeyen barbar taşkınlığıyla o öfkeli, dehşet verici kalabalık alt üst edecekti ortalığı. Her tarafta yangınlar çıkacak, taş üstünde taş kalmayacak, yoksulların bir gecede kadınlara saldırıp, varlıklı kimselere ait şarap mahzenlerini boşalatacağı o müthiş şehvet ve yeme sefahatinden sonra ilkel insanlar gibi ormanlara dönülecekti. Belki de yeni bir dünyanın geleceği güne kadar hiçbir şey kalmayacaktı. Ne para ne şöhret. Evet, doğanın bir gücü gibi bunlar geçiyordu yoldan işte ve içerdekiler de yüzlerinde bunların korkunç rüzgarını hissediyorlardı. Başka bir çığlık, ‘Marseillaise'i bastırdı: ‘ Ekmek! Ekmek! Ekmek!' Emile Zola'nın, Sosyalizm'in ayak seslerini büyük bir ustalıkla aktardığı ama edebiyatın ideolojieye asla kurban etmediği büyük klasiği Germinal de (daha önceki kitabı Rahip Mouret'nin Günahı gibi) hak ettiği yerde... Elbette "Oğlak Klasikleri" arasında
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat