#smrgSAHAF Gece Hayatım -

Stok Kodu:
1199101271
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
166 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199101271
487068
Gece Hayatım -
Gece Hayatım - #smrgSAHAF
0.00
Her gündüz geceye hazırlıktır esasen. Gündüzleri dağ başlarında, akarsu kıyılarından, derin deniz diplerinden, uçsuz bucaksız vadilerden, hayatın külfetleri kadar nimetleriyle de harmanlanmış kent meydanlarından, modernizmle postmodernizm arasında giderek daralan bir alanda talan edilmiş işyerlerinden edindiğimiz çoğu gereksiz yüklerle tutarız gecenin yolunu. Gece, geniş kollarıyla güvenli bir sığınak olmuştur hep, ana rahmini hatırlatan bir taraf olması biraz da bundandır belki. Bindiğimiz mumdan kayıklar, gecenin ateşten dehlizlerinde erimek şöyle dursun, yepyeni varlık alanları edinir kendisine. Cahit Sıtkı'nın, “Gece bir sebep değil belki bir neticedir” mısrasının gerisinde yatan sır da muhtemelen buradadır.

Ve aşklar, geceye yargılı su sarnıçlarıdır biraz da. Sızdırdıkları suyun mahiyeti değil, meziyeti belirleyecektir gecenin derinliğini ve o derinliğe aşina olması gereken aşklar, gündüzün hasarlarından kurtarabildikleri oranda kendilerini, onarabildikleri oranda kanayan yerlerini, yepyeni dirimlere dair yepyeni sözler verebilecektir birbirine. O derin sözlerin geceye ait olması bile başlı başına bir anlamlar manzumesidir zaten. Orada öylece durup bekler her biri bir suretten arta kalan aynalar, serinliği kendine yakıştıramayan saten çarşaflar ve ışıltılı bir ten...

Yazarların yazdıkları kadar, belki ondan ziyade, yaşadıkları da ilgilendirir bizi. O hayatların, o yaşantıların geceye ait bölümü, daha bir mercek altındadır sanki. Düşlerin ve düşüşlerin eşlik ettiği geceler, okurun açmaya korktuğu veya sürekli ertelediği bir penceredir kimi zaman da. Çünkü çiğ sahne ışıkları, yazıdan ve yazardan yana olmamıştır hiçbir zaman Misak-ı Milli sınırları dahilinde...

Gece Hayatım'ı benzersiz kılan sadece ülkenin mevcut koşulları değil, o koşullara rağmen direnişin ve başkaldırının burcunda duran Adalet Ağaoğlu'nun cesaretidir de...

Her gündüz geceye hazırlıktır esasen. Gündüzleri dağ başlarında, akarsu kıyılarından, derin deniz diplerinden, uçsuz bucaksız vadilerden, hayatın külfetleri kadar nimetleriyle de harmanlanmış kent meydanlarından, modernizmle postmodernizm arasında giderek daralan bir alanda talan edilmiş işyerlerinden edindiğimiz çoğu gereksiz yüklerle tutarız gecenin yolunu. Gece, geniş kollarıyla güvenli bir sığınak olmuştur hep, ana rahmini hatırlatan bir taraf olması biraz da bundandır belki. Bindiğimiz mumdan kayıklar, gecenin ateşten dehlizlerinde erimek şöyle dursun, yepyeni varlık alanları edinir kendisine. Cahit Sıtkı'nın, “Gece bir sebep değil belki bir neticedir” mısrasının gerisinde yatan sır da muhtemelen buradadır.

Ve aşklar, geceye yargılı su sarnıçlarıdır biraz da. Sızdırdıkları suyun mahiyeti değil, meziyeti belirleyecektir gecenin derinliğini ve o derinliğe aşina olması gereken aşklar, gündüzün hasarlarından kurtarabildikleri oranda kendilerini, onarabildikleri oranda kanayan yerlerini, yepyeni dirimlere dair yepyeni sözler verebilecektir birbirine. O derin sözlerin geceye ait olması bile başlı başına bir anlamlar manzumesidir zaten. Orada öylece durup bekler her biri bir suretten arta kalan aynalar, serinliği kendine yakıştıramayan saten çarşaflar ve ışıltılı bir ten...

Yazarların yazdıkları kadar, belki ondan ziyade, yaşadıkları da ilgilendirir bizi. O hayatların, o yaşantıların geceye ait bölümü, daha bir mercek altındadır sanki. Düşlerin ve düşüşlerin eşlik ettiği geceler, okurun açmaya korktuğu veya sürekli ertelediği bir penceredir kimi zaman da. Çünkü çiğ sahne ışıkları, yazıdan ve yazardan yana olmamıştır hiçbir zaman Misak-ı Milli sınırları dahilinde...

Gece Hayatım'ı benzersiz kılan sadece ülkenin mevcut koşulları değil, o koşullara rağmen direnişin ve başkaldırının burcunda duran Adalet Ağaoğlu'nun cesaretidir de...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat