#smrgSAHAF Dreyfus Olayı: Adalet İçin Bir Savaşın Öyküsü -

Basıldığı Matbaa:
Osmanlı Matbaası
Dizi Adı:
Bilim / Belge / İnceleme Dizisi: 5
Stok Kodu:
1199089845
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
156 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
7
Basım Tarihi:
2004
Çeviren:
Muammer Tuncer
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199089845
475692
Dreyfus Olayı: Adalet İçin Bir Savaşın Öyküsü -
Dreyfus Olayı: Adalet İçin Bir Savaşın Öyküsü - #smrgSAHAF
0.00
90 yıl önce, yahudi soyundan bir Fransız subayı, Alfred Dreyfus Almanlara casusluk etmek suçundan tutuklanır. Savaş konseyi başlayan gizli durşmalar sonucunda Dreyfus, rütbeleri geri alınarak yaşam boyu hapsa mahkum edilir. Tartışmalar sürmektedir ama yavaş yavaş unutulmak üzeredir.

Birden 13 Ocakta L' Aurore Gazetesinde Emile Zola'nın “Suçluyorum” başlıklı yazısı yayınlanır.

Bu yazı üzerine soruşturma yeniden açılır. Onbeş oturum sonrasında Zoa bir yıl hapis ve 3000 frank para cezasına mahkum olur. Zola, mahkemeye karşı uzun bir savunma yapar. Bu savunmadan çok gerçekleri saklayan birtakım kişileri ve çevreleri suçlayan bir saldırıdır. Dreyfus, yedi yargıç tarafından mahkum edilmiştir, onların yanılgıya düştüğünü söylemek, “orduya hakaret” sayılır. Sonrasını herkes bilir, kitaplar, romanlar, filmler” Dreyfus olayını aydınlatmıştır. Bu kitap belgesel bir yapıt. Adaletten, insanlıktan yana her aydının okuması gereken bir kitap.

"Son günlerde sıkça bunu düşünüyorum. Emile Zola, Yahudi Yüzbaşı Alfred Dreyfus'a yapılan hukuksuzluğun ve anti-semitik haksızlığın karşısına dikildi. Hem de neredeyse tüm Fransa'yı karşısına alma ve vatanından kopmak pahasına. Türkiye'de neden kimse sesini çıkarmıyor? Ne pahasına olursa olsun; gerçeği tüm çıplaklığıyla yüzümüze vuracak, adaleti savunacak bir Emile Zola'mız niye yok?” Öyle kolay Emile Zola olunmuyor! Neden mi?

Yüzbaşı Alfred Dreyfus (1859-1935) adını duydunuz mu?

Tarih 15 Ekim 1894…

Fransa'nın Genelkurmay Karargâhı'nda görevli 25 yaşındaki Topçu Yüzbaşı Dreyfus tutuklandı. Suçu, Alman Askeri Ateşesi Schwartkoppen'e bazı gizli resmi bilgileri vermekti.

Yahudi kökenli Yüzbaşı Dreyfus, Fransız kamuoyunun anti-semitik duygularının had safhada olmasının yol açtığı basın baskısı sonucu peşin olarak suçlu ilan edildi.

Yahudi Yüzbaşı Dreyfus 1894 yılı Aralık ayı başında yargılanmaya başladı.

Savcının, mahkemeye sunabileceği kesin bir delil yoktu. Tek delil, Alman Askeri Ateşesi Schwartkoppen'in evindeki çöp kutusunda bulunan not ile imzasız bir ihbar mektubuydu. Nottaki yazının Dreyfus'un yazısı olduğu iddia edildi. Dreyfus, yazının kendisine ait olmadığını söyledi, ama kimseyi inandıramadı. Yargıçlar, Dreyfus'un savunmasını neredeyse hiç dinlemeden hükmü verdi.

22 Aralık 1894'te, yargıçların oy birliğiyle vatana ihanet suçundan Dreyfus müebbet hapse mahkum edildi.

Bir süre sonra askeri ordu istihbaratının başına getirilen Binbaşı Georges Picquart, Dreyfus dosyasını yeniden inceledi. Çöp kutusunda bulunan notun Walsin Esterhazy adında bir subaya ait olduğunu ortaya çıkardı.

Mahkeme bu itirazı dikkate almadı. Üstelik, istihbaratçı Binbaşı Picquart'ı görevden aldı.

Ve işte tam o sırada ünlü yazar Emile Zola baskılara aldırmadan dönemin Cumhurbaşkanı Felix Faure'a “İtham Ediyorum” başlıklı bir mektup yazdı.

İTHAM EDİYORUM

13 Ocak 1898'de L'Aurore Gazetesi'nde yayınlanan bu mektup bir çığlıktı aslında:
“Bu iddianame hiçbir hukuksal değer taşımamaktadır. Bir insanın böylesine bir suçlama yazısı üzerine hüküm giymesi adaletsizliğin mucizesidir. Hiçbir namuslu insanın bu suçlamayı yüreği isyan etmeden okuyabileceğine inanmıyorum. Şeytan Adası'nda çekilen ölçüsüz kefareti düşünüp de çileden çıkmamak elden gelmez. Dreyfus'un birçok dil bilmesi suçtur. Evinde hiçbir tehlikeli belgenin bulunmamış olması suçtur. Ara sıra doğduğu ülkeye gitmesi suçtur. Çalışkan olması, öğrenme kaygısı içinde olması da suçtur. Coşkulanması da suçtur. Coşkulanmaması da suçtur. Ya iddianamenin kaleme alınışındaki aptalca, boşlukta kalan biçimsel iddialar! Bize suçlamanın 14 esas maddeden oluştuğu söylenmişti. Oysaki tek bir maddeden; çizelge maddesinden başka bir şey bulamıyoruz. Ve hatta öğreniyoruz ki bilirkişiler de anlaşamıyorlarmış...”

Yoğun baskıya rağmen, ülkesinden gitmek zorunda kalma pahasına Emile Zola adaleti-hukuku savundu. Yahudi düşmanı anti- semitik hareketlere karşı bayrak açtı. - Soner Yalçın

90 yıl önce, yahudi soyundan bir Fransız subayı, Alfred Dreyfus Almanlara casusluk etmek suçundan tutuklanır. Savaş konseyi başlayan gizli durşmalar sonucunda Dreyfus, rütbeleri geri alınarak yaşam boyu hapsa mahkum edilir. Tartışmalar sürmektedir ama yavaş yavaş unutulmak üzeredir.

Birden 13 Ocakta L' Aurore Gazetesinde Emile Zola'nın “Suçluyorum” başlıklı yazısı yayınlanır.

Bu yazı üzerine soruşturma yeniden açılır. Onbeş oturum sonrasında Zoa bir yıl hapis ve 3000 frank para cezasına mahkum olur. Zola, mahkemeye karşı uzun bir savunma yapar. Bu savunmadan çok gerçekleri saklayan birtakım kişileri ve çevreleri suçlayan bir saldırıdır. Dreyfus, yedi yargıç tarafından mahkum edilmiştir, onların yanılgıya düştüğünü söylemek, “orduya hakaret” sayılır. Sonrasını herkes bilir, kitaplar, romanlar, filmler” Dreyfus olayını aydınlatmıştır. Bu kitap belgesel bir yapıt. Adaletten, insanlıktan yana her aydının okuması gereken bir kitap.

"Son günlerde sıkça bunu düşünüyorum. Emile Zola, Yahudi Yüzbaşı Alfred Dreyfus'a yapılan hukuksuzluğun ve anti-semitik haksızlığın karşısına dikildi. Hem de neredeyse tüm Fransa'yı karşısına alma ve vatanından kopmak pahasına. Türkiye'de neden kimse sesini çıkarmıyor? Ne pahasına olursa olsun; gerçeği tüm çıplaklığıyla yüzümüze vuracak, adaleti savunacak bir Emile Zola'mız niye yok?” Öyle kolay Emile Zola olunmuyor! Neden mi?

Yüzbaşı Alfred Dreyfus (1859-1935) adını duydunuz mu?

Tarih 15 Ekim 1894…

Fransa'nın Genelkurmay Karargâhı'nda görevli 25 yaşındaki Topçu Yüzbaşı Dreyfus tutuklandı. Suçu, Alman Askeri Ateşesi Schwartkoppen'e bazı gizli resmi bilgileri vermekti.

Yahudi kökenli Yüzbaşı Dreyfus, Fransız kamuoyunun anti-semitik duygularının had safhada olmasının yol açtığı basın baskısı sonucu peşin olarak suçlu ilan edildi.

Yahudi Yüzbaşı Dreyfus 1894 yılı Aralık ayı başında yargılanmaya başladı.

Savcının, mahkemeye sunabileceği kesin bir delil yoktu. Tek delil, Alman Askeri Ateşesi Schwartkoppen'in evindeki çöp kutusunda bulunan not ile imzasız bir ihbar mektubuydu. Nottaki yazının Dreyfus'un yazısı olduğu iddia edildi. Dreyfus, yazının kendisine ait olmadığını söyledi, ama kimseyi inandıramadı. Yargıçlar, Dreyfus'un savunmasını neredeyse hiç dinlemeden hükmü verdi.

22 Aralık 1894'te, yargıçların oy birliğiyle vatana ihanet suçundan Dreyfus müebbet hapse mahkum edildi.

Bir süre sonra askeri ordu istihbaratının başına getirilen Binbaşı Georges Picquart, Dreyfus dosyasını yeniden inceledi. Çöp kutusunda bulunan notun Walsin Esterhazy adında bir subaya ait olduğunu ortaya çıkardı.

Mahkeme bu itirazı dikkate almadı. Üstelik, istihbaratçı Binbaşı Picquart'ı görevden aldı.

Ve işte tam o sırada ünlü yazar Emile Zola baskılara aldırmadan dönemin Cumhurbaşkanı Felix Faure'a “İtham Ediyorum” başlıklı bir mektup yazdı.

İTHAM EDİYORUM

13 Ocak 1898'de L'Aurore Gazetesi'nde yayınlanan bu mektup bir çığlıktı aslında:
“Bu iddianame hiçbir hukuksal değer taşımamaktadır. Bir insanın böylesine bir suçlama yazısı üzerine hüküm giymesi adaletsizliğin mucizesidir. Hiçbir namuslu insanın bu suçlamayı yüreği isyan etmeden okuyabileceğine inanmıyorum. Şeytan Adası'nda çekilen ölçüsüz kefareti düşünüp de çileden çıkmamak elden gelmez. Dreyfus'un birçok dil bilmesi suçtur. Evinde hiçbir tehlikeli belgenin bulunmamış olması suçtur. Ara sıra doğduğu ülkeye gitmesi suçtur. Çalışkan olması, öğrenme kaygısı içinde olması da suçtur. Coşkulanması da suçtur. Coşkulanmaması da suçtur. Ya iddianamenin kaleme alınışındaki aptalca, boşlukta kalan biçimsel iddialar! Bize suçlamanın 14 esas maddeden oluştuğu söylenmişti. Oysaki tek bir maddeden; çizelge maddesinden başka bir şey bulamıyoruz. Ve hatta öğreniyoruz ki bilirkişiler de anlaşamıyorlarmış...”

Yoğun baskıya rağmen, ülkesinden gitmek zorunda kalma pahasına Emile Zola adaleti-hukuku savundu. Yahudi düşmanı anti- semitik hareketlere karşı bayrak açtı. - Soner Yalçın

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat