#smrgSAHAF Ebu Süleyman Es - Sicistani ve Felsefesi -

Stok Kodu:
1199072111
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
3 + 226 s.
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199072111
458012
Ebu Süleyman Es - Sicistani ve Felsefesi -
Ebu Süleyman Es - Sicistani ve Felsefesi - #smrgSAHAF
0.00
Sicistânî, düşünce sinde ne Fârâbî'yi tekrar etmiştir ne de onun eserlerinden doğrudan istifâde etmiştir. En azından bu, Sicistânî'nin yapmış olduğu atıflar ve referans olarak vermiş olduğu kaynaklar bakımından böyledir. Özellikle onun, Sıvânü'l Hikme gibi, felsefe tarihi bakımdan oldukça önemli bir eserin müellifi olması ve Yunan felsefesini yeterince bilmesi, onu aynı zamanda iyi bir şarih olarak ön plana çıkarmaktadır.

Buna rağmen Sicistânî, İslam Felsefesi tarihinde ne Kindî ne de Fârâbî kadar bilinmektedir. Bunun nedeni, Sicistânî'nin sınırlı sayıda risalelerinin dışında, eserlerinin günümüze kadar ulaşmaması ve dolayısıyla felsefesinin yeterli derecede bilinmemesidir. Halbuki Sicistânî'nin felsefesini araştırmak ve ortaya çıkarmak bakımından, onun öğrencisi olan Ebû Hayyân et Tevhîdî'nin kaleme almış olduğu el-Mııkâbasât ve el-İmtâ' ve'l Mıı'ânese adlı iki eseri, tamamen Sicistânî ve çevresinin felsefesi etrafında teşekkül etmiş olan eserler olarak görünmektedir. Hatta ilki tek, diğeri üç cilt olan bu eserlerden Sicistânî'nin felsefesini bir kenara bırakırsak, geride birkaç parça şiir, birkaç parça da ahlak metninden başka bir şeyin kalmayacağını ifâde edebiliriz. Dolayısıyla Sicistânî'nin felsefesini öğrenmek bakımından durum o kadar olumsuz görünmemektedir. Bunu dile getirmemizin nedeni, hem kemiyet ve hem de keyfiyet bakımından, Sicistânî'nin felsefesinin, kendi risaleleri ve Tevhîdî'nin onun derslerinden almış olduğu notlar aracılığı ile araştırılabileceğine vurgu yapmaktır. Bu bakımdan Sicistânî ve Tevhîdî arasındaki, ilişkiyi, Sokrates ve Platon, arasındaki ilişkiye benzetmemiz de mümkündür.

Çalışmamız beş bölüm ve bir de sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde Sicistânî'nin dönemi, çevresi, hayatı ve eserleri; ikinci bölümde, Dil Felsefesi; üçüncü bölümde, Doğa Felsefesi; dördüncü bölümde, Din Felsefesi ve beşinci bölümde, İnsan Felsefesi ele alınmıştır. (Önsözden)

Sicistânî, düşünce sinde ne Fârâbî'yi tekrar etmiştir ne de onun eserlerinden doğrudan istifâde etmiştir. En azından bu, Sicistânî'nin yapmış olduğu atıflar ve referans olarak vermiş olduğu kaynaklar bakımından böyledir. Özellikle onun, Sıvânü'l Hikme gibi, felsefe tarihi bakımdan oldukça önemli bir eserin müellifi olması ve Yunan felsefesini yeterince bilmesi, onu aynı zamanda iyi bir şarih olarak ön plana çıkarmaktadır.

Buna rağmen Sicistânî, İslam Felsefesi tarihinde ne Kindî ne de Fârâbî kadar bilinmektedir. Bunun nedeni, Sicistânî'nin sınırlı sayıda risalelerinin dışında, eserlerinin günümüze kadar ulaşmaması ve dolayısıyla felsefesinin yeterli derecede bilinmemesidir. Halbuki Sicistânî'nin felsefesini araştırmak ve ortaya çıkarmak bakımından, onun öğrencisi olan Ebû Hayyân et Tevhîdî'nin kaleme almış olduğu el-Mııkâbasât ve el-İmtâ' ve'l Mıı'ânese adlı iki eseri, tamamen Sicistânî ve çevresinin felsefesi etrafında teşekkül etmiş olan eserler olarak görünmektedir. Hatta ilki tek, diğeri üç cilt olan bu eserlerden Sicistânî'nin felsefesini bir kenara bırakırsak, geride birkaç parça şiir, birkaç parça da ahlak metninden başka bir şeyin kalmayacağını ifâde edebiliriz. Dolayısıyla Sicistânî'nin felsefesini öğrenmek bakımından durum o kadar olumsuz görünmemektedir. Bunu dile getirmemizin nedeni, hem kemiyet ve hem de keyfiyet bakımından, Sicistânî'nin felsefesinin, kendi risaleleri ve Tevhîdî'nin onun derslerinden almış olduğu notlar aracılığı ile araştırılabileceğine vurgu yapmaktır. Bu bakımdan Sicistânî ve Tevhîdî arasındaki, ilişkiyi, Sokrates ve Platon, arasındaki ilişkiye benzetmemiz de mümkündür.

Çalışmamız beş bölüm ve bir de sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde Sicistânî'nin dönemi, çevresi, hayatı ve eserleri; ikinci bölümde, Dil Felsefesi; üçüncü bölümde, Doğa Felsefesi; dördüncü bölümde, Din Felsefesi ve beşinci bölümde, İnsan Felsefesi ele alınmıştır. (Önsözden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat