#smrgSAHAF Felsefenin Temel Disiplinleri -

Stok Kodu:
1199072933
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
107 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1952
Çeviren:
Takiyettin Mengüşoğlu
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199072933
458824
Felsefenin Temel Disiplinleri -
Felsefenin Temel Disiplinleri - #smrgSAHAF
0.00
Bu yazımızın gayesi, bizi sual sorma, araştırma ve anlama gibi hususî bir hayat tarzına götürmektir; Eflâtun'dan-beri böyle bir hayat tarzına biz felsefe adını veriyoruz.

Fakat felsefe adını alan bu hayat, geniş bir saha, bir çok dallardan meydana gelen bir yapı teşkil eder; felsefenin bu dalları, muhteva bakımından birbirinden çok farklı olan sahalardır ve her birisinin kendisine hâs vazifeleri vardır. Bir defa en başta felsefenin esas vazifelerini içine alan, adları bizzat felsefenin adı kadar eski olan "mantık", "metafizik", "ethik" gibi felsefî disiplinler gelir. Fakat diğer taraftan bütün sahalarda insanın başarılarını, gerçeklikleri kavramağa çalışan filozofların eserlerinde böyle bir hayata tesadüf ediyoruz; aynı şeyle diğer Fakültelerde tedris edilen ilimlerde karşılaşıyoruz: Meselâ hukukun muhtelif dallarından başka bir "hukuk felsefesi"; dil ilimlerinden başka bir "dil felsefesi"; sayısı çok olan tarihî ilimlerden başka bir «tarih felsefesi»; fizik, astronomi, kimya, biyolojiden başka bir "tabiat felsefesi" vardır. En sonunda, zamanımızda aktüel bir problem sahası haline gelen diğer bir misal daha verelim: insanı tetkik eden bir çok ilimlerin yanında, meselâ hasta ve sağlam insanı kendisine mevzu olarak alan tıbbın, insanın iç-hayatını, ruhî varlık-sahasını tetkik eden psikolojinin, kavimleri, onların hayat-şekillerini araştıran etnolojinin yanında bütün insan meselelerini kendisine araştırma mevzuu yapan diğer bir felsefî disiplin, felsefî antropoloji yer alır. Bundan anlaşılıyor ki, dünyada "filozofların" kendisile meşgul olamıyacağı hiç bir varlık sahası yoktur.

Bu yazımızın gayesi, bizi sual sorma, araştırma ve anlama gibi hususî bir hayat tarzına götürmektir; Eflâtun'dan-beri böyle bir hayat tarzına biz felsefe adını veriyoruz.

Fakat felsefe adını alan bu hayat, geniş bir saha, bir çok dallardan meydana gelen bir yapı teşkil eder; felsefenin bu dalları, muhteva bakımından birbirinden çok farklı olan sahalardır ve her birisinin kendisine hâs vazifeleri vardır. Bir defa en başta felsefenin esas vazifelerini içine alan, adları bizzat felsefenin adı kadar eski olan "mantık", "metafizik", "ethik" gibi felsefî disiplinler gelir. Fakat diğer taraftan bütün sahalarda insanın başarılarını, gerçeklikleri kavramağa çalışan filozofların eserlerinde böyle bir hayata tesadüf ediyoruz; aynı şeyle diğer Fakültelerde tedris edilen ilimlerde karşılaşıyoruz: Meselâ hukukun muhtelif dallarından başka bir "hukuk felsefesi"; dil ilimlerinden başka bir "dil felsefesi"; sayısı çok olan tarihî ilimlerden başka bir «tarih felsefesi»; fizik, astronomi, kimya, biyolojiden başka bir "tabiat felsefesi" vardır. En sonunda, zamanımızda aktüel bir problem sahası haline gelen diğer bir misal daha verelim: insanı tetkik eden bir çok ilimlerin yanında, meselâ hasta ve sağlam insanı kendisine mevzu olarak alan tıbbın, insanın iç-hayatını, ruhî varlık-sahasını tetkik eden psikolojinin, kavimleri, onların hayat-şekillerini araştıran etnolojinin yanında bütün insan meselelerini kendisine araştırma mevzuu yapan diğer bir felsefî disiplin, felsefî antropoloji yer alır. Bundan anlaşılıyor ki, dünyada "filozofların" kendisile meşgul olamıyacağı hiç bir varlık sahası yoktur.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat