#smrgSAHAF Geçmiş Yaz Defterleri -

Stok Kodu:
1199013216
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1998
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199013216
399377
Geçmiş Yaz Defterleri -
Geçmiş Yaz Defterleri - #smrgSAHAF
0.00
Geçmiş Yaz Defterleri, şair Hilmi Yavuz'un son çalışması. Ege ile Akdeniz arasındaki bir sahil kasabasında, iki yaz mevsimi boyunca yazdıklarını içeriyor bu çalışma. Bu metinleri bir tek türün içine oturtmak güç. Günce de denebilir, anı da, deneme de, felsefi metinler de, hatta şiir de. İşin doğrusu, türler arasındaki klasik ayrımları ortadan kaldıran metinler var karşımızda. Geçmiş Yaz Defterleri, bir yazarın, bir düşünürün kendi kendisiyle hesaplaşması, dünyadaki duruşuyla yüzleşmesi. Dünyanın insanlara eksik sunulduğuna ve bu eksikliğin, bu boşluğun ancak şiirle doldurulabileceğine inanan bir yazarın, Doluluk'u şiir'de, dünyada-olmak'ta, yaz güneşi'nde, gençlikte bulması. Hayatı ve ölümü irdeleyen, erotizmin ve cinselliğin felsefesini yapan Hilmi Yavuz, şiirsel bir anlatımla yaklaşıyor bu konuya: 'Benim tanıdığım kadınların dudaklarında hep fırtınaların tadı vardı. Sevişmek o kadınlarla, fırtınalarla sevişmekti. ' Geçmişe özlem duymadan geçmişini yeniden kurarken, tarafsız bir gözlemci gibi yeniden yaşarken, 'kapalı hayatların derinliğindeki kehribar günleri' anlatırken, eskiye ilişkin her şeyden arınıyor belki de. Ancak belli bir yaşa ve oluğunluğa ulaşıldığında yapılabilecek böylesi bir yüzleşme, geçmişin ve şimdinin yollarında şiirsel bir yolculuğa dönüşüyor.
Geçmiş Yaz Defterleri, şair Hilmi Yavuz'un son çalışması. Ege ile Akdeniz arasındaki bir sahil kasabasında, iki yaz mevsimi boyunca yazdıklarını içeriyor bu çalışma. Bu metinleri bir tek türün içine oturtmak güç. Günce de denebilir, anı da, deneme de, felsefi metinler de, hatta şiir de. İşin doğrusu, türler arasındaki klasik ayrımları ortadan kaldıran metinler var karşımızda. Geçmiş Yaz Defterleri, bir yazarın, bir düşünürün kendi kendisiyle hesaplaşması, dünyadaki duruşuyla yüzleşmesi. Dünyanın insanlara eksik sunulduğuna ve bu eksikliğin, bu boşluğun ancak şiirle doldurulabileceğine inanan bir yazarın, Doluluk'u şiir'de, dünyada-olmak'ta, yaz güneşi'nde, gençlikte bulması. Hayatı ve ölümü irdeleyen, erotizmin ve cinselliğin felsefesini yapan Hilmi Yavuz, şiirsel bir anlatımla yaklaşıyor bu konuya: 'Benim tanıdığım kadınların dudaklarında hep fırtınaların tadı vardı. Sevişmek o kadınlarla, fırtınalarla sevişmekti. ' Geçmişe özlem duymadan geçmişini yeniden kurarken, tarafsız bir gözlemci gibi yeniden yaşarken, 'kapalı hayatların derinliğindeki kehribar günleri' anlatırken, eskiye ilişkin her şeyden arınıyor belki de. Ancak belli bir yaşa ve oluğunluğa ulaşıldığında yapılabilecek böylesi bir yüzleşme, geçmişin ve şimdinin yollarında şiirsel bir yolculuğa dönüşüyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat