#smrgSAHAF Düzyazının Sorgulayan Gücü (Deneme Seçkisi) -

Stok Kodu:
1199049141
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
349 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199049141
435137
Düzyazının Sorgulayan Gücü (Deneme Seçkisi) -
Düzyazının Sorgulayan Gücü (Deneme Seçkisi) - #smrgSAHAF
0.00
Düzyazının Sorgulayan Gücü Emin Özdemir'in "deneme" olarak adlandırılan yazın türünü ve yerli-yabancı ünlü denemecileri siz okurlarımıza tanıtmak için hazırladığı bir seçki. Özdemir, kitabın ilk bölümünde Deneme Deyince başlığı altında denemenin nasıl bir yazın türü olduğunu tartışıyor. Denemenin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı, denemecinin kalemi eline alırken neyi amaçladığı konusunda bizi bilgilendiriyor. Ondan, bu yazın türünün aslında Aydınlanma çağının meyvesi olduğunu öğreniyoruz. Bir metnin "deneme" olabilmesi için belli bir felsefi öğretinin parçası olmaması gerekiyor. Tartışılan fikirlerin belli sonuçlara bağlanmaya çalışılması metnin deneme olma özelliğine gölge düşürüyor. Aklın özgürce hareket edebilmesi, herhangi bir öğretiye boyun eğmemesi gerekiyor, öte yandan, bu "saf bir akıl olmamalı, yaşamı çıkış noktası yapmalı. Denemeci yaşadıklarını yazan bir insan olmalı. Özdemir'e göre deneme, niteliği en çok tartışılan yazın türlerinden biridir. Onun en ayırt edici niteliklerinden biri denemecinin kendisidir. Her yazar denemeye ayrı bir soluk, ayrı bir tanım getirebilir. Denemeler, türün babası ve büyük üstadı sayılan Montaigne'in "Ölüm" adlı yazısıyla başlıyor, Bertrand Russell, Thomas Mann, Aldous Huxley, Jean-Paul Sartre, Nurullah Ataç, Melih Cevdet Anday, Murat Belge, Vedat Günyol... gibi yazarların metinleriyle devam ediyor. (Arka kapaktan)
Düzyazının Sorgulayan Gücü Emin Özdemir'in "deneme" olarak adlandırılan yazın türünü ve yerli-yabancı ünlü denemecileri siz okurlarımıza tanıtmak için hazırladığı bir seçki. Özdemir, kitabın ilk bölümünde Deneme Deyince başlığı altında denemenin nasıl bir yazın türü olduğunu tartışıyor. Denemenin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı, denemecinin kalemi eline alırken neyi amaçladığı konusunda bizi bilgilendiriyor. Ondan, bu yazın türünün aslında Aydınlanma çağının meyvesi olduğunu öğreniyoruz. Bir metnin "deneme" olabilmesi için belli bir felsefi öğretinin parçası olmaması gerekiyor. Tartışılan fikirlerin belli sonuçlara bağlanmaya çalışılması metnin deneme olma özelliğine gölge düşürüyor. Aklın özgürce hareket edebilmesi, herhangi bir öğretiye boyun eğmemesi gerekiyor, öte yandan, bu "saf bir akıl olmamalı, yaşamı çıkış noktası yapmalı. Denemeci yaşadıklarını yazan bir insan olmalı. Özdemir'e göre deneme, niteliği en çok tartışılan yazın türlerinden biridir. Onun en ayırt edici niteliklerinden biri denemecinin kendisidir. Her yazar denemeye ayrı bir soluk, ayrı bir tanım getirebilir. Denemeler, türün babası ve büyük üstadı sayılan Montaigne'in "Ölüm" adlı yazısıyla başlıyor, Bertrand Russell, Thomas Mann, Aldous Huxley, Jean-Paul Sartre, Nurullah Ataç, Melih Cevdet Anday, Murat Belge, Vedat Günyol... gibi yazarların metinleriyle devam ediyor. (Arka kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat